GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:81
Tarih:18.05.2021

CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kendi Bakanlığına mal satan bir bakan olarak tarihe geçti Ruhsar Pekcan. Cumhuriyet tarihindeki en çıplak nüfuz suistimali, en çıplak yolsuzluk olayı bu olaydır. Bakan, önce, kendi şirketinden kendi Bakanlığına 9 milyon liralık dezenfektan sattı, bunun belgeleri ortaya çıktı ama Sayın Bakan sessiz kaldı; bir gün, iki gün, üç gün, dört gün, beş gün... Sandı ki bu iş kapanır gider ama ısrarlı takip üzerine mecbur kaldı, açıklama yaptı altıncı gün sonunda. Hani İlyas Salman ile Şener Şen'in "Banker Bilo" filmi var ya "Banker Bilo" filminde Şener Şen diyor ya: "Yaptım. Yaptım ama hele bir sor niye yaptım?" diye, Sayın Bakan da açıklamasında "Sattım. Sattım da hele bir sor niye sattım?" der gibi bir açıklama yaptı, aynı o replik gibi bir açıklama yaptı. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Dedi ki: "Efendim, 9 milyon liralık değil, 507 bin liralık sattım." Belgeler bende, 507 bin liralık Bakanlığa satılan, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğüne satılan malzeme ama 8,5 milyon daha var. Nereye? Türkiye İhracatçılar Meclisine, TOBB'a satılan var. Toplamda 9 milyon liralık satılmış durumda değerli arkadaşlar.

İkincisi: Dedi ki: "Sattım. Sattım ama ucuza sattım." 175 liraya satmış, piyasa değeri o dönem 75 ile 100 lira arasında gelip gidiyor. (CHP sıralarından "Ayıp! Ayıp!" sesleri) İki gün geçti, Sayın Cumhurbaşkanı doğru bir şey yaptı, hemen görevden aldı. Keşke istifa etseydi, onurlu bir davranış olurdu. Geçmişte Güler İleri babasının cenazesi için reklam ilanı verdi diye, sonradan kendi cebinden ödediği hâlde, istifa etti. Sayın Pekcan keşke istifa etseydi ama istifa etmedi, görevinden alındı.

Ne ararsanız var? Bakın, Sayın Pekcan'ın aslında bu işlerde olduğu da biliniyormuş. Demin arkadaşların hepsi söyledi, 2016 yılında Sayın Pekcan'la ilgili Gümrükler Genel Müdürlüğünden gümrüklere yazı gitmiş. "Müteyakkız olun, dikkatli olun, hanımefendinin ismi kullanılıyor yani Sayın Emine Erdoğan'ın ismi kullanılıyor." diye yazı gitmiş gümrüklere Gümrükler Genel Müdürlüğünden ama yirmi ay sonra bakan olmuş. Eğer bu yazı bilindiği hâlde bakan yapıldıysa sıkıntılı, skandal ama bilinmediği hâlde yapıldıysa orada daha büyük sıkıntı vardır, demek ki Sayın Cumhurbaşkanına ciddi istihbarat gitmiyor demektir.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan yirmi ay sonra bakan yapılıyor, nereye bağlanıyor? Gümrükler Genel Müdürlüğü yani kümese tilkiyi veriyorsun yani ciğeri kediye teslim ediyorsun. Yirmi ay önce Gümrükler Genel Müdürlüğü yazı yazıyor "Dikkat edin bu isme." diyor, yirmi ay sonra o isim Bakanlık koltuğuna geliyor. Nereden bakarsanız skandal, neresinden tutarsanız skandal. O gün bugündür Ruhsar Pekcan'dan tık yok, ağzını açmıyor; birkaç saygıdeğer AK PARTİ milletvekili açıklama yapmaya kalktı ama en ciddi açıklamayı da Sayın Elitaş yaptı. Sayın Elitaş'ın açıklamaları kabul edilir açıklamalar değildi. Diyor ki: "Etik olarak bakılabilir mi? Evet, bakılabilir." Hayır, Sayın Elitaş, etik olarak bakılmaz, buna hukuki açıdan da bakmak gerekir çünkü bir belediye meclis üyesinin üçüncü dereceden yakını bile ihaleye giremez o belediyede. Bakan eşi gelmiş ihaleye giriyor, Bakanın kendi şirketi gelmiş ihaleye giriyor. Burada ihaleye fesat karıştırma var, burada görevi suistimal var, görevi kötüye kullanma var, İhale Kanunu'na aykırı iş var. Sayın Elitaş'a soruyorum: Sayın Elitaş, sen daha önce o görevde bulundun, o Bakanlık görevinde bulundun, sen kendi malını "Daha ucuz ya, getir, Bakanlığa sat." deselerdi satar mıydın? Ya da sattığın için mi böyle savunuyorsun? Bu sorunun cevabını Sayın Elitaş'tan bekliyoruz.

Bakın, değerli arkadaşlar, hesap sorulmalı, Türk demokrasisi açısından hesap sorulmalı, şeffaflık açısından hesap sorulmalı. Biliyorum, AK PARTİ milletvekillerinin çoğunluğu da bizim gibi düşünüyor, benim gibi düşünüyor, yürekleri yanıyor, mahcuplar, içten içe kendi kendilerine kızıyorlar, bu olaya kızıyorlar. Az önce çıkan saygıdeğer Adana Milletvekili üç dakikalık konuşmasının tamamını Filistin'e ayırdı. Ruhsar Pekcan'la ilgili konuşması bekleniyor, girmedi konuya. Ne desin şimdi, nasıl savunsun? AK PARTİ milletvekillerinin çok büyük bir kısmının bu durumdan rahatsız olduğunu ben de biliyorum ve öyle de. İşte diyoruz ki gelin hep birlikte bu önergeye destek verin Türk demokrasisi için, şeffaflık için. "Efendim, biz muhalefetin lafıyla hareket etmeyiz." Bu işte muhalefet-iktidar olmamalı, samimi söylüyorum, olmamalı ya.

Yolsuzluğu, hırsızlığı, nüfuz ticaretini kim yaptıysa hesap vermeli arkadaş, Yüce Divana gitmeli. Koray Aydın hakkında iddia vardı, Koray Aydın geldi, bu kürsüden açıklama yaptı; hem milletvekilliğinden hem Bakanlıktan istifa etti, gitti Yüce Divanda yargılandı, geldi, şimdi milletvekili sıralarında oturmuş milletvekilliği yapıyor. Mesut Yılmaz yargılandı, Eyüp Aşık yargılandı. Gitsin Yüce Divana. Eğer kendisine güveniyorsa, bir şey yapmadıysa gider, oradan aklanır gelir. Ama yaptığı hâlde gitmezse burada kalkan o eller kara bir leke olarak tarihe geçer. Sadece Ruhsar Pekcan'ın alnında değil, AK PARTİ'nin alnında kalır bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Öztunç.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bakın, eğer bu önerge reddedilirse gerçekten kara bir gün olarak tarihe geçecek demektir. Demokrasi açısından, şeffaflık açısından gelin bunu kabul edelim.

Maske takmayan vatandaşa ceza yazılıyor ama kendi şirketinden kendi Bakanlığına mal satan biri yargılanamıyor. Gelecek nesillerde şöyle bir algı oluşuyor: "Ya, malı götür, ne de olsa bir şey olmuyor. Yap yolsuzluğu, nüfuz kullan, ticaretini yap, suistimal et; ne de olsa kimseye bir şey yapılmıyor." gibi bir algı yaratılır. Bunun için bu sizi de yaralar, bizi de yaralar, bütün Meclisi yaralar.

Meclisin onuru için, yürütme organının bu yolsuzluğu kapatmaması için kabul oyu vermenizi talep ediyorum. Eğer reddederseniz arkadaşlar, bir temizlik ürününe pislik bulaştıran ilk iktidar olursunuz, benden söylemesi. Ömür boyu da bu konuşulur.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)