GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:82
Tarih:20.05.2021

CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Önce, bugün İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener'e İkizdere'de yapılan sözlü sataşmadan dolayı İYİ Partililerden, Sayın Genel Başkandan Rizeliler adına özür diliyorum. Marjinal, kendini bilmez, zorba bir grup tarafından yapılmış bu şey, Rize'yi asla bağlamaz.

Değerli milletvekilleri, yirmi beş günden beri Rize İkizdere Eskenci Vadisi'nde yapılmaya çalışılan taş ocağını konuşuyor Türkiye. Değerli arkadaşlarım, bu taş ocağı yanlış bir yerde yapılıyor; esas proje Rize'nin İyidere ilçesinde yapılacak bir lojistik merkez, liman inşaatı için taş gerekiyor, kaya gerekiyor. Bu kayanın temin edilmesiyle ilgili çok yanlış bir alan seçilmiştir. Bu alan gerçekten dik, sarp, ormanlarla kaplı; köy yerleşim alanı tarım alanının hemen yanında olan bir yer; ciddi bir orman tahribatı var, tarım alanları var, yaşam alanları yok ediliyor, sadece insanlarla ilgili değil yani gerçekten endemik, soyu tükenmekte olan hayvanlarla ilgili; sel ve heyelan tehlikesi, vesaire, vesaire... Burada taş ocağı yapılması akla ziyan bir girişimdir ama inadına yapılıyor, yapılırken de dünya kadar yalan söyleniyor. Bu taş ocağı projesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında ihale edilmeden evvel ÇED raporu istenmiş yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazı yazılmış ve denmiş ki "Burada bu liman yapılırken, dolgu için yeni taş ocağı açılmayacak." Dosyada duruyor bu yazı ve ÇED'i almış. Ondan sonra Rize'ye gitmiş, 20 hektarlık bir alan için validen "ÇED gerek yoktur." yazısı istemiş. Hemen bitişiğinde aynı o kadar başka alan için de ayrıca bir yazı istemiş. Niye yapmış bunu biliyor musunuz, Ulaştırma Bakanlığı? Çünkü, 25 hektarın altında olunca taş ocağı, ÇED'e gerek yok? Peki, bir devlet arkadan dolaşır mı, yalan konuşur mu değerli arkadaşlarım? Hem kendi bakanlığına hem de kendi valisine.

Yetmiyor, bu sadece bundan ibaret değil değerli arkadaşlarım. Rize'de yirmi beş günden beri müthiş bir terör estiriliyor, akıl almaz bir şey. Bir avuç insan yaşam alanlarını savunuyor, bir avuç insan "Bu köy bizim köyümüzdür, bu köylüye yazık etmeyin." diyor, bir avuç insan. Ama neler yapılmadı değerli arkadaşlar; akıl almaz şeyler yapıldı. Ne yapıldı? Bakın, 2 bin jandarma dağda, taşta insanları kovalıyor, orantısız şiddet uyguluyor, gaz sıkıyor, kadınları yerlerde sürüklüyor; olacak iş değil değerli arkadaşlarım. Yalan yanlış bilgilerle algı operasyonu yapılıyor. Oraya Rize milletvekilleri geldiler, Sayın Yazıcı filan, dünya kadar yalan... Yalan söylediler... Mesela Sayın Yazıcı dedi ki: "Biz burayı beş sene içinde aynen, olduğundan daha yeşil bir şekilde iade edeceğiz." Böyle bir şey yok arkadaşlar, orada 10 santim toprak var, toprak, taşların arasında bin senede, iki bin senede oluşmuş. Allah'ın yaratmış olduğu bu dağın aynısını "Beş senede yapacağım." diyor. Haşa tövbe! Sen Tanrı mısın Sayın Yazıcı, olacak iş mi bu ya? (CHP sıralarından alkışlar) Değerli arkadaşlar, bakan geldi oraya bakan, ne dedi insanlara biliyor musunuz? "Bunlar marjinal." dedi. "Bunlar Gezici" dedi. Ayıp ya! Ayıp ya, utanmak lazım!

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Biden dedi, Biden!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Rize'de, Rize Valisi, tarihinde Türkiye'nin hiçbir yerinde görülmemiştir, belki doğuda güneydoğuda yapmışlardır bazı yerlerde, sıkıyönetim ilan etti. Bakın, birkaç cümle okuyorum: "Farklı kesimler arasında gerilim yaşanmasının önlenmesi, millî birlik ve beraberliğimizi zedeleyici provokatif eylemlerin önüne geçilmesi, kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması..."

Değerli arkadaşlar, Rize İkizdere'de hangi gruplar arasında çatışma var? Bu bölücülüktür ya; Rize'de, İkizdere'de herkes kardeş. Bir kısmı diyor ki... Aslında herkes -liman yapılsın, limana kimse karşı çıkmıyor- diyor ki: "Sen bu bazalt taşını -ki Rize'nin her tarafı bazalt taşı- buradan değil de daha yukarıdan, kıraç alanlardan al. Niye buradan alıyorsun? Biraz maliyet artsın." Denilen bu. Bir kısmı da diyor ki: "Olsun, liman olsun da ne olursa olsun." Bunlar kardeş, bunların hepsi akraba. Bakın, o köyde, Gürdere köyünde Baş ailesi var; yarısı "Olsun." diyor, yarısı "Olmasın." diyor. Nasıl bunlar birbirine düşman ya? Bir vali böyle bir şey yazar mı yani? Bir vali, bir grup insanı diğer grup insana kışkırtır mı? Bu, Ceza Yasası'na göre suç değil mi değerli arkadaşlarım? Bunlar olacak şeyler mi? Millet bölünüyor.

"Marjinal" ne demek arkadaşlar ya? "Oradaki insanlar marjinal..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bekaroğlu.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Sonra ben merak ediyorum... Oradaki bir avuç insan yaşam alanlarını, gerçekten nefes alıp verdikleri alanları savunuyorlar ama 2 bin jandarma, dünya kadar insan toplanıyor.

Bakın, ne yapıldı biliyor musunuz, engelli çocuğu olan bir aile, bir baba makama çağrıldı, denildi ki: "Eğer bunların yanına gidersen bunlar kesilir." Orada market zincirlerde çalışan çocuklar toplandı "Eğer buraya giderseniz işinizden olursunuz." denildi. Ayıptır değerli arkadaşlar ya!

Bakın, on beş gün evvel sivil toplum örgütlerinin, güya sivil toplum örgütlerinin liderleri orada bildiri yayınladılar "Olsun." diye. Rize'nin birtakım sitelerinde falan yazıldı. Dün bakıyoruz, büyük bir gazetede tam sayfa... Kim verdi bunların parasını? Ne oluyor değerli arkadaşlarım ya? Böyle bir şey yok. Üç tane, beş tane, bir avuç insandan niye korkuluyor? Niçin ısrar ediliyor? Ne var orada değerli arkadaşlarım? O insanlara orada gerçekten terör estiriyor jandarma, gerçekten Rize Valisi büyük bir şekilde suç işliyor. Eğer orada bir olay olursa bunun sorumlusu Rize Valisidir. Bugün Meral Hanım'a yapılan saldırıdan da Rize Valisi sorumludur. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Sayın Haberal, senin köyüne yapılanın aynısı Rize'nin Cevizlik ve Gürdere köylerine yapılıyor. Sen kendi köyünde fazla sesini çıkarmadın, lütfen burada ses çıkar.

Değerli arkadaşlarım, arz ederim: Bu toprak bizim toprağımızdır, burası hepimizin zenginliğidir, vatan toprağıdır. Ya, kardeşim, işgal kuvvetleri yapmadı bunu! Ruslar geldiler işgal ettiler, taş döşediler taş, bir tane toprak atmadılar ormana.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ne demek işgal kuvvetleri!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - O yollar hâlâ var, şimdi canavar bir şekilde girdiler, yıkıyorlar, yakıyorlar ağaçları, dereleri dolduruyorlar.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ne demek işgal kuvvetleri ya! Böyle şey mi var ya!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Yapılacak bir şey değil değerli arkadaşlarım ya! Burası gerçekten vatan toprağı.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Ondan sonra CHP'yi...

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Ne oluyor? 20 kilometre ileriden gitseniz de bu taşlar alınsa, bazalt taş, kaya alınsa ne olur değerli arkadaşlarım? Bir de "Bunlar kalkınmaya karşı, bunlar Gezici..."

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sonra da "Millet niye sevmiyor?" Sevmez tabii! Niye sevsin? Sevmez tabii millet!

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - İşgal kuvvetleri yapmadı... İktidar yapıyor, iktidar!

MEHMET BEKAROĞLU (Devamla) - Geziciyi vali arıyor, geziciyi sizin bakanınız arıyor, Sayın Erdoğan'dan daha beter 150 araçla gelip Rize İkizdere'de terör estiren bakanınız arıyor bunu.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)