GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rize Milletvekili Osman Aşkın Bak'ın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:82
Tarih:20.05.2021

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hadi sen de video çek!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ne oldu milletin parası? Kim verdi, kim? Dağıtın milletin parasını!

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Grup Başkan Vekili... İttifakınız konuşuyor, ittifakınız; açık ittifak da burada, gizli ittifak da burada, hepsi burada; açığı da gizlisi de burada.

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ya, bırak, bırak!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sivil toplum örgütlerinin parasını kim verdi?

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hadi bakalım!

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Bekaroğlu... Sayın Bak... Teşekkür ediyoruz.

Sayın Dervişoğlu...

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 100 bin lirayı kim verdi?

OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sivil toplum kuruluşlarının parası var. Bizim sanayi ticaret odamızın da borsamızın da hepsinin parası var. Hepsinin parası var be! Ne konuşuyorsun sen!

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım...

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Mehmet Geldi'nin avukatısınız. Kendinize güvenin ya, işiniz Mehmet Geldi'den mi gelecek ya!

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Bir kere de halkın yanında olun ya!

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Başkanım, eğer sesi yüksek çıkan kendini dinletme imtiyazı elde ediyorsa ben de bağırırım burada.

BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekili konuşuyor.

Buyurun lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Rica ediyorum efendim...

Bir çevresel duyarlılıktan bahisle siyasi partilerimiz bir araştırma önergesi vermişler ve siyasi partilerimizin sözcüleri de görüşlerini serdediyorlar. Burada yapılan konuşmaların sonrasında neye mal olacağının görülmesi lazım. Eğer, siyasetçi doğru bir dil kullanmaz ve bu doğru dili inşa etmeyi beceremez ise kontrol edilemeyen tartışmalar da çıkar, birtakım olaylar da çıkar. Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alınması lazım ve dolayısıyla kullandığımız dilin de doğru tercih edilmesi lazım. Bakın, biz yanlış şeyler söylüyoruz siyaset adına, sokaktaki tartışma ya da sosyal medya zeminindeki provokatif birtakım müdahaleler farklı şeylere gebe olduğumuza işaret ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Ben bütün siyasi parti gruplarından konuşurken doğru bir dil tercihinde bulunmalarını, sıradan bilgilere, sathi bilgilere dayanarak da Meclis kürsüsünü boş yere işgal etmemelerini hassaten istirham ediyorum; basın toplantıları bunlara dâhildir.

Sayın Aşkın Bak konuşmasında bir yatırımı savunuyor, bir çevresel duyarlılığa karşı olmadığını ifade ediyor, yerinde söylediği sözlerin arasına da başka şeyler serpiştiriyor; Netanyahu meselesi. İYİ Partinin hiçbir temsilcisi, lideri başta olmak üzere, Filistin'e zulmeden cani İsrail'in başını kutsamaz, öncelikle bunun bilinmesini istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Metni bütün okursanız bu ifadelerin arkasından Sayın Genel Başkanımız şunu diyor, bakın: "Netanyahu ve destekçilerini şiddetle kınıyor, uluslararası toplumu bu insanlık ayıbına karşı Filistinlilerin yanında birlik olmaya ve Netanyahu vahşetine dur demeye çağırıyorum."

Şayet Sayın Genel Başkanımızın ifadelerinden cımbızlayarak siyaseten bir istifade alanı yaratmaya kalkışırsanız, işte bu sosyal medya zemininde olan, biraz evvel iktidar grubu temsilcilerinin de tepki gösterdiği şeyler çıkar. Mesela, bugün -provokatif olduğuna inanıyorum yani provokasyon olduğuna inanıyorum, art niyetli bir kişi tarafından yazıldığına ve sosyal medyada paylaşıldığına inanıyorum- biri Genel Başkanımızı resmen tehdit ediyor. Şimdi, ben, yarın sizi birileri tehdit etse karşı çıkarım, Cumhurbaşkanını tehdit etse karşı çıkarım, İYİ Parti grup üyeleri...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Şantaja, tehdide müsaade edemeyiz.

BAŞKAN - Tamamlayın efendim.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - ...Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilini tehdit etse karşı çıkarım.

CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Biz de karşı çıkarız, aynen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Sayın Özkan, size de teessüflerimi bildiriyorum. Sayın Genel Başkanımızın geçmişe dair bir konuşmasına atfen... Biz, bunlara alışkınız, defalarca da cevabını verdik. Bakın, ben hiçbir konuşmamın öznesine Milliyetçi Hareket Partisini koymam. Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde kongre mücadelesi verirken -15 Mayıs tarihinde bir kongre kararı alınmıştı- Sayın Genel Başkanımız da "15 Temmuzdan sonra çok şey değişecek." diye MHP üyesi ve Genel Başkan adayıyken bir ifadede bulunmuştu. Şimdi, siz o ifadeyi alıyorsunuz "15 Temmuzdan sonra Başbakan olacağım dedi Meral Akşener." diye, oradan bir tahrikkâr ifade ortaya koyuyorsunuz ve bu tahrikiniz toplumda farklı bir karşılık buluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) - Yani bugün, gerek AK PARTİ Grup Başkanına gerekse Adalet ve Kalkınma Partisindeki aklıselim arkadaşlara çok teşekkür ediyorum, Hükûmetin de bu konuyla alakalı acil müdahalesine şükranlarımı sunuyorum. Doğru bir dil seçelim, birbirimize, küçük, sıradan tartışmaların oluştuğu ortamda Türkiye'nin geleceğine sıkıntı düşürecek bir söylemi geliştirmeye çalışmaktan da azami uzak duralım.

Eleştiri bakımından bunları sakın almayın, itham bakımından da sakın almayın; özellikle, mikrofon arkasında görüşlerini ifade etme hakkı bulunan bir siyasetçinin -hiç olmazsa- doğru tespitleri olarak kabullenmeye gayret sarf edin.

Genel Kurulu, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Sabrınız için teşekkür ediyorum efendim.