GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:82
Tarih:20.05.2021

HDP GRUBU ADINA GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, yıllardır "Tek adam rejiminin yarattığı demokrasi krizi neden, ekonomik kriz sonuç." diyoruz ama siz bunu anlamıyorsunuz ve her seferinde, bunu anlamadıkça buraya ekonomik reform paketleri getiriyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, konuştuğumuz torba yeni ekonomik reform eylem planının ilk torbası. Şimdi, ekonomik reform eylem planına bir torbanın içine atılarak başlanıyorsa, yani gömleğin ilk düğmesi bu şekilde ilikleniyorsa, siz o ekonomik reform planının hâlini düşünün değerli arkadaşlar. Defalarca ekonomik reform eylem planı getirdiniz, hiçbiri, "Maşallah." dediğiniz herhangi biri kırk gün yaşamadı arkadaşlar. Bu ekonomi reform paketi de iki ay önce açıklandı, iki ay sonra gelen ilk torba yasa budur arkadaşlar.

Sayın Cumhurbaşkanı, yakın zamanda, birkaç gün önce sıkıntıya giren yurttaşlardan helallik istedi. Helallik istemek önemlidir, bir öz eleştiri girişimidir. Yani diyor ki Sayın Cumhurbaşkanı, ben kaynakları saraylara, savaşlara ve yandaşlara harcadım, pandemi döneminde esnafı, işçiyi, çiftçiyi aç açıkta bıraktım diyor. Güzel, iyi bir öz eleştiri. Ama bunu yapan bir Cumhurbaşkanının ne yapması lazım yani nasıl helallik istemesi lazım? Artık saraya, savaşa, yandaşa kaynak yok; bundan sonra esnafa, çiftçiye, işçiye kaynak ayıracağım demesi lazım. Bu torbada işçilere, çiftçilere, esnaflara herhangi bir kaynak aktarımı var mı değerli arkadaşlar? Yok değerli arkadaşlar.

Peki, helallik isteyen Cumhurbaşkanı dün akşam ne yaptı? Benzine 55 kuruş, mazota 67 kuruş, LPG'ye 35 kuruş zam yaptı. Böyle mi helallik alacaksınız Sayın Cumhurbaşkanı? Helallik almak, almakla değil vermekle olur ama, maalesef, bu yola girebilmiş değil.

Bakın, değerli arkadaşlar, "reform paketi" denen bu torbada neler var, size anlatayım. Damat bey 2018 yılında ekonominin başına geçtiğinde dedi ki: "Ben Türkiye'yi uçuracağım. Nasıl uçuracağım? Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi kuracağım." dedi ve bunu da daha yasası Meclise gelmeden 2'nci toplantısını gerçekleştirerek yaptı yani biz dahi burada yasasını görüşmeden 2'nci toplantısını yapmıştı, talimatları vermeye başlamıştı Merkez Bankasına, SPK'ye, BDDK'ye. Biz dedik ki: "Bakın, bu yol yanlıştır." Çünkü yasasında şu ifade geçiyor: "Cumhurbaşkanının alacağı kararlar Merkez Bankası, SPK, BDDK tarafından derhâl yerine getirilir." Şimdi, böyle bir yasa maddesi varken damat bey ne yaptı? Dedi ki Merkez Bankasına: "Faizleri düşür." Ne yaptı Merkez Bankası? Suni olarak faizleri düşürdü. Başka ne dedi damat bey? "Dolarları sat." 128 milyar dolar satıldı. Bu satılan dolarların parası da piyasaya sürüldü arkadaşlar ve bunun sonucunda hem dolarlarımız tükendi hem ülkemiz enflasyon, faiz ve kur sarmalına girdi yani derin bir ekonomik kriz yaşadık.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bu ekonomik krizi yaşadık, maliyetini de damat bey ödedi, görevden gitti. Şimdi, bu yasayı görüşüyoruz, finansal istikrar komitesi yasasını görüşüyoruz. Bazı şeyler değişiyormuş gibi yapılıyor ama "Cumhurbaşkanının ilgili talimatlarını Merkez Bankası yerine getirir." ifadesi bu yasada duruyor. Ya, bir öz eleştiri varsa bundan vazgeçersiniz. "Ya, biz 128 milyar doları sattık, faizleri suni olarak indirdik, bunda hata yaptık, demek ki bu iş talimatla olmuyormuş." dersiniz ve bu ifadeyi çıkarırsınız ama arkadaşlar, bu ifade aynen duruyor. Yani bu ne demek? Merkez Bankası yeni Başkanı da Cumhurbaşkanının talimatlarıyla iş yapacak demek, bu da ülkemizin yeni kriz sarmallarına girmesi demek. Ya, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

Değerli arkadaşlar, sütten ağzınız yanmadı mı? Kaç kere bu ülkenin ağzı dağlanacak? Kaç kere işçinin, çiftçinin, emeklinin, esnafın ağzı dağlanacak? Arkadaşlar, hatalarından ders çıkarmayanlar aynı hataların içinde debelenip dururlar ve bu yasa da bu şekilde geçtiği sürece Merkez Bankası vesayet altında Cumhurbaşkanının talimatlarını yerine getirmeye devam eder ve ülkemiz kriz sarmallarından çıkamaz değerli arkadaşlar.

Pakette başka ne var? Bakın, 19 tane teşvik verdik beş yılda. Ne dedik? "Ey işverenler, siz yanınıza işçi alın." Ee? "SGK'si benden yani sigorta primi benden." Yetmedi "Vergisi benden." dedik. O da yetmedi "Maaşı da benden." dedik. Beş yılda 19 tane teşvik paketi çıkardık arkadaşlar. Peki, bu teşvikleri nereden verdik işverenlere? İşsizlik Sigortası Fonu'ndan verdik. Hepsinin yanlış olduğunu söyledik, yapmayın dedik, yaptınız. Dedik ki: İşçiyi, esnafı, çiftçiyi doğrudan destekleyin, patronları desteklemekle ekonomi düzelmez. Dinlemediniz, bunları yaptınız. Peki, sonuç ne oldu? Diyelim ki siz haklı olsanız ne olurdu? 30 milyon olan istihdam sayısı 35 milyona çıkardı, değil mi? Peki, üç yıl önce 30 milyon olan istihdam sayısı bugün kaçta arkadaşlar? 27 milyonda. 19 tane teşvik çıkarmışsınız, hepsini İşsizlik Sigortası Fonu'ndan finanse etmişsiniz, sonuçta istihdam sayısı düşmüş arkadaşlar. Peki, bu hataları yapmışsınız, şimdi, yeniden bu torbada diyorsunuz ki: "Ey işverenler, 5 tane işçi, al ben sana 500 bin lira kredi vereceğim." Peki, yüzde kaçla vereceksin? Yüzde 28 tefeci faiziyle verecek.

SALİH CORA (Trabzon) - Yok öyle bir şey.

GARO PAYLAN (Devamla) - Ha, şimdi faizler çok yüksek ya, yüzde 28'le alacaksın ya, diyor ki: "Ben bu 5 tane işçinin sigorta primini sana bu faizden düşeceğim." Ya, vatandaş zaten borçlu, borçlu. Borçlu olan esnafı, çiftçiyi, işçiyi daha fazla borçlandırmanın ne âlemi var; işverenleri daha fazla borçlandırmanın ne âlemi var? Bunu düşünemiyorsunuz. Peki, işveren 500 bin lira kredi aldı. Bir yılda ödeyeceği faiz ne? 140 bin lira. Siz kaç para teşvik ediyorsunuz? 80 bin lira teşvik ediyorsunuz. Değerli arkadaşlar, borç sarmalı içinde olan işverenler, sanayiciler, küçük işletmeler, bu anlamda daha fazla borç sarmalının içine girer ve bu teşvik de işe yaramayacak arkadaşlar. Aynı yanlışları yapmaya devam ediyorsunuz.

Başka ne var torbada? Bireysel emeklilik sistemini getirdiniz, kamusal emeklilik sistemini yok saydınız; kamusal emeklilik sistemi bataktadır şu anda ve emeklilerimize yeterli emekli maaşını verememektedir. 1.500 lira emekli maaşı alan bir babanın çocuğu kamusal emeklilik sisteminde geleceğini görememektedir. Ya 65 yaşında mezarda emeklilik olduğunu görüyor ya da emekli babasının sefil durumda olduğunu görüyor. Siz kamusal emeklilik sistemine yatırım yapacağınıza ne yapıyorsunuz? Bireysel emeklilik sistemine gaz veriyorsunuz, yurttaşlarımızı şirketlerin insafına teslim ediyorsunuz. Bu yetmedi, 18 yaşın üstündekilerin hepsini müşteri etti bireysel emeklilik sistemi, şimdi diyorsunuz ki: "18 yaşın altını da ben bireysel emeklilik şirketlerine açıyorum." Diyorsunuz ki: "Ey Türkiye'nin zengin yurttaşları yani cebinde hâlâ parası olan yurttaşlar, 10 bin lira yatır bireysel emeklilik sistemine." Ee? "2.500 lira da ben kamu bütçesinden vereceğim." diyorsunuz. Ya, bu vicdana sığar mı arkadaşlar? Türkiye'nin zengin yurttaşları çocuklarını bireysel emekliliğe sokacak, onlar prim yatıracak, her yatırdığı bin liraya 250 lira prim yoksulların vergilerinden buraya yatırılacak arkadaşlar. Bu ülkenin ve Meclisinin üyelerinin vicdanına acaba bu sığacak mı, biraz sonra göreceğiz. Yapmamız gereken kamusal emeklilik sistemini güçlendirmektir arkadaşlar ama siz şirketlere teslim ediyorsunuz. Neoliberal politikaları Batı demokrasisi bile terk ediyor, artık kamucu ekonomiyi, kamusal alanı güçlendirmeyi önüne alıyor ama siz, maalesef, yurttaşlarımızı şirketlerin insafına teslim ediyorsunuz.

Başka ne var torbada arkadaşlar? Gerçekten buna "hayır" diyeceğinizi umut ediyorum, komisyondaki vekillerimiz de bu anlamda rahatsızlardı, umarım Genel Kurul "hayır" der. Turizm yatırımcıları var biliyorsunuz; evet, zor durumdalar, tıpkı pek çok yurttaşımız gibi zor durumdalar. Bu yaz turist gelmeyecek. Niye? Uluslararası arenada krizler yaşıyoruz, efendim, aşılar yok, Rusya turist göndermiyor, Avrupa'dan turist gelmeyecek. Turizm yatırımcılarının borçları ertelenecek. Peki, nasıl ertelenecek arkadaşlar? Sıfır faizle, sıfır faizle. Bu Meclis daha on beş gün önce çiftçinin borcunu tefeci faiziyle erteledi. Bu Meclis, arkadaşlar, esnafların, çiftçilerin, yurttaşlarımızın borçlarının tefeci faizleriyle ertelenmesine cevaz verdi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Paylan.

GARO PAYLAN (Devamla) - Ama şimdi, geliyor turizm yatırımcılarının borçlarını ertelemeye. Neyle erteleyecek? Sıfır faizle, sıfır, yüzde sıfır. Ya, gariban çiftçinin tefeci faiziyle borcu ertelenirken, gariban işçinin, gariban çiftçinin, gariban esnafın borçları tefeci faizleriyle ertelenirken, hâlâ hâli vakti yerinde olan, kardeşim, turizm yatırımcılarının borçları niye sıfır faizle erteleniyor? Bunu vicdanlarınıza havale ediyorum arkadaşlar. Bunu bu Meclisin kabul etmeyeceğini umut ediyorum. Eğer ki sıfır faizle erteliyorsak bu borçları, gelin çiftçilerin faizlerini de sıfırlayalım, gelin esnafların faizlerini de sıfırlayalım ama bunu yapmıyorsanız turizm yatırımcılarının faizlerini de yüzde sıfırla ertelemeyin derim.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)