GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı Arasında Gümrük Konularında İş Birliği ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:85
Tarih:27.05.2021

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Uluslararası anlaşmaları ele alıyoruz, ülkemizin dünyayla ilişkilerinin iyiye gitmesi için birlikte uğraşıyoruz. Ancak dünyayla ilişkilerin iyileşmesi için bu çıkardığınız anlaşmalar yetmiyor, yetmeyecek. İşte, bakın, üyesi olduğumuz Avrupa Konseyinden, Avrupa Parlamentosundan art arda olumsuz Türkiye raporları geliyor. Bir dönem Türkiye'nin AB üyelik sürecine alkışlarla, Türk Bayraklarıyla "Evet." diyen Avrupa Parlamentosu, şimdi "Bu süreç durmalı." diyor. Dünyadaki Türkiye algısının bu 180 derecelik değişimi üzerinde durmak, düşünmek zorundayız. Türkiye'ye karşı ön yargıları olabilir, nitekim var da ama yeni değil, bizi alkışlarla davet ettikleri dönemde de vardı. Peki, şimdi değişen ne? Yanıt için aynayı kendimize çevirmemiz gerek.

İşte, Osman Kavala'nın durumu. Bugün tam bin üç yüz dört gündür tutuklu. Tahliye kararlarına rağmen zindanın kapısına kilit üstüne kilit vuruluyor. Yargılama değil, "tragedia"ya dönüştü. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi "Hak ihlali var." dedi ama dinleyen yok. Aynı şekilde, Selahattin Demirtaş, Ayhan Bilgen, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve daha yüzlerce seçilmiş milletvekili, belediye başkanı, Meclis üyesi düşündüklerini ifade ettikleri için aylardır, yıllardır zindanlarda. Televizyonlar karartılıyor; gazeteler, haber siteleri sansürleniyor.

Bakın, İnsan Hakları Eylem Planı yayınlıyorsunuz, içeri ve dışarı mesaj veriyorsunuz. "İfade özgürlüğünü genişleteceğiz." "Kişi özgürlüğü ve güvenliğini güçlendireceğiz." "Nefret söylemi ve ayrımcılıkla mücadele edeceğiz." diyorsunuz, sonra da gidip muhalefet liderlerini, işte Sayın Akşener'i, işte Sayın Kılıçdaroğlu'nu 84 milyonun önünde tehdit etmekten, hedef göstermekten kaçınmıyorsunuz. Hopa'da çay üreticilerinin karşısına polisi çıkarıyorsunuz, gözaltına aldırıyorsunuz. "Uluslararası insan hakları mekanizmasıyla iş birliği" diyorsunuz bu kitapçıkta sonra İstanbul Sözleşmesi'ni feshediyorsunuz. Demokrasi vaatlerinizin sadece kâğıt üzerinde kaldığını göstermekte böyle ısrar ettikçe dünyanın size olan bakışı değişmiyor, değişmeyecek.

Değerli milletvekilleri, biz demokrasimizi, hukuk devletimizi güçlendirmezsek buradan kaç anlaşma çıkarırsak çıkaralım ülkemizin itibarını, saygınlığını ve ulusal çıkarlarımızı koruyamayız.

Sayın milletvekilleri, bugün Guatemala ve Honduras'la uçak seferlerinin başlatılmasına ilişkin uluslararası anlaşmaları konuştuk, onayladık. Tabii ki seferler başlasın, ülkeler arası ilişkilere katkı sağlasın ama değerli arkadaşlarım biz Guatemala'ya uçulsun diye çalışırken bugün Türkiye'nin hiçbir noktasından memleketim Eskişehir'e uçulamıyor. Eskişehir deyip geçmeyin, Büyükşehir Belediye Başkanımız Profesör Yılmaz Büyükerşen'in vizyonu ve hayata geçirdiği projeleri sayesinde Türkiye'de ailelerin en fazla seyahat ettiği turizm merkezinden bahsediyorum. Yılda 800 bin kişi Balmumu Müzesini, 500 bin kişi Masal Şatosunu, 150 bin kişi Bilim Deney Merkezini ziyaret ediyor; her yıl 140 bin kişi bizim Porsuk Nehri üzerinde gondol seyahati yapıyor. 3 üniversitemizde 80 bin öğrenciye ev sahipliği yapan eğitim merkezi, raylı sistemler ve havacılıkta yüksek teknoloji merkezi Eskişehir'imizden bahsediyorum.

Benzer şekilde 900 bin hemşehrimiz de bırakın Honduras'ı Eskişehir'den şuraya, İzmir'e, Trabzon'a, Diyarbakır'a uçamıyor hem de otuz iki yıllık uluslararası uçuşlara açık yüksek standartta havalimanımız olmasına rağmen. Ağrılı, Vanlı, Samsunlu alın teri döken emekçilerimiz var Eskişehir'de, memleketlerine haftada bir uçak konulamaz mı? Konulmuyor. 250 bin Emirdağlı kardeşimiz var, haftada iki gün Belçika'ya uçak konulamaz mı? Konulmuyor. Tarifeli uçak konulmuyor, "charter" uçaklarında Brüksel ile Eskişehir arasında kendi vatandaşımızı 500, bilemediniz 600 avroya mahkûm ediyoruz, ayıptır, günahtır bu yapılan.

Değerli arkadaşlarım, havaalanımız adı Hasan Polatkan. Bu vesileyle 27 Mayıs askerî darbesinin mağdurlarını rahmetle anıyorum, darbeciler tarafından idam edilen değerli isimlerden birisi de merhum Polatkan'dır. AKP iktidarı Eskişehir'deki teknik üniversite bünyesindeki mevcut havalimanımızın ismini onun anısına "Hasan Polatkan" olarak değiştirdi, çok da iyi oldu ama Polatkan'ı anmak sadece ismini vermekle olmuyor; o havalimanını işler hâle, hizmet eder hâle getirebilirseniz ancak, gerçek anlamda merhum Polatkan'ı anmış oluruz. Ama bakıyoruz, yıllardır Hasan Polatkan Havalimanı'mızdan tek bir tarifeli uçak seferi başlatılmış değil. Madem isimlerden başladık, bir başka havalimanımız daha var: Zafer Havalimanı. Ama sadece adı "Zafer", geri kalan tüm icraatı fiyasko.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Sayın Başkanım, tamamlayabilir miyim?

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

UTKU ÇAKIRÖZER (Devamla) - Yurt içinden, yurt dışından herkesin merak ettiği, uçmak istediği Eskişehir'imize tarifeli sefer yok, Zafer Havalimanı'na ise uçak var ama uçan yok. Müteahhide, uçmayan yolcunun parası ödeniyor. 2012'den bu yana on yılda 46 milyon avro ödendi şirkete, 2044 yılına kadar da 208 milyon avro daha ödenecek. Dünyanın hiçbir yerinde böylesine devleti soyan bir düzen yok.

Değerli arkadaşlarım, yolcu uçmayan bu havalimanının işletmecilerine sağlanan garantiyle yüz binlerce işsizimize istihdam yaratılabilir, iş yapamayan yüz binlerce esnafın kredi borçları silinebilir, yüz binlerce çiftçimizin bankalarda takibe düşen kredi borçları silinebilirdi. Bakın, 2021 yılı için 1 milyon 317 bin kişilik yolcu garantisi verilmiş, mayıs ayına kadar sadece 61 yolcu uçmuş. Yazıktır günahtır, bu durumun izah edilebilir bir yanı yoktur.

Değerli milletvekilleri, Honduras Guatemala'ya hava seferleri başlatabiliyorsak Eskişehir'imizden de Anadolu'nun diğer illerinden de tarifeli uçak seferlerimizin bir an önce başlatılmasını sağlamalıyız.

Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)