GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:87
Tarih:02.06.2021

HİŞYAR ÖZSOY (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, birçok hatip konuştu, temel olarak vergi sistemindeki yozlaşma konuşuluyor. Aslında "yozlaşma" kavramı sadece vergide, ekonomide değil, bütün devlet kurumlarına sirayet etmiş durumda. Bu son dönemde, malum, Türkiye'de çeteleşme, derin devlet, derinin derini devlet, birçok şey tartışılıyor. Bana sürekli olarak... İsmini burada anmak istemediğim ama bir suç örgütü üyesi olarak Türkiye'de cezaevine girmiş, bin operasyon yapmakla övünen bir şahsın bir sözünü size hatırlatmak istiyorum: "Konuşursam yani bir tuğlayı çekersem devlet yıkılır." diyordu; hatırlıyorsunuz hepiniz. Yani bu nasıl bir devlettir ki bir tuğla çekilince yıkılıyor? Eğer devlet bir tuğla çekilerek yıkılacaksa vallahi o devlet hemen yıkılsın.

MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Merak etmeyin, yıkılmaz, yıkılmaz. Öyle bir gerzeklik etmiş...

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Türkiye'de yaşayan halklar çok güzel bir devleti, herkese hizmet sunan bir devleti kolaylıkla kurarlar. Bu ara her zora sıkışan tehdit ediyor: "Bak, beni konuşturmayın." Süleyman Soylu'nun konuşmasında da vardı. Peker diyor: "Beni konuşturmayın." Ağar diyor: "Beni konuşturmayın." O diyor: "Beni konuşturmayın." Eski Başbakanlar diyor: "Beni konuşturmayın." Halktan sakladığınız nedir? Bu devleti neye çevirmişsiniz siz? Konuşunca yıkılacakmış.

Kıymetli arkadaşlar, Fehim Taştekin; kıymetli bir gazeteci. Bu son dönemde biliyorsunuz Peker'in konuşmaları oluyor, çok ismini de anmak istemiyorum, bir suç örgütü lideri ama gerçekten, hem muhalefet hem de iktidar için çok ciddi düşünülmesi gereken bir durum. Yani sadece YouTube izlenme oranlarına baktığınız zaman insanlar niye bu kadar buna meylediyor? Sadece iktidar değil muhalefetin de ciddi düşünmesi lazım bu konuda. Gerçekten, bunu çok samimiyetle söylüyorum, kinaye yok burada. Peker son yaptığı konuşmasında... Tabii, millet hafta sonları çekirdek, çerez falan alıyor, bunu bekliyorlar -ki vallahi hafta sonu keyfi- millet izlemek için bekliyor. Gerçekten, bu "Kurtlar Vadisi" filmini eskiden izlerken derdik: "Yahu bu tahayyülü ne kadar zorlamışlar filan." Bu anlatılanlardan sonra o Kurtlar Vadisi var ya çok masum kalıyor, gerçekten. Meğerse bunlar oluyormuş, biz, fukara halkım bilmiyormuşuz. Her bir şey oluyormuşuz ki...

Şimdi bakın, Peker'in anlatmadığı şeyler... Ben Peker'in anlattıklarına girmeyeceğim, onlar zaten anlatıldı, anlatmadığı şeyler var. Son konuşmasında tehdit ediyor, diyor ki: "Ben size SADAT'ı anlatacağım çünkü devleti anlatmayacağım, devletime zarar gelsin istemiyorum." Hâlâ göz kırpıyor "Yarın öbür gün başkası beni kullanılmış olarak getirecek, kullanacak." diyor. Belli, yapıyor, görüyorsun, o kadar söylem analizi yapabiliyoruz ama Peker'in anlatmadığı bazı şeyler var. Mesele basitçe SADAT'ın ya da birkaç tane işte mafya ya da suç örgütünün yaptığı kirlilik filan değil. Bu şahsın anlatmadığı şey, devletin birçok kurumunun sonuna kadar çeteleştiği, mafyalaştığıdır. Aslında "Peker ne diyor?" değil, "Peker ne demiyor?"a bakmamız lazım. Ne demiş Peker? Diyor ki: "SADAT giderken işte, birkaç tane kamyonun arkasına da silah falan koydu, götürdü." Ya, MİT Müsteşarı "Biz 2 bin tır silah gönderdik oraya." demişti. 2 bin tır... Kimseden çıt çıkmadı. Bakın, 2011 yılında daha Suriye savaşının başında Cisr el-Şuğur'da 123 Suriye askeri öldürüldüğünde Makine ve Kimya Endüstrisinin mermileriyle öldürüldükleri ortaya çıkmıştı. CIA'yle birlikte İstanbul'da MİT büro kurmuş, Doğu Avrupa ve Libya'dan toplanılan, Suudi parasıyla toplanılan silahları ha bire Suriye'ye gönderiyordu. Türkiye, dünyada ne kadar çete, terörist varsa bunların Suriye'ye aktarıldığı yer olmuştu, bunlar kayıtlarda.

Peker, SADAT'ı suçlayarak aslında MİT, Jandarma, TSK'nin hem Suriye'de hem Türkiye'de içine girdiği mafya-çete ilişkilerini kapatmaya çalışıyor. Dolayısıyla, mesele basitçe Peker'in ne dediği değil, Peker'in aslında ne demediğidir. Buna baktığınız zaman zaten, siz Türkiye'de yaşanan çeteleşmenin boyutlarını görebiliyorsunuz.

Başkan da çok katı, hiç şey vermiyor.

Son olarak şunu söyleyeyim: Türkiye, en nihayetinde şu an Heyet Tahrir el-Şam'a kalkan olmuş durumda ki Türkiye'nin terörist olarak tanıdığı bir örgüttür, BM'de, Amerika'da... Türk lirası şu an İdlib'de resmî para olarak maaşlarda kullanılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Mevlüt Çavuşoğlu buraya geldiğinde kendisine sorduğum zaman, "Efendim, paramız kıymetli." demişti, bu şekilde cevap vermişti. Neyse mesele çok ama bu yolsuzluk, yozlaşma meselesi sadece ekonomide değil, devletin bütün kurumlarına sirayet etmiş durumda. Bununla ciddi anlamda bir yüzleşme gerekiyor diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)