| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, son on yıl içinde Cengiz Holdingin 30, Kolin'in 36, Makyol'un 24, Kalyon'un 19, Limak'ın 19 adet vergisi silindi ama küçük esnafa gelince ama küçük köylüye gelince ama para cezası verilmiş yoksul işçiye gelince devlet vergi silmiyor. Devlet onların vergilerini borçlandırmaya ve bu borcu yapılandırarak tahsil etmeye niyetleniyor. Oysa siftah yapamadığı için Mersin'de intihar eden esnafın, yoksulluktan geçinemediği için Mersin'de intihar eden inşaat işçisinin, işsizlikten Denizli'de intihar eden gencin, Yozgat'ta traktörüne haciz geldiği için kalp krizinden ölen çiftçinin talebi borç yapılandırması değil, onların bir tane talebi var. Küçük esnaf borçlarının silinmesini; elektrik, su borçlarının yok edilmesini, vergilerinin silinmesini bekliyor. Çiftçi, haczin kaldırılmasını; kredi kurumlarına, bankalara olan borçlarının silinmesini ve mazottan, tohumdan, ilaçtan alınan ÖTV'nin kaldırılmasını bekliyor. İşçiler, asgari ücretten verginin kaldırılmasını, insanca yaşayacak ücretin verilmesini bekliyor. Ve işsizler, çalışabilmek için mesai saatlerinin altı saate indirilip işçilerin çalışacağı bir ortamın yaratılmasını bekliyor ama bu iktidar çoğunluğunun bunu verme şansı yok. İşçiden, esnaftan, yoksuldan oy alan bu iktidar ne yazık ki tekellerin, ne yazık ki zenginlerin, ne yazık ki yandaşların çıkarlarını savunuyor ve bütün çabaları onlara vergi affı çıkarıp devletin bütün vergisini yoksula, çalışana yıkmak oluyor.
Ezgi Mola, sanatçı; tecavüzcü, genç bir kadının ölümüne sebep olmuş, bu yüzden mahkemede yargılanan Uzman Çavuş Musa Orhan'ın serbest bırakılmasını kınadı ve "Yazıklar olsun!" dedi ve sırf bunu dediği için hakkında dava açıldı. Ben buradan diyorum ki bu ülke halklarına: Ezgi Mola'yı yalnız bırakırsak yazık bize olsun ve esas yazık katillerle, tecavüzcülerle, mafya bozuntularıyla omuz omuza gezen, kol kola gezen bu iktidara, bu iktidarın çoğunluğuna olsun.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sana olsun!
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Yazık olsun çünkü Peker'in anlattıklarını dinlemiyorsunuz, iyi dinleyin. Peker'in anlattıkları sizin hikâyenizdir.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Senin hikâyen.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - İşiniz gücünüz film.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Peker sizin yolsuzluğunuzu, Peker sizin çürümüşlüğünüzü, Peker bu devleti nasıl bir suç örgütü hâline getirdiğinizi anlatıyor.
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Terör örgütüne bak, PKK'ya bak.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - İşiniz gücünüz tiyatro, film.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Ve ben buradan, bu ülkenin halklarına, işçilerine, yoksullarına seslenmek istiyorum: Susarak, beddua ederek, Twitter'dan, sosyal medyadan kınayarak bu pisliği temizleyemezsiniz.
İşçinin hakkını alması için, yoksulun hakkını alması için, çiftçinin ölmemesi için bu tekel düzeninin, bu zengin iktidarının yıkılması gerekiyor. Bu mafya düzeninin, bu suç örgütünün ortadan kaldırılması gerekiyor. Ve bunu yapacaksak bu pisliğin kaynağına bakmak zorundayız. Mehmet Ağar, Korkut Eken, Engin Alan, 93'ün, o kanlı katliamların, yargısız infazların, köy boşaltmaların, kirli savaşın ve narkoekonominin mimarları... Ve bugün onları konuşuyoruz. Bu şu anlama geliyor: Bugün bu pisliği örenler, Kürtlere karşı kanlı bir savaştan besleniyorlar. Ve biz Kürt sorununda demokratik bir çözümü sağlayamazsak, biz Kürt halkıyla demokratik, adil bir barışı sağlayamazsak bu Hükûmet gider, başkası gelir ama bu mafya düzeni yerinde kalır. O yüzden enerjimizi ve gücümüzü bu mafya düzenini kovmaya harcamalıyız.
Biliyorum, korkuyorsunuz ama korkunun ecele faydası yok.
Nazım'ın yarın ölüm yıl dönümü, 3 Haziran 1963. Nazım'la bitireyim: "Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu." (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)