| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu ilerleyen saatlerinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bir yandan "Pandemiye rağmen ekonomimiz şu kadar iyi, şu kadar büyüdük." diyorsunuz, diğer yandan aslında ekonominin kötüye gittiğini bildiğiniz için böyle palyatif çözümler içeren, borçları yapılandıran düzenlemeler getiriyorsunuz.
Bakın, sizin iktidarınız döneminde, 2009 yılında, bundan on iki yıl önce 200 TL tedavüle girdi. On iki yıl önce 200 TL tedavüle girdiğinde değeri 131 dolardı -1 dolar yaklaşık olarak 1,5 TL'ye denk geliyordu- 200 TL şimdi kaç dolar ediyor? 23 dolar. 2009'da 200 TL 131 dolardı, şimdi 200 TL 23 dolar yani tam yüzde 83 değer kaybetmiş. Ama garip bir şekilde herkes Türk lirasının ne kadar değer kaybettiğinden değil de doların ne kadar değer kazandığından söz ediyor. Mesela, açıyorsunuz haberleri, diyor ki: "Dolar 5,20 oldu; 6,50 oldu; 7,50 oldu; 8,60 oldu." Ama gerçek bu değil, 2009 yılında 1 TL 0,66 sent ediyordu, şimdi 1 TL 11 sent ediyor. Türk lirasını düşürdüğünüz durum bu. Geçenlerde şöyle bir şey okudum, deniyor ki: "Dolar 8,50 olmuş. Hey maşallah, bu gidişle barajı aşıp Meclise girecek." Evet, Türk lirasını düşürdüğünüz durum tam olarak budur.
Ekonomi kötü de demokrasi mi çok iyi? O da çok çok kötü. Anımsarsınız, mutlaka bir yerlerde okumuşsunuzdur, bir süre önce İsveç merkezli V-Dem Enstitüsü 2021 Demokrasi Raporu'nu yayınlamıştı, çok çarpıcı bilgiler içeriyordu. Bu raporda Türkiye'nin son on yılda en çok otoriterleşen 3 ülkeden birisi olduğunun altı çiziliyordu; Liberal Demokrasi Endeksi'nde Türkiye 149'uncu sırada.
Şimdi, V-Dem Enstitüsü 2020 yılında Covid-19 salgını ve önlemlerinin 144 ülkedeki demokratik gelişmeyi nasıl etkilediğini araştırmış. Türkiye en çok gerileyen 3 ülke arasındaymış, diğer 2 ülke ırkçı faşistlerin etkinliğinin arttığı Macaristan ile İstanbul Sözleşmesi'ne karşı bir iktidarın hüküm sürdüğü Polonya. 3 ülkede de ortak pek çok kötülük var. Pandemide demokratik olduğu varsayılan 9 ülkede ciddi gerileme olmuş, 23 ülkede ise orta düzeyde uluslararası demokrasi normları zarar görmüş. Bunu araştırmışlar "Acaba nasıl demokratik ülkeler otoriterleşiyor?" diye ve garip bir şey fark etmişler, bütün ülkelerde aynı şey gerçekleşiyor. Seçimle işbaşına gelen hükûmet önce medya ve sivil toplum örgütleri üzerindeki gücünü kötüye kullanıyor, yaygın bir kutuplaşma oluşturuyor, bu kutuplaşma sırasında medya ve sivil toplum örgütlerini baskı altına alıyor, kriminalize ediyor ve sonunda hükûmetin egemenliği altında onlarla değiştiriliyor. Bu arada, iktidar yanlış ve yönlendirici bilgiler yayıyor, kurumların güvenilirliğini zedeliyor, bir yandan da muhalefete ve muhalif düşüncelere saygı gösterilmemesini sağlıyor. Ne kadar tanıdık değil mi? Her ülkede aynı şey gerçekleşmiş. Evet, pandemiyi, demokratik değerlerden uzaklaşmak için kullanan her ülke gibi kullandınız, her türlü protesto etkinliğini yasakladınız, "Pandemi." dediniz. Partimizle ilgili kapatma davası açtırdınız, protesto etmemizi engellediniz ve "Pandemi." dediniz. Kayyum atadınız, protesto etmemizi engellediniz, "Pandemi." dediniz. "128 milyar nerede?" pankartını asanları bile engellediniz, ona bile "Pandemi." dediniz. İşte, pandemiyle böyle mücadele ettiniz, demokrasiyi askıya almanın bahanesi olarak kullandınız.
Bu arada, herkese "Maske." dediniz, "Mesafe." dediniz; kahvehaneleri, lokantaları kapattınız ama lebalep kongrelerle övündünüz, yüzlerce kişiyle tıklım tıklım cenazelere katıldınız yani kendiniz için her şey serbest, sizden olmayan herkes için her şey yasak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)