| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu maddeyle zaten olumlu bir değişiklik yapıldığını öngörüyoruz. Yalnız, bu değişikliği yaparken keşke, tıpkı üçüncü havalimanının müteahhidinin borcunu 1,1 milyar avro indirdiğiniz gibi bu tarım alanında çalışan veya BAĞKUR'lu olan, kendi namına çalışan insanların sigorta bedellerinin de borcunu siz ödeseydiniz. Bu şekilde emekliliklerinden çalmamış olsaydınız.
Şimdi ben özellikle başka bir konuya değineceğim. Gece de zaten ilerledi. Pandemi koşullarında neredeyse iki yıldır mücadele ediyor hem ülkemiz hem dünya. Ciddi sorunlarla karşı karşıyayız. Büyük bedeller ödedik, gerçekten çok ağır bedeller ödedik, gerçekten büyük süreçlerden geçiyoruz. Şimdi, bir kısıtlama dönemine girdik; bu kısıtlama döneminden sonra bir gevşeme dönemine geçildi ve restoranlar, kafeler, çayhaneler; hepsi açıldı ama çok büyük bir sıkıntıyla da karşı karşıya kalacağımızı öngörüyorum. Çünkü 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nu, maalesef, AKP iktidarının, tamamen patronların isteği doğrultusunda 2023'e ertelediğini biliyoruz. Çünkü geçen aylarda Plan ve Bütçe Komisyonundan bunu geçirdiler. Maalesef, hiçbir bilimsel dayanağı olmamasına rağmen bu kanunu 2023'e kadar 50'den az çalışanı olan ve az tehlikeli iş yerleri ve kamu kuruluşları için ertelediler.
Şimdi ben şöyle bir bilgi paylaşayım sizinle: 1 milyon 144 bin 499 iş yeri bu kapsama giriyor. Bu, 1 milyon 144 bin 499 iş yerinde 4 milyon 737 bin 881 çalışan çalışıyor. Yine, kamuda -3 milyondan fazla- 4 milyona yakın insan çalışıyor. Çoğunluğu bu az tehlikeli kısma giriyor. Ne yaptı AKP iktidarı? Bu çalışanların hepsini iş sağlığı ve güvenliği hizmetinden mahrum bıraktı ve belki de çok basit bir önlemle birçoğunun yaşamı kurtarılabilecekken, maalesef, o hizmetten mahrum bırakıldılar.
Bakın, ben size çok basit bir tablo göstereceğim: Burası bir eczane. Eczacı arkadaşımız güzel bir önlem almış, bariyer koymuş ve bu şekilde iş sağlığı ve güvenliği konusunda önlem almış. Ben geçenlerde Iğdır'da esnaf ziyareti yaptım. Bir eczaneye girdim, bu bariyer yok. Dedim ki: Ya, bu iş güvenliği açısından çok riskli bir durum, Covid hastalığı var, virüs bulaşabilir. Bana dönüp şunu dedi, ki: "Sayın Vekilim, vallahi bizim cirolarımız yüzde 50 düştü, mecburen biz de o bariyeri kaldırdık." Peki, siz hasta olacaksınız, ölümle karşı karşıyasınız dedim. "Yapacak bir şey yok." dedi. O eczacı tek mi çalışıyordu? Hayır, orada aynı zamanda başka 4 arkadaş da çalışıyordu.
Kısacası şunu demek istiyorum arkadaşlar: Sizler, o yasayı erteleyerek, bu hizmetin verilmesini engelleyerek işte, orada, o eczanede çalışan insanların yaşamını tehlikeye soktunuz. Çünkü hemen hemen bütün iş yerlerinde insanlar daha çok ekonomik nedenleri düşünürler, insan sağlığını çok öncelemezler. Bu açıdan çok büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebilirim. Bakın, 2019 yılında 1.736 kişi yaşamını yitirmiş iş kazalarında; yine, 2020'de 2.427. Bakın, Covid'den dolayı ciddi bir artış söz konusu fakat siz insanları bu hizmetten mahrum bıraktınız.
Yine başka önemli bir konu -sürem bitiyor- meslek hastalığı. Arkadaşlar, bakın, bu meslek hastalığı çok önemli bir konu. Sağlık emekçilerimiz büyük bir emek veriyorlar, büyük bedeller ödüyorlar. O insanları hakları olan bir şeyden mahrum bırakmayın. Birçok ülke Covid-19'u meslek hastalığı olarak kabul etti; Türkiye kabul etmedi, hâlâ illiyet bağı arıyor. Bugüne kadar sadece 1 kişi bu illiyet bağından dolayı işte, vazife malulü sayılmıştır. Bakın, özel hastanelerde çalışan insanlar bu vazife malullüğünden yararlanamazlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HABİP EKSİK (Devamla) - O açıdan bu inadınızdan vazgeçin, o sağlık emekçilerimizin, doktorların hakkını kendilerine teslim edin diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)