GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:87
Tarih:02.06.2021

KEMAL PEKÖZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasa teklifinin 13'üncü maddesi üzerine görüşlerimizi dile getirmek üzere söz aldım.

Maddeyle, 5834 sayılı Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun'da belirtilen ödenmemiş borçlarla ilgili tutulan sicil kayıtlarının silinmesi gündeme getiriliyor ve 31/12/2021 tarihine kadar tamamının ödenmesi ya da yeniden yapılandırmanın yapılmış olması şart olarak koşuluyor.

AKP iktidarı 2002 yılından beri borç yönetme stratejisiyle ülkeyi yönetmeye çalışıyor. 2002 yılında 6 milyar 308 milyon lira olan kredi kartı borcu 12 Şubat 2021 tarihinde 147 milyar 900 milyon liraya çıkmış durumda. Dolayısıyla on dokuz yılda kredi kartı borcu 25 kat artmış, bu da ülkeyi nasıl yönettiğinizin bir göstergesidir. Aynı zamanda, ticari kredilerin oranı son bir yılda yüzde 29, bireysel kredilerin oranı yüzde 36 artmış ve kredi kartı borcu mağduru sayısı son bir yılda 2 milyon 300 bin kişi artarak 34 milyon 500 bine çıkmıştır. İhtiyaç kredisi için 98 bin, konut kredisi için de 16 bin kişi borçlanmıştır yeni baştan. Yani 35 milyon insanı kredi borçlusu olarak bir araya getirmiş durumdasınız. Bu kadar insanı bir araya getirebilecek başka herhangi bir konu söz konusu değildir. Dolayısıyla da hayalî bir parayla ülkeyi yönetmeye çalışıyorsunuz.

Böyle bir sicil affının getirilmesi ilk bakışta hoş gibi görünebilir ama bankaların hiçbir tanesi bu sicil affını dikkate alıp insanlara kredi vermeyecektir ve dolayısıyla da belki sadece devlet bankaları sizin zorlamanızla bu kredileri verir ve dolayısıyla, insanlar da bu borçlarla daha fazla boğuşmaya devam ederler. Bunun yerine yapılması gereken, kredi borçlarının faizsiz olarak ertelenmesi ya da en azından "Çiftçinin ve küçük esnafın kredi borçlarının faizleri hemen silinmeli ve geri kalanı da uzun vadede ödenmeli." diye bir program yapılmış olsaydı çok daha iyi sonuç alıcı olurdu.

Bir ay önce Eş Genel Başkanımız Ankara'nın ilçelerinde mevsimlik tarım işçilerini ziyarete gitti ve orada gördükleri manzaralar karşısında hayretler içerisinde kaldılar çünkü oradaki insanlar susuz bir ortamda, elektriksiz bir ortamda, hatta tuvaletsiz bir ortamda çalışıyorlar.

Bunun yanı sıra, Türkiye'nin bir GAP projesi var, uzun yıllardır devam ediyor. Daha önce, 2016 yılında, 2018 yılında bitirileceği sözü verilmişti. Şu anda 1 milyar 200 milyon dolar gibi bir paraya ihtiyacı var ve yüzde 12 kalan kısım var, bunlar da sadece sulama kanallarından oluşuyor. Milyarlarca lira kredi borcunu silebiliyorsunuz; şimdi, 300 binlik 2 şehir, şehir içinde şehir oluşturmak üzere İstanbul'a bir kanal yapmayı göze alıyorsunuz ve bunun için de 11 milyar doları gözden çıkarmış durumdasınız. "Bunu mutlaka yapacağız, buna hazırız." diyorsunuz ama 1 milyar 250 milyon doları harcayıp GAP projesini gerçekleştirmiyorsunuz. Gerçekleştirmiş olsanız orada en azından 700-800 bin insan bu proje çerçevesinde tarım alanında çalışabilir, insanca yaşayabilir ve en azından çocukları eğitimini sürdürebilir, kendileri daha insani bir ortamda yaşayabilir ve gittikleri yerlerde çoğu zaman da ırkçı saldırılarla karşı karşıya kalmaktan kurtulur. Dolayısıyla, emek gücü arzının azalması nedeniyle de tarım alanlarında çalışan diğer insanların en azından emeklerinin karşılığını alabilecekleri bir ortamın yaratılması söz konusu olabilir ama sizin amacınız halka hizmet değil, sadece ve sadece yandaşlarınıza hizmet, 3-5 kişiye hizmet ve milyarlarca vergi borcunu affederek onlara kaynak sağlamak. Ama insanlara 4-5 milyar lira harcadığınız zaman da afrayla tafrayla dolaşıp esnafımıza, köylümüze, çiftçimize yardım ettiğinizi söylemektesiniz. Bu durumda, yakın zamanda sandık ortaya konulduğunda elbette gideceksiniz ama arkanızda bir enkaz bırakmış olacaksınız.

Meclisi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)