| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
AYŞE SÜRÜCÜ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 14'üncü madde üzerinde partim adına söz almış bulunmaktayım. AKP, iktidara geldikten sonra YÖK'ü kaldıracağını vadetmişti. Oysa şu an geldiği noktada YÖK, AKP'nin üniversitelerdeki sopası hâline gelmiştir. Öğrencinin, akademisyenin, fakültenin sorunlarına çözüm arayan değil, öğrenciyi müşteri gibi gören, ondan sürekli faizle para tahsil etmek isteyen AKP'nin bilim anlayışı papaz eriğini imam eriğine dönüştüren, çığır açıcı TÜBİTAK projelerinden ibarettir.
Ülkemizde işsizlik her geçen gün artmakta ve Hükûmetin yanlış politikaları yüzünden yaşanan kriz daha da derinleşmektedir. Genç işsizlik oranı yüzde 25'lere varmış durumda yani her 4 gençten 1'i işsiz. Üniversite öğrencilerindeyse her 3 üniversite mezunundan 1'i işsiz. Üniversiteyi bitirmelerine rağmen yıllarca iş bulamayan milyonlarca üniversite mezunumuz ise bir hacizle karşı karşıya kaldılar. Daha iki yıl önce 281 öğrenciye borcunu ödeyemediği için haciz uygulandı. Büyük şirketlerin milyarlarca liralık vergi borçları silinirken, işsiz bırakılan gençlerden bu paranın icra yoluyla alınması kabul edilemez bir durumdur. Bize göre, gençlerimizin eğitimlerinde devletten alacakları bütün yardımlar geri ödemesiz olmalıdır. Öncelikle, okuyan bütün öğrencilerimize geri ödemesiz burs verilmelidir. Şu anda kredi borcu olan tüm gençlerin de kredi borçları silinmelidir.
Evet, arkadaşlar, pandemiyle birlikte evde emek veren kadınlar, derinleşen yoksulluğun kayıt dışı ilk mağduru konumundadır. Özellikle ev kadınları ve mevsimlik tarım işçiliği yapan kadınlar, otomatik olarak devletin salgına yönelik kayıtlı işçileri kapsayan yetersiz de olsa mevcut koruyucu politikalarından da dışlanmış oluyor. Bu şekliyle ekonomik kırılganlık en çok kadınların bulunduğu yerde toplumun belini bükmektedir. Sosyal yardımlar ise yoksulluğun sonlandırılmasını değil, yoksulluğun yönetilmesini amaçlayan bir düzeyde yandaşları önceleyen bir tutumla yürütülmektedir. Soruyoruz: Akşam pazarlarında arta kalan sebzeleri toplayan kadınlara, tarlada hem çalışmak hem çocuk bakmak hem de yemek yapmak zorunda kalan mevsimlik tarım işçisi kadınlara verecek bir cevabınız var mıdır? Kadınlar yurttaş olarak sosyal haklara zorlu şartlarda erişmekte ve AKP iktidarında daha çok yoksullaşmaktadır çünkü ülkede kadın emeğini değersiz gören, eşit işe eşit ve hak edilen ücreti sağlamayan, toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak, güvencesiz ve korunmasız eril bir çalışma sistemi hâkim. Bu, üstü örtülemeyen ekonomik ve toplumsal ağır bir gerçekliktir.
Evet, arkadaşlar, Urfa'ya ilişkin birçok sorunu defalarca kez gündeme getirdik fakat bir dönüş ve bir çözüm gerçekleştirilemedi. İki gün önce Urfa'da yevmiyeyle çalışan kadınları tarlada ziyaret ettik. Üniversite öğrencilerinin de aralarında olduğu kadınlar ve gençler sabah yediden akşam altıya kadar 55 TL karşılığında, gün boyu 40 derece sıcaklığın altında sosyal güvencesiz bir şekilde çalışmaktalar. Urfalı kadınların sizlere yani bu iktidara bir sorusu vardır. Urfalı kadınlar diyor ki: 55 TL'yle bir insan kendini, yaşamını nasıl idame edebilir?
Harran, Viranşehir, Suruç Ovaları tüm ülkeye yetebilecekken, Urfa'da tarımsal alanlar iktidarın bir tarım politikası olmadığı için DEDAŞ'ın emrine sunulmuş durumda. Suruç'ta hatalı su drenaj projenizle binlerce dönüm tarla sular altında kalmış, sonbaharda toplanması gereken pamuk tarlaların bataklığa dönmesinden dolayı toplanamadı. Şu an halkın kendi imkânlarıyla açtığı su tahliye kanallarıyla pamuk ürünü Suruç'ta yeni toplanıyor. Birçok kez bu sorunu dile getirdik ancak iktidar Suruç -Pirsus- halkını cezalandırıyor mu, anlamıyoruz. Sonuna kadar bu sorunun takipçisi olacağız.
Bakınız, her ne kadar adı Antep fıstığı olsa da daha çok Urfa'da yetiştirilen fıstık ağaçlarını bir hastalık esir almış durumda. 20-30 yaşındaki fıstık ağaçları kuruyor ama bölgede bir zirai araştırma laboratuvarı bile yok. Tüm bunların sorumlusu, Urfa'yı, Mardin'i, Diyarbakır'ı yük olarak gören AKP zihniyetidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYŞE SÜRÜCÜ (Devamla) - Öğrenciler, kadınlar, bölge kentleri yük olarak görülmektedir fakat bu ülkenin tek bir yükü var, o da AKP iktidarının kendisidir.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)