GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/4413, 10/4430, 10/4431, 10/4432, 10/4433, 10/4434, 10/4435, 10/4436, 10/4437, 10/4438) No.lu Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:90
Tarih:10.06.2021

CHP GRUBU ADINA ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekillerimiz, sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

"Yanlışın neresinden dönersek kârdır." demiş atalarımız. Bir yanlış vardı geçen hafta uygulanan; geçtiğimiz hafta müsilajla ilgili bir komisyon kurulması için Cumhuriyet Halk Partisi olarak önerge vermiştik ama reddedilmişti iktidar bloğunun oylarıyla. Yanlıştı, aklınız başınıza gelmiş, doğru bir karar vermişsiniz, kutluyoruz. Şimdi bu komisyonun kurulması doğrudur. (CHP sıralarından alkışlar) Darısı mafya-siyaset ilişkilerinin araştırılmasına ilişkin olsun, darısı kendi Bakanlığına malzeme satan Ruhsar Pekcan'ın soruşturmasına ilişkin olsun diyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, son aylarda yaşanan en büyük sorun, müsilaj. Bu konuşuluyor son birkaç aydır. Bilim insanları "müsilaj" diyorlar, vatandaş "salya" diyor, balıkçılar ise "kaykay sorunu" diyorlar bu soruna. Bu sorun var mı? Var. Ne zamandır var? Uzun yıllardır var ve konuşuluyor. Bakın, hemen söyleyeyim, 2010 yılında... 2007-2014 yılları arasında Marmara Çevre İzleme Projesi kapsamında 9 ayrı rapor hazırlanmış. 9 ayrı raporda müsilaj sorununa yani kaykay sorununa dikkat çekilmiş, "Aman ha aman." denmiş, "Marmara Denizi ölüyor." denmiş, herkes kulağının üstüne yatmış. Marmara Belediyeler Birliği 21-22 Kasım 2017 tarihlerinde bir çalıştay yapmış, çalıştayın sonuçlarında demiş ki: "Marmara Denizi ölecek, Marmara Denizi bitecek, aman ha aman." diye uyarılmış; yine herkes kulağının üzerine yatmış.

Bugün geldiğimiz noktada doğru bir karar yapıldı, Sayın Bakana teşekkür ediyorum, Sayın Kurum'a. Geçtiğimiz hafta bir çalıştay gerçekleştirildi, çalıştaya bilim insanları davet edildi, yerel yöneticiler davet edildi, hep birlikte el ele verildi ve bu sorunun çözümüne ilişkin 21 maddelik bir rapor hazırlandı.

Marmara Denizi CHP'lilerin denizi değil sadece, AK PARTİ'lilerin değil, MHP'lilerin değil. Ya, Marmara Denizi bütün milletimizin ortak bir malıdır. O yüzden buna bakarken siyasi bakmamak gerekiyor, siyasi davranmamak gerekiyor. Geçtiğimiz hafta -üzüldük birazcık da- bazı milletvekili arkadaşlarımız birtakım değerlendirmelerde bulundular, işi "Efendim, şu belediye kazandı da, böyle oldu da, şu gitti de, şundan kaynaklandı da..." gibi yorumlara getirdiler. Hiçbir bilimsel açıklaması olmayan, hiç akla mantığa uymayan birtakım yorumlar yapıldı. Oysa bu, siyasi bir konu değil, bu, tamamen çevreyle ilgili ve tümümüzün, hepimizin el atması gereken bir konu. Sebep nedir? Sebep şüphesiz ki küresel ısınmanın etkisi var, yaklaşık 2-2,5 derece bir deniz suyu sıcaklığı var, şüphesiz bunun etkisi var, evsel atıkların etkisi var, kimyasal atıkların etkisi var, Ergene Nehri'nin etkisi var çünkü Ergene Nehri kirli akıyor değerli arkadaşlar -birazdan Ergene Nehri'yle ilgili de konuşacağım- ve Marmara Denizi'nin bir iç deniz olmasından kaynaklı bir sıkıntı var. Marmara Denizi bir iç deniz ama böyle giderse maalesef iç çöl olacak, iç çöl çünkü bir anlamda, bir foseptik çukuru hâline getirilmiş durumda Marmara Denizi ve bunda herkesin günahı var. İnsanlar atıyorlar, fabrikalar kimyasal atıklarını atıyorlar; yerel yönetimler aracılığıyla kanalizasyon atıkları tam çözülmeden buralara veriliyor. "Derin deşarj" diye bir yöntem getirildi ve bu, Marmara Denizi'ni kirletti. Bunların hepsinin bir kez daha değerlendirilmesi ve bu denizin temizlenmesi için gereğinin de yerine getirilmesi gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz hafta biz Ergene Nehri'ndeydik, bir grup milletvekili arkadaşımızla birlikte Trakya'daydık. Ergene Nehri'nin bulunduğu 3 ili de ziyaret ettik, 3 ilde de çalıştık yani Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne illerinde. Ergene Nehri kirli akıyor arkadaşlar; Ergene Nehri'nden zehir akıyor, kimyasal atıklar akıyor; fabrikaların atıkları Ergene Nehri'ne gidiyor.

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Arıtmaları yok.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Yıllardır "Ergene Nehri temizlensin." deniyor, her dönem Ergene komisyonu kuruluyor ama tık yok.

Hoş geldiniz. Salih Cora Bey geldiler. Birazdan laf atacağı için bana, şimdiden tedbirini alayım istedim ben.

On dokuz yıldır Hükûmetsiniz, şu Ergene Nehri'ni niye temizlemediniz ey AK PARTİ ya?

SALİH CORA (Trabzon) - Temel atmama töreni yaptınız.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Ben dedim ya "Geldi, laf atacak." diye; geldi, hemen laf attı. Hoş geldin, hoş geldin Salih.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Fotoselli o, fotoselli!

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanı 12 Kasımda partisinin il kongresine katılıyor video konferans yöntemiyle ve diyor ki: "Nasıl, Ergene Nehri nasıl?" Karşı taraftan Sayın Bakan cevap veriyor "Temiz akıyor Sayın Cumhurbaşkanım, tertemiz." diyor. Yazık ya, Ergene Nehri temiz akmıyor arkadaşlar. Temiz aktığını iddia eden varsa buyursun, beraber gidelim, hep beraber orayı görelim. İnşallah, bu komisyon kurulunca bu komisyon Ergene Nehri'ne gider, Ergene Nehri'nin hâlini görür.

Ergene Nehri'ni derin deşarjla Çorlu üzerinden Marmara'ya verme fikrinden vazgeçin arkadaşlar. Ergene Nehri'nin temizliği sadece derin deşarjla olmaz. Bir bardak düşünün, o bardak ağzına kadar su dolu, bir damla daha gelirse o bardak taşar; Ergene Nehri, o bir damladır arkadaşlar. Marmara Denizi'ni bitirecek en önemli işlerden birisi Ergene Nehri'nin Marmara Denizi'ne deşarj edilmesidir, bundan vazgeçmeniz gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Alpullu, Çorlu, Uzunköprü, tamamında gezdik, tamamında ziyaretlerde bulunduk; insan yaşamaz, samimi söylüyorum, o kokudan durulmaz ve insanlar mecburlar, evleri oranın dibinde hemen, oraya gidiyorlar, orada yaşamaya çalışıyorlar. Bu Ergene Nehri sorununun çözülmesi gerekiyor, Ergene Nehri'ne ilişkin de ciddi adımların atılması gerekiyor. On dokuz yıldır Hükûmetsiniz, on dokuz yıldır "Çözeceğiz." diyorsunuz, maalesef çözemediniz.

Peki, başka ne olacak? Az önce sayın hatip söyledi, değerli arkadaşlar, Kanal İstanbul Projesi ucube bir projedir, Kanal İstanbul Projesi Marmara Denizi'nin tabutuna çakılmış dördüncü çivi olacaktır, bu yanlış bir projedir. Marmara Denizi'ni bitirecek olan Kanal İstanbul Projesi'dir. Sonra "Ah, vah!" dersiniz, sonra "Eyvah!" dersiniz, sonra çıkar "Yahu kandırıldık." dersiniz ama iş işten geçer, Marmara Denizi biter. Kanal İstanbul Projesi'nden mutlaka vazgeçilmesi gerekiyor.

MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman) - Yapılan her şeye karşısınız.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Efendim...

MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman) - Yapılan her şeye karşısınız siz.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Nereden biliyorsunuz, nereden biliyorsunuz karşı olduğumuzu? Evet, doğru söylüyorsun, yolsuzluğa karşıyız. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Doğru söylüyorsun, hırsızlığa karşıyız; çete, mafya, siyaset üçgenine karşıyız. Doğru söylüyorsun, Ruhsar Pekcan'ın, bir Bakanın kendi Bakanlığına, kendi şirketinden mal satmasına karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Bir mafya liderinin Türkiye'de cirit atmasına, bir mafya lideriyle bir siyasi partinin bu kadar içli dışlı olmasına karşıyız, doğru söylüyorsun, doğru söylüyorsun.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Marmara'yı konuş.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Yapma Allah aşkına. Ben Marmara'yı konuşuyorum, oradan laf atıyor. Ne yapayım Değerli Vekilim Allah aşkına? Ben gazetecilikten geliyorum, laf gelirse cevabını veririm, yapıştırırım cevabı ya, yapmayın.

Neyse arkadaşlar, bakın, benim seçim bölgem Kahramanmaraş'ta da aynı sorun var. Aksu Çayı, Allah aşkına el vicdan, Aksu Çayı diye bir çay var, zehir akıyor, zehir, zehir. Bölgemizin milletvekilleri de biliyorlar, bölgemizin milletvekilleri de bu görüşteler. Zehir akıyor, bir şey yapmamız gerekiyor, temizlememiz gerekiyor burayı. Oranın da etrafında insanlar özellikle yazın oturamıyorlar, hava sıcaklığı olduğu zaman kokudan duramıyorlar; oranın da temizlenmesi gerekiyor.

ORHAN SÜMER (Adana) - Elbistan'daki bacalar ne oldu, bacalar?

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Aksu Çayı diğer çaylarla birleşiyor, denize dökülüyor tıpkı Bursa'daki Yenişehir Çayı gibi, zehir akıyor, oradan Ergene, buradan Yenişehir; hepsi toplanıyor...

SALİH CORA (Trabzon) - Silahtarağa'dan bahsetsene. Silahtarağa'da arıtma tesisinin temel atmama törenini büyük bir coşkuyla kutladınız, buna ne diyeceksiniz Ali Bey?

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Sana ne, sana ne? Seni ne ilgilendiriyor?

SALİH CORA (Trabzon) - "Sana ne?" olur mu ya? Burası İstanbul, benim hemşehrilerim yaşıyor orada.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Bu millet Ekrem İmamoğlu'na dedi ki: "Ey Ekrem İmamoğlu, sen bu belediyeyi yönet çünkü sana güveniyoruz." Senin adayına dedi ki: "Sen yönetme, sen evinde otur." Hadi, işine bak.

SALİH CORA (Trabzon) - Sizin hizmet anlayışınız bu mudur ya? Yakışıyor mu?

BAŞKAN - Sayın Cora, Sayın Cora, lütfen.

SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Milletin vekiline böyle cevap verilmez.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Nasıl cevap vereyim Hanımefendi? Sayın Vekilim, Allah aşkına söyleyin, ne söyleyeyim? Geldi, "Hoş geldin." dedim, biliyorum laf atacağını çünkü. Bakın, beyefendi laf atma konusunda zaten AK PARTİ grubu içerisinde ya 1 ya 2'nci sırada gelir. Burada gelir, oturur, işi laf atmak; başka bir işi yok zaten; Trabzonlulara hizmet derdi de yok maalesef, "Geleyim, laf atayım, çekip gideyim." diye uğraşıyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, arkadaşlar bakın, ya, bir komisyon kurulacak, doğru bir komisyon kurulacak. Komisyonun doğru olduğunu söylüyorum, Salih Cora buna bile dayanamıyorsun ya, biraz sabır lütfen.

Aksu Çayı kirli akıyor, Aksu Çayı'nın temizlenmesi gerekiyor.

Ekrem İmamoğlu iki, iki buçuk yıldır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Ekrem İmamoğlu'ndan önce İstanbul'u AK PARTİ yönetiyordu, ondan önce Refah Partisi yani sizin Genel Başkanınız İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Eğer, Marmara Denizi bu kadar kirlendiyse...

SALİH CORA (Trabzon) - Haliç'i kim temizledi?

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - ...son iki yılın mı suçudur, son yirmi yılın mı suçudur? İlkokul seviyesindeki bir çocuğa, ilkokul 1'e, 2'ye giden bir çocuğa soralım, der ki "Sadece bir kişinin değil; yirmi yıl, otuz yıl hangi partili olursa olsun, bunların ortak sorumluluğu." Ama Salih Cora'ya sorduğunuz zaman -anaokulu seviyesi galiba- "Ekrem İmamoğlu." diyor, maalesef öyle söylüyor.

SALİH CORA (Trabzon) - İstanbul'un beklentilerine cevap veremiyor.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, kurulan komisyon doğru bir komisyon olmuştur, umarım başarıya ulaşır, başarıya ulaşması için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Salih Cora'nın talebi üzerine sözünüzü bir dakika uzatıyorum.

Buyurun.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Salih Cora'nın ben AK PARTİ'de Grup Başkan Vekili olmak istediğini biliyordum, meğerse, Sayın Başkanım, Meclis Başkan Vekili mi olmak istiyor acaba?

SALİH CORA (Trabzon) - Kışkırtma yapıyor.

BAŞKAN - Öyle bir talebi oldu, ben de süreyi veriyorum size.

Buyurun.

ALİ ÖZTUNÇ (Devamla) - Komisyon doğru bir komisyon olmuştur, umarım komisyonda çalışmalar başarılı olur, Ergene'ye gitmek gerekir; Marmara civarındaki bütün o illeri ziyaret etmek gerekir, denetlemek gerekir; sanayi tesislerini denetlemek gerekir; yerel yönetimlerin, hangi partili olursa olsun -Bursa Belediyesi AK PARTİ'dedir, Bursa dâhil, İstanbul Belediyesi dâhil- hangi belediye olursa olsun hepsinin sıkı bir denetime alınması gerekir ve hepsinin kanalizasyon atıklarını özellikle biyolojik arıtmayla gerçekleştirmesi gerekir.

Hayırlı uğurlu olsun; darısı, mafya-siyaset ilişkilerini araştıracak olan komisyona olsun diyorum.

Saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)