| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 15.06.2021 |
HAYATİ ARKAZ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
267 sıra sayılı Kanun Teklifi görüşmeleri kapsamında birinci bölüm üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve büyük Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, şu anda gündemimizde olan coronavirüs aşısı hakkında bilgi vermek istiyorum. Başta doktorlarımız olmak üzere, sağlık ordumuz bir buçuk senedir coronavirüs mücadelesinde fedakârca çalışmaktadır. Buradan, doktorlarımıza, sağlık çalışanlarımıza, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde 11 Ocak günü başlayan aşılama çalışmaları devam etmektedir ve riskli meslek grupları aşılanmıştır. Bu meslek grupları içerisinde cezaevi personeli de vardır. Ayrıca, hükümlüler 40 yaşına kadar aşılanmıştır. On beş gün içinde mahkûmların tamamı aşılanacaktır. Bu vesileyle, Adalet Bakanlığı bünyesinde çalışan cezaevi personeline ve idarecilerine de teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, an itibarıyla bir günde 1 milyon doz aşı hedefimize ulaştık. Temmuz sonuna kadar tüm vatandaşlarımızın aşılanması sağlanacaktır. Bilindiği gibi toplamda 240 milyon doz olmak üzere nüfusumuzun yaklaşık 3 katı kadar aşı anlaşmaları yapılmıştır. Sputnik V aşısının ülkemizde üretilmesi için Rusya'yla gerekli imzalar atılmış, ayrıca Sputnik V aşısının ilk teslimatı dün itibarıyla gelmiştir. Sinovac ve BioNTech aşılarıyla da an itibarıyla 35 milyondan fazla insanımız aşılanmıştır.
Ülkemizde yürütülen yerli aşı çalışmaları da büyük bir özveriyle devam ediyor, eylül ayında kendi aşımızı kullanmaya başlayacağız, inşallah, sonbahardan itibaren, temennimiz odur, maskeden de kurtulacağız. Burada çok önemli bir temennim var, onu da söylemek istiyorum: Maskelerin, mesafenin ortadan kalktığı, hepimizin aşılandığı, "Ben de corona oldum." cümlesinin duyulmayacağı, "vaka sayısı" "ölüm sayısı" "entübe" kavramlarının unutulduğu, yaşlıların huzur bulduğu, çocukların sokakta cıvıl cıvıl oynadığı, yoğun bakımların bomboş kaldığı, kısıtlamaların hatırlanmadığı, tüm milletimizin geleceğe güvenle bakacağı, coronavirüs salgın hastalığından kurtularak güçlü Türkiye yolunda adım adım yürüyeceğimiz sağlıklı ve güzel günler temenni ediyorum. Bu çok önemlidir, hepimiz için hayırlısı olur inşallah.
Değerli milletvekilleri, yerli aşımız geldiğinde kullanılarak Influenza aşısında olduğu gibi her yıl aşılanmamız lazım, başka türlü virüsü kontrol altına alamayız. Unutmamamız gereken bir nokta var ki global bir dünyada yaşıyoruz, küresel bir salgınla karşı karşıyayız. Bu yüzden aşılamanın da küresel olması lazım, bir ülkenin sadece kendi nüfusunun aşılanması yetmez çünkü tüm tedbirlerin ve mücadelenin, tedavinin, özellikle aşının dünyanın her ülkesinde yapılması gerekiyor, coronavirüs aşısı insanlığın ortak malı olmalıdır. Ayrıca, ulaşamayan milletlere, ekonomik olarak yetersiz ülkelere ve mazlum coğrafyalara aşının mutlaka ulaştırılması lazım.
Çocuk felci aşısını bulan Doktor Jonas Salk'a 1955'te verdiği bir röportajda soruyorlar, diyorlar ki: "Bu bulduğun aşının patenti sana mı ait?" Diyor ki: "Aşının patenti olmaz. Nasıl ki güneşin patenti yoksa aşı da milletin ortak malıdır." Ben buradan şunu söylemek istiyorum: İmkânı olup aşıyı bulan devletlerin, güçlü ülkelerin veya imkânlı ülkelerin patent ve para peşinde koşmayıp dünyanın her köşesine aşıyı ulaştırması lazım, öbür türlü kontrol altına almamız mümkün değildir.
Tıpkı diğer salgınlar gibi coronavirüs salgını da elbette bitecek, inşallah, insanoğlunun hafızasından silinecek ancak bu süreçte yitirilen canların acısı hep yüreklerimizde kalacak. Coronavirüs salgınıyla kaybettiğimiz herkesi rahmetle anıyorum, ruhları şad olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)