| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifinin 6'ncı maddesine dair söz aldım.
Maddeyle toplam on yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan kadın hükümlülerin 15 yaşını doldurmamış çocuğunun bulunması ve babanın da ölmüş veya ceza infaz kurumunda olması durumunda, toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi hâlinde, cezanın infazının çocuğun 15 yaşını doldurmasına kadar cumhuriyet başsavcılığınca ertelenmesine ilişkin bir fıkra eklenmiş. Açıkçası bu düzenlemenin yapılması oldukça önemli bir adımdı, hatta çokça gecikmiş bir adımdı ama eksiklikleri var tabii. Keza, bizler uzun zamandır cezaevinde anneleriyle beraber kalmakta olan çocukların sorunlarını dile getiriyorduk.
Değerli milletvekilleri, düzenleme olumlu olmakla beraber, yine, içerisine eklenen subjektif bir cümleyle yoruma da açık bırakılmıştır. Maddede yer alan "toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağının değerlendirilmesi" ibaresi keyfî muamele ve ayrımcılığa yol açabilecek bir koşuldur. Özellikle politik tutsaklara karşı son dönemlerde verilen siyasi kararlar ortadayken madde bu hâliyle istenilen yere çekilebilecek esnek bir hâle geliyor. Politik tutsakların idare ve gözlem kurulları tarafından koşullu salıverilme süreleri gelmesine rağmen salıverilmeleri engellenmekte, yüzlerce ağır hasta tutsağın infaz erteleme talepleri aynı gerekçelerle reddedilmektedir.
Burada, yine defalarca dile getirdik "Kütüphaneden şu kadar kitap almış." "Dinî destek almamış." "Gardiyanlara serzenişte bulunmuş." "Pişman olmamış." gibi son derece soyut gerekçelerle yapılan değerlendirmeler mevcut. Hâl böyleyken böylesi önemli bir maddede "toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmaması" meselesi de yoruma son derece açık. Çocuğun üstün yararı, herhangi bir koşul ve şart koşmadan, muğlaklığa yer olmayacak şekilde gözetilmelidir ve "ertelenebilir" değil "ertelenmelidir" ifadesi kullanılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, yine bir diğer önemli mesele çocuk bakımının bu düzenlemeyle yeniden anneye bırakılması meselesidir. Çocuk bakımı, sadece annenin yükümlülüğünde değil, ebeveynin ortak sorumluluğudur. Aksi takdirde, çocuk bakımını dışarıda olduğu gibi içeride de annenin üzerine yıkmış oluyoruz. Bu sebeple maddenin, sadece kadın mahpuslar açısından değil, 15 yaşında çocuğu olan ebeveynler açısından düzeltilmesi ve eğer 2'si de tutukluysa haktan faydalanmak üzere seçimin anneye bırakılması gerekiyor.
Ayrıca, babanın ölmüş olması veya hapishanede bulunması şartları getirilirken babanın gaip olması, babanın hayatta olsa dahi bakım sorumluluğunu reddetmesi, çocuğa bakabilecek koşullarının bulunmaması veya çocuğu terk etmesi hâlleri düşünülmemiş. Bu yüzden bu ek koşullar da maddeye eklenmelidir.
Ayrıca, maddenin tabii ki sadece hükümlüler için uygulanmaması gerekiyor, tutuklu yargılanan ve anneleriyle kalan çok sayıda çocuk var. Çocuklar cezaevinde kaldıktan sonra tutuklu veya hükümlü olmanın bir önemi yok. Kaldı ki Türkiye'de uzun tutukluluk süreleri göz önünde bulundurulduğu zaman maddenin bu şekilde düzenlenmesi kaçınılmaz bir durum yaratıyor.
Yine aynı şekilde "Kamu davası açılması durumunda erteleme kaldırılabilir." deniyor; sonuçlanması bile değil, açılması hâlinde kaldırılması söyleniyor. Burada derdimiz çocuğun üstün yararı ise neden kaldırılsın?
Değerli milletvekilleri, son olarak, bu maddeyle 15 yaş altındaki çocuklar için hapishanede kalmamalarına dair düzenleme yapılırken hâlihazırda 15 yaş ve altında cezaevinde olan çocuklar var ve bunlara dair herhangi bir düzenleme yok. Dışarıda yaşayan çocukların bakım yükü düşünülürken içeride tutulan çocuklara dair bir düzenleme alternatifi bulunmamakta. Maddenin muğlaklığa, boşluğa, subjektif yorumlara yer bırakmayacak ve ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konularda adaletli olacak şekilde düzenlenmesi ve bu kapsamda ele alınması gerekmektedir. Aksi takdirde, iktidarın "Benden olmayana yasa işlemesin." görüşü yüzünden muhalif olan ailelerin çocukları ebeveynleriyle beraber sağlıksız koşullarda içeride kalmaya ve akranlarına göre çok ciddi bir ayrımcılık yaşamaya devam edecektir, ki "Ola ki küçücük bir ihtimal olabilir." düşüncesiyle iktidar bu maddeyi çekmek istiyor; biz de konuşabilmek için, maddenin önemini anlatabilmek için önergemizi bu şekilde vermek zorunda kaldık. Ama şunu da söyleyelim: Bu yaptığınız değişiklik bir gün gelip sizi de bulacak, bunu da bilesiniz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)