| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Günün, daha doğrusu gecenin bu ilerleyen saatlerinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, görüşmekte olduğumuz Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin kanımca en kritik maddeleri 8 ve 9'uncu maddeleri. Biraz önce söyledim 15 yaşından küçük çocuğu olan mahpuslar için bir umut olacak 6'ncı maddeyi geri çektiniz, kaldı her zamanki gibi güvenlik devleti. Özgürlük ve güvenlik denkleminde teraziyi her geçen gün güvenlik lehine değiştiriyorsunuz, elbette bu güvenlik vatandaşın güvenliği değil, sizin yani iktidarın güvenliği. Amaç vatandaşın güvenliği olsa bu ülkede Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla gece yarısı operasyonlarıyla vatandaşlar gözaltına alınırken cinayet itiraflarının muhatabı iktidara yakın olduğu için seyirci kalınmazdı.
Şimdi, işin özü şu: Aslında, cezaevlerinde hükümlü ve tutuklular öteden beri dinleniyordu. Ankesörlü telefonla görüşürken, yine, yakınlarıyla camın arkasında telefonla görüşürken dinleniyordu, mektupları da okunuyordu. Mektuplarda suç şüphesi varsa işlem başlatılıyor, telefonları da kesiliyordu. Danıştay yönetmelikle ilgili bir iptal kararı verdi, iletişimlerin bir yönetmeliğe dayalı olarak dinlenmesini Anayasa'ya aykırı buldu çünkü Anayasa uyarınca temel hak ve özgürlükler ancak kanunla sınırlanabilecekti. Şimdi, teklif sahipleri ve Adalet Bakanlığının bürokratları burada bir boşluk oluşmasın diye bu teklifi getirdiklerini söylüyorlar. Sanki cezaevlerinde her mahpusun dinlenmesi, iletişiminin kayıt altına alınması kural, dinlenmemesi de istisnaymış gibi bu teklifi önümüze getiriyorlar. Üstelik bu teklifin içerisinde cezaevleri yönetimlerine gerçekten sınırsız bir yetki veriliyor. Ben şimdi size anlatacağım. Bakın, teklifin içerisinde deniliyor ki: "Hükümlülerin iletişimleri dinlenecek ve kayıt altına alınacak." Oysa biliyoruz ki yine, 5275 sayılı infaz yasasının 116'ncı maddesi uyarınca hükümlülere uygulanan bütün önlemler aynı zamanda tutuklulara da uygulanabilecek. Dolayısıyla bu kanun teklifi yürürlüğe girdiğinde yalnız hükümlüler değil, tutuklular da dinlenebilecek, iletişimleri kayıt altına alınabilecek. Bu teklifle cezaevi yönetimlerine sınırsız bir yetki veriliyor çünkü yalnız belli suçlardan hükümlü olanlar değil, yalnız belli suçlarla ilgili olarak yargılananlar değil, cezaevindeki herkes hakkında dinleme kararı alınabilecek, iletişimin dinlenmesi kararı alınabilecek. Çünkü teklifte "önce terör suçları, örgüt suçları, tehlike suçlarından mahkûm olanlar" dense de ardından "dışarıyla iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilenler" denilerek her hükümlü ve her tutuklunun dinlenmesinin ve iletişiminin kayıt altına alınmasının yolu açılmış oluyor. Cezaevi yönetimlerine sınırsız yetki veriliyor çünkü dinleme ve iletişimin kayıt altına alınmasına hiçbir süre sınırı konulmuyor yani bir hükümlü yirmi yıl boyunca kesintisiz biçimde dinlenebilecek ve iletişimi kayıt altına alınabilecek. Bakın, hakkında suç isnadı olan ve hakkında bir soruşturma yürütülen bir kişinin dinlenmesinin bile bir sınırı var. Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca suç isnadıyla bir kişinin dinlenmesine cumhuriyet savcısı karar verdiğinde -ki bunu mahkemeye sunmak zorunda- yalnızca iki ay için dinleme kararı alabiliyor ve bunu bir ay süreyle uzatabiliyor. Örgüt kapsamında işlenen suçlar için ise bu süre üç ay uzatılabiliyor. Her seferinde birer aylık uzatmalar ve bunun için de bir mahkeme kararı gerekiyor. Yani hakkında cumhuriyet savcısı tarafından örgüt üyeliği, örgüt yöneticiliğiyle ilgili soruşturma yürütülen bir vatandaşla ilgili olarak bile altı aydan uzun süre dinleme kararı verilemiyor. Ama bu kanun teklifiyle değil hakkında soruşturma yürütülenler, cezaevindeki bir hükümlü veya tutuklu yirmi yıl boyunca dinlenebilecek. Yirmi yıl boyunca bütün görüşmeleri kayıt altına alınabilecek ve teklif sahipleri bu teklifi, yani hükümlülerin ve tutukluların tamamının -ki bunun sayısı 200 binin üzerindedir- dinlenmesini, iletişiminin kayıt altına alınmasını İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında Meclise getirdiğini söylüyor. Belki de bu teklifin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan, müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Sayın Tiryaki, çalışma süremizin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Ek süre vermeyeceğim ve sizden başlıyorum.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) - Tamam Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
Sadece Adalet ve Kalkınma Partisinin nelerle anılacağını söyleyecektim. Başka bir konuşmamda bunu söylerim.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)