GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Güngören Tozkoparan'da gecekondularında yaşayan insanlar bugün polisin gazlı, plastik mermili müdahalesiyle zorla evlerinden çıkarıldı. Tıpkı İkizdere'de jandarmanın Cengiz'in kepçesine siper olması gibi polis de burada müteahhitlerin önüne siper oldu ve halkı zorla çıkardı. Dün AKP'nin Grup Başkan Vekili dedi ki: "Biz 85 milyonun partisiyiz, hükûmetiyiz." Yanlış. AKP, gecekondularında ve köylerinde topraklarını savunan insanların karşısında, inşaat baronlarının, Cengiz'in, Kolin'in ve maden baronlarının partisidir.

Temmuz geliyor, emekliler, memurlar ve kamu işçileri zam alacak. Yapılacak zam oranı enflasyonla hesaplanıyor ve yüzde 7'den söz ediliyor. Yüzde 7'nin 3 bin lira maaş alan bir kişi için karşılığı 210 liradır. Yüzde 7'nin aşağı yukarı 1.500 lira maaş alan emekliler için hiçbir karşılığı yok çünkü maaşı 1.500 liraya çıkardığınızda emeklilere zammı da kestiniz. İşçiler, memurlar, yoksullar, emekliler yüzde 7'yle 200 lira zam alacak, vekil maaşlarına 2 bin lira zam yapılacak. Sıkıntı tam da burada başlıyor, öyle bir gelir uçurumu yarattınız ki, öyle bir maaş farkı yarattınız ki, milletvekili maaş zammı, bir işçinin, emeklinin aylık maaşından fazla. 2002 yılında iktidara geldiğinizde ülkede 8 bin milyoner vardı, bugün 300 bin milyoner var. Sadece salgın döneminde, halkın yoksullukla ve işsizlikle kıvrandığı, yoksullukla uğraştığı salgın döneminde 80 bin milyoner çıkardınız. Bu milyonerler nasıl mı çıkıyor? İki tane yöntemle çıkıyor. Birini Peker açıkladı, yolsuzlukla ve rüşvetle zengin oluyorlar. Sarayın eteğinden tutanlar parmağını bala batırıp yalıyor ve zengin oluyor. İkincisi, işçinin ve yoksulun kanı üzerinden zengin oluyorlar çünkü AKP o, on altı yıllık, yirmi yıllık iktidarında ülkeyi işçilere bir cehennem, patronlar içinse ucuz emek cennetine çevirdi. 85 milyonun hükûmeti değilsiniz; patronların, zenginlerin ve yolsuzluk yapanların hükûmetisiniz.

Yoksulun çocuğu açlıktan intihar ediyor, yoksulun çocuğu işsizlikten intihar ediyor; esnaf, küçük esnaf yoksulluktan, iflastan intihar ediyor; köylünün toprağına haciz geliyor ama siz, zenginlerin, milyonerlerin vergi borçlarını affetmekle uğraşıyorsunuz. Sizin çocuklarınız pudra şekeri partileri düzenliyor, sizin çocuklarınız lüks ve sefahat içinde yaşıyor, sizinle fotoğraf çektiren herkes milyon dolarlarla oynuyor, yolsuzlukla zengin oluyor, Avrupa'ya kaçıyor ama ülke yoksullukla kıvranmaya devam ediyor. Yoksulun karşısında zenginin partisisiniz.

Esenyurt Karakolu, İstanbul. Geçtiğimiz günlerde Birol Yıldırım karakolda darp nedeniyle hayatını kaybetti. Aynı Esenyurt'ta nisan ayında bir kadın sokak ortasında darbedildi ve hastanelik yapıldı. Polis, şiddeti sokakta insanlara karşı hoyratça kullanılıyor ve siz bunu çözmek için hiçbir şey yapmıyorsunuz çünkü bu yolsuzluk düzenini, bu mafyatik düzeni korumak için halkın üzerinde şiddeti arttırmaya, polis terörünü arttırmaya devam ediyorsunuz çünkü istek basit: Eğer sokakta devletin terörü, polisin terörü artarsa, eğer sokakta Veli Saçılık'ın üstünde yapıldığı gibi insanların sırtına binip ana avrat küfür edilirse, çocuğuna küfür edilirse sanıyorsunuz ki halk sokağa çıkmayacak, sanıyorsunuz ki öğrencilerin, üniversite öğrencilerinin kolu kırılırsa, sanıyorsunuz ki hak arayan herkes sokakta darbedilirse, sanıyorsunuz ki Migros işçisinin karşısında siz Tuncay Özilhan'ın binasını korursanız siz kazanacaksınız ve insanlar geri çekilecek ve sizin hükümranlığınız, sizin saltanatınız devam edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

MUSA PİROĞLU (Devamla) - Sözlerimi bitirirken yoksullara ve işçilere söylemek istiyorum. Bu iktidarın kimin iktidarı olduğu belli. Yoksuldan oy alan, işçiden oy alan bu iktidar patronların; yoksuldan oy alan bu iktidar zenginlerin; yoksuldan oy alan bu iktidar, köylüden oy alan bu iktidar maden baronlarının, Cengiz'in, Kolin'in iktidarı ama yakınmakla bir şey olmuyor. Onlar sokağı boşaltmamızı istiyor, onlar hak aramaktan vazgeçmemizi istiyor, onlar sadece şikâyet edip Twitter'da, sosyal medyada konuşup yerimizde oturmamızı istiyor. Ve ben buradan diyorum ki: Bu iktidarı süpürmeden, bu iktidarı devirmeden, yoksulun hakkını alma şansı yok ve devlet iktidarı ve bu iktidar ve Hükûmet zenginin elinde, yoksula karşı, işçinin karşısında, patronun elinde olduğu sürece polis her zaman barikatın karşısında olacak. Yapılması gereken tek şey var: Omuz omuza geleceğiz, HDP binasının önündeki çığlığa ses vereceğiz, birlikte devireceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)