GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkesi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, öncelikle, kaybettiğimiz Deniz yoldaşımızı anmakla başlamak istiyorum. Aslında birçoğunuz bilir, Gabriel García Marquez'in Kırmızı Pazartesi isimli bir öykü kitabı vardır, herkesin işleneceğini bildiği bir cinayeti anlatır bu öykü kitabında. Bugün bu yaşadığımız durum aslında hepimizin işlenebileceğini bildiği bir cinayetin öyküsünün gerçekleşmesiydi. Çünkü sadece AKP iktidarı döneminde, özellikle çözüm sürecinin bitmesi sonrası değil, neredeyse yüz yıllık cumhuriyet tarihi boyunca sürekli ret, imha, inkâr, asimilasyon politikalarına maruz kalan Kürt halkı maalesef ki tarihin birçok döneminde büyük bedeller ödemiştir.

Tabii, bununla birlikte -hani, acıların tarafı olmaz tabii ki, herkes büyük acılar, büyük bedeller ödedi- maalesef bu, bu ülkede yaşayan tüm halklara kaybettirdi ve kaybettirmeye devam ediyor. Özellikle bu son beş yılda, çözüm sürecinin bitmesiyle birlikte başlayan çatışmalı süreç, şehirlerimizin talan edilmesine, viran edilmesine, insanlarımızın hayatını kaybetmesine ve yine toplumun daha da bir kutuplaşmasına sebep oldu ancak AKP iktidarı, son yıllarda özellikle HDP'yi, HDP'lileri şeytanlaştıran, kriminalize eden söylemlerle aslında bu cinayetin taşlarını döşemiş oldu. Bugün, bizler dâhil olmak üzere, biz siyasetçiler sizin bu nefret diliniz sebebiyle bir suikasta maruz kalabiliriz. Çok net bir şekilde söylüyorum; bizler de dâhil olmak üzere, sizlerin kullandığı bu nefret dili sebebiyle bir cinayete, bir suikasta maruz kalabiliriz. Ancak bu durum bile bizim hakikatten şaşmamıza, doğruyu söylememize engel olmayacaktır, bedeli ne olursa olsun.

Daha önce de söyledim, -birçok arkadaşım da öyle- benim hayata uyanmam savaşla oldu arkadaşlar. Hayata dair hatırladığım ilk anı, Saddam Hüseyin'in Halepçe katliamından sonra, bizleri de tehdit eden, "Tüm Kürtleri kimyasalla yok edeceğim." tehditleriyle ailemin birkaç parça eşyayı bir kamyon arkasına yükleyip bizleri Türkiye'nin başka bir metropolüne götürmek için yola çıktığı anıdır; ilk hatırladığım anı budur. Cumhuriyet tarihi boyunca da maalesef ki birçok zorunlu iskân politikaları, göç ettirme politikaları, hem olağanüstü hâl bölge mahkemeleri hem o dönemde yaşananlar ve bugün geldiğimiz noktada yine çözümsüzlükte ısrar eden bir akıl, bir anlayış var.

Değerli arkadaşlar, evet, tarihi net bir şekilde hepimiz biliyoruz. Neredeyse 3 kıtada hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu'nun kalan bir bakiyesi var elimizde. Evet, büyük acılar yaşandı, Kuzey Afrika cephesinde, Kafkasya'da, Balkanlarda büyük kayıplar yaşandı, esir düşen yüz binlerce asker, hepsini biliyoruz. Ancak, bu ülkede bugün sıralarında siyaset yaptığımız Halkların Demokratik Partisinin parti programı ve birlikte yaşama paradigması, bu topraklarda birlikte yaşayabileceğimizin inancı, bizleri bu topraklarda birlikte yaşamaya ikna etti. Bizler birlikte yaşayabileceğimize inanıyoruz ve bunda ısrar da ediyoruz, bu kadar baskıya, bu kadar ötekileştirmeye rağmen.

Bizler, hiçbiriniz gibi normal bir vekil statüsünde hiçbir yerde karşılık bulmuyoruz. Size söyleyeyim, hemen birkaç yüz metre ötede, Güvenpark'ta birkaç gün önce kolluk güçleri tarafından, sadece basın açıklaması yapılmak istendiği için engellenen vatandaşlarımızın yanında bulunduğumuz için hakarete, tehdide, saldırıya, fiziksel saldırıya dahi maruz kaldık ve bu her zaman başımıza geliyor ancak bizler, bunlara rağmen, tüm bu düşmanca politikalarınıza rağmen, nefret dilinize rağmen yine birlikte yaşamda ısrar ediyoruz çünkü çözümün, çünkü barışın, çünkü huzurun bu paradigmada, bu bakış açısında olduğunu biliyoruz. Yani, bu saatten sonra tek bir canın bile toprağa düşmeyeceği bir ülke, bir yarın hayal ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkanım, müsaadenizle...

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Yani, bu ülkede insanların daha fazla birbirine nefret duymayacağı, birbirini ötekileştirmediği ve daha fazla birbirine kutuplaşmadığı bir yarın diliyoruz. Bugün kapatmaya çalıştığınız bu parti, milyonlarca insanı buna ikna etmiş bir partidir ve bu paradigmasıyla bu coğrafyaya huzuru, barışı getirmekte ısrar ediyor. Sadece, sırf kendi bekanız için, kendi iktidarınızın bekası için bu kadar öfke ve nefret dili bu ülkeye bir şey kazandırmaz, kaybettirir. Bazen söylediğimizde itiraz ediyorsunuz yani "Kürt'e düşmansınız." ya da "Kürt'e düşman politikalarınız." dediğimizde itiraz ediyorsunuz ama arkadaşlar, şunu söyleyeyim: Biz bunu söylerken, dediğiniz gibi Kürt kökenli vatandaşları kastetmiyoruz, Kürtlüğünde ısrar edenlere karşı düşmansınız diyoruz; Kürtçe dilinde ısrar eden, kültüründe ısrar eden, tarihinde, kimliğinde ısrar edenlere düşmanlık yapıyorsunuz diyoruz ve bugün bu yaptıklarınız bu ülkeye kazandırmıyor, kaybettiriyor.

Geçmişi değiştiremeyiz ama bu anı yakalayıp geleceği inşa edebiliriz diyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)