GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:96
Tarih:24.06.2021

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA HİDAYET VAHAPOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 268 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

Arkasında Amerika Birleşik Devletleri ve AB üst aklının bulunduğu bugün artık net olarak ortaya çıkan 15 Temmuz darbe girişiminden sonra birçok alanda bazı yeniliklerin yapılması ve kuralların yeniden belirlenmesi ihtiyacının olduğu görülmüştür. Bu kapsamda, Anayasa değişikliği yapılarak 2017 yılında halk oyuna sunulmuş ve yapılan değişiklik sonucu Askerî Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve askerî mahkemeler kaldırılmış, barış şartlarında disiplin mahkemelerinin dışında mahkeme kurulamayacağı, askerî mahkemelerin sadece savaş şartlarında asker kişilerin görevleriyle ilgili işledikleri suçlara bakmak üzere kurulabileceği hükme bağlanmıştır.

Bugün görüşmekte olduğumuz kanun teklifi de bu değişikliğin devamı mahiyetinde olup 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun yanında, 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nda değişiklik getirmektedir. Yasa teklifiyle, hâlen uygulanmakta olan mevzuatta bulunmayan ancak Askerî Yargıtay içtihatlarıyla şekillenen "askerî suç" ve "sırf askerî suç" kavramlarının tanımlamaları yapılmış, asker şahısların yakalanmasına ilişkin yeni yetkilendirmeler getirilmiş, Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma işlemlerine dair yeni ilkeler konulmuş, soruşturma izni vermeye yetkili merciler belirlenmiş, Yüce Divanda yargılanacak asker kişilerle ilgili soruşturma usulleri yeniden şekillendirilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hüküm yeniden düzenlenmiş, askerî kaynaktan müfettiş alımıyla ilgili kurallar ve hâlen Millî Savunma Bakanlığı hukuk hizmetleri kadrolarında görev yapan personelin adli ve idari mahkemelere atanmalarına ilişkin yeni kurallar getirilmiştir. Yapılan değişikliklerin, içine sokulmuş ve desteklenerek semirtilmiş bir avuç hainin 15 Temmuz darbe girişimine karşı, ettiği yemine sadık, silahını milletine ve seçilmişlere değil, içine sızmış olan hainlere karşı kullanmış, demokrasinin ve seçilmiş iktidarın yanında yer almış ordumuzun ihtiyacını karşılaması, varsa yarasına merhem olması, disiplin ve hiyerarşik düzenine olumlu katkıda bulunması hatta ve hatta ona ödül mahiyetinde olması en büyük dileğimizdir.

Muhterem milletvekilleri, ülkelerin refah ve güvenliği ancak belirli kurallara bağlı olarak işleyen, dış müdahalelerden fazla etkilenmeyen ve misyon ile vizyonu belli kurumlarla sağlanabilir. Bu kurumların başında askerî yapılanmalar gelir. Askerlik mesleği bilimsel olarak disiplinler arası bir alan olması nedeniyle tüm bilimsel ve teknolojik değişikliklerden, yeniliklerden etkilendiğinden kendisini sürekli geliştirmek, zamana ve şartlara uyum göstermek zorundadır. Bir özelliğiyle fevkalade dinamik olan askerî alan, başka boyutta ise oldukça gelenekçi ve statiktir. Gelenekçi ve statik olduğu alan ise hiyerarşi ve disiplinle ilgili olduğu bölümdür. Hiyerarşi ve disiplin kurallarının bilinçsizce uygulanması hesap edilmeyen sonuçlar doğurur. Şükürler olsun ki bu tür bir tehlike Türk Silahlı Kuvvetleri için bugün geçerli değildir.

Her meslek grubunun kendine has yazısız kuralları, çevresinden etkilenme, buna uygun tavır ve tepki geliştirme özellikleri vardır. Yine, her meslek grubunun mesleğini ifa ederken yaşadığı bir çevre ve bu çevrenin sahip olduğu imkân ve imkânsızlıklar söz konusudur. Askerlik mesleği de maalesef zorlukların hâkim olduğu, dışarıdan bakıldığında bazen anlam verilemeyen, verilmekte de zorlanılan hâlbuki meslek içinde anlamlı ve gerekli olan ilişkiler ağıyla donatılıdır.

Askerlik dünyanın tüm ülkelerinde hiyerarşinin en katı şekilde belirlenmiş olduğu ve uygulandığı bir meslektir. Bu sadece Türkiye'ye mahsus bir durum değildir. Aynı zamanda askerlik bir disiplin mesleğidir. Askerî disiplin askerlik mesleği içinde bulunan kişilerin tabi olduğu kurallar manzumesidir ve askerlik mesleğine özgüdür. Hemen tüm devletlerin ordularında üç aşağı beş yukarı benzer kuralları görürsünüz.

Diğer mesleklerde baskı, mobbing vesaire gibi isimlendirilebilecek ilişkiler ağı askerlik mesleğinde normaldir, bir gerekliliktir. Askerlik mesleğinde insan nefsine zor gelen uygulamaların önemli kısmı insanın öncelikle kendini ve yakınındakileri koruyabilmesi, bir başka ifadeyle, yaşaması ve yaşatabilmesini temin amacıyla yapılmaktadır. Askerlik mesleği ölme ve öldürme mesleği değil, yaşamak ve yaşatabilmek için gerekenin yapılması mesleğidir. Yaşatılması gerekenler millettir, devlettir, devletin ve milletin bağımsızlığıdır, demokrasidir, hürriyettir, insanın en aziz varlığı olan yaşama hakkıdır. Bunların hayata geçirilebilmesi ancak belli bir hiyerarşi içinde ve disiplinli görev anlayışıyla mümkündür. Bu nedenle, dünyanın her ülkesinde askerlik mesleğinin hiyerarşisi dikkate alınır ve hiyerarşinin, dolayısıyla da disiplinin bozulmamasına azami dikkat edilir, ona göre yetkilendirme yapılır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; askerlik mesleğinde görev yapılırken birtakım haklar akla gelmez, "vatan, millet, devlet" der koşturursun. Hak talepleri çoğunlukla emeklilikte akla gelir. Bu nedenle, muvazzaflık döneminde hak talep edilmez hatta hak talep edenler ayıplanır çünkü askerin para için çalışmayacağı, askerlik mesleğinin herhangi bir meslek olmadığı, bir hayat felsefesi olduğu söylenir, bunlar telkin edilir. Oysa ki asker de nihayetinde insandır, hakkının olmasını, hukukunun korunup kollanmasını ister.

Ortalama yirmi beş yıllık fiilî meslek hayatında en az 8 farklı yere tayin olan bir asker, yaşayamadığı gençliğinin, babasının peşinde şehir değiştirmek zorunda kaldığı için eğitimi sekteye uğrayan çocuğunun, sürekli ertelenen hastalığı artık tedavi edilemez duruma gelen eşinin, hastalığında yanında, hatta ölümünde cenazesinde olamadığı ana ve babasının, doğumunda destek olamadığı karısının, okul veli toplantılarına katılamadığı çocuklarının üzerinde yarattığı psikolojik baskının altında ezilmeye başlar. Bu nedenle, görevde iken ve görev sonrası en fazla psikolojik desteğe ihtiyacı olan meslekler üniformalı mesleklerdir, üniformalı mesleklerin içinde de askerlik ilk sırayı alır.

Astsubaylarımızın, meslek yüksek okulları mezunlarının mesleğe girişlerinde olduğu gibi, 9'uncu derece 2'nci kademeden başlatılmalarına ve talep etmekte oldukları tazminatları alabilecekleri düzenlemelerin yapılmasına, muvazzaf ve emekli binbaşılarının İç Hizmet Kanunu'na göre aynı statüde bulundukları diğer üstsubaylara tanınan tazminat haklarının verilmesine, resen emekli edilmiş subay ve astsubayların mağduriyetlerini giderecek düzenlemelerin yapılmasına, uzman çavuşların kadro ve mali hak talepleriyle ilgili hususların bir an önce karşılanmasına, sözleşmeli subay ve astsubayların muvazzaflığa geçirilmelerine ilişkin düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu konuda, mensubu olmaktan gurur duyduğum partim Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu kanun tekliflerinin bir an önce komisyonlara ve Genel Kurula getirilmesini beklemekteyiz.

Diğer bir konu ise, 6495 sayılı Kanun ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un 4'üncü maddesine eklenen bir hükümle özellikle gazilerin karşılaştığı birtakım sıkıntılar vardır, Sosyal Güvenlik Kurumu da bu sıkıntıların farkındadır, bunu düzenleyecek ve sıkıntıları giderecek düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.

Görüşmekte olduğumuz 268 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni desteklediğimizi belirtir, Gazi Meclisimizi ve bizleri izlemekte olan vatandaşlarımızı saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)