GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:24.01.2013

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, 24 Ocak 2013. Bu tarihi, anı defterlerinize yazın çünkü bugün birileri için dönüm noktası. Âkif'in tabiriyle "tek dişi kalmış" Haçlı Batı medeniyetinin rövanş anı. Bahsettiğimiz birileri, dün "Bu coğrafya Türklere bırakılmayacak kadar kıymetli." diyenler, doksan beş yıl önce Sevr Antlaşması'nı Türk milletinin önüne koyanlar?

Değerli milletvekilleri, Haçlı Batı emperyalizmi ile onun maşası eli kanlı PKK'nın Müslüman Türk milletiyle hesabı vardır, millî değerlerine düşmanlığı vardır. Bu değerlerden birisi de ortak dilidir, Türkçedir. Bir ülkeyi bölük pörçük etmek istiyorsan ortak dili kaldırırsın, insanları birbiriyle konuşamaz, anlaşamaz hâle getirirsin, gerisi çorap söküğü gibi gelir. 40 bin kişinin katili PKK, iki ay önce açlık grevleri yaptırdı militanlarına. Taleplerden birisi de bildiğiniz üzere ana dilde savunma idi. Birilerinin allayıp pulladığı şekliyle bu bir savunma hakkı falan değil, düpedüz "resmî dili, Türkçeyi tanımıyorum" isyanı idi.

Başbakan açlık grevleri sürerken esti gürledi. "Ölmediklerine göre bunlar aç değiller." dedi, "Rejim yapsınlar." dedi. Sonra ne yaptı? Oslo'da verilen sözlerin gereği olarak PKK'nın ana dilde savunma talebini Meclise getirdi. Zaten hazret hep bunu yapar. Türk milletinin aleyhine Meclise ne getirmişse ya da Meclisten ne çıkarmışsa hemen milleti, parti grubunu teskin etme, gazını alma, teröre sahte efelenme kisvesine bürünür, yüksek perdeden koca koca konuşur, sonra televizyon ekranlarına bakar "Kim söyledi bunları?" der. Hatırlıyorum, Büyükşehir Yasası'nı çıkardıktan sonra BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışması başlatmıştı. BDP de "Biz buradayız." gibi bir meydan okumayla cevap verdi. Sonra kocaman bir hiç. Bunları hatırlattığımızda hayatınızda ilk kez duyuyormuş gibi bakıyorsunuz.

Yine birkaç gün önce Gaziantep'te Başbakandan bir çıkış: "Ne yani terörle mücadele etmeyelim mi?" Et, elini kolunu tutan mı var da bugün neden PKK'nın talebini, bu gazi Meclisin önüne getiriyorsun?

Türk tarihinde esaret yoktur değerli arkadaşlar ama boyun eğmeyi, diz çökmeyi kabullenmiş maalesef gafiller vardır. Bu millet, Allah'ın izniyle ilanihaye yaşayacaktır. Türk milliyetçilerinin yemini var. Bin yıllık kardeşliğimiz mahşere kadar devam edecektir ve bu tuzak mutlaka ortadan kaldırılacaktır ama terör örgütünün talebini Meclise taşıyan zihniyet asla unutulmayacaktır çünkü bu millet, Mustafa Kemalleri unutmadığı gibi Ali Kemalleri de unutmayacaktır.

Şu andaki yargı sistemimizde dilden kaynaklanan bir eksiklik var mı? Yok. Uluslararası hukukta ne varsa bizde de, ne bir eksik ne bir fazla, aynısı var. "Türkçe bilmeyene mahkemede tercüman verilir." deniyor. Avrupa Birliği de Türkiye'ye bu konuda "Gözünün üstünde kaşın var." dememiş, madem bir eksiklik yok, peki, nedir bu işgüzarlık? Bu aymazlığın gideceği yer çok açık. Yarın hâkim de "Bu dil, bilmediğim bir dil, kararımı oluşturamıyorum, buraya bu dili bilen birisini oturtun." derse, ne yapacaksınız? Ana dili Kürtçe olan hâkim ve savcı mı arayacaksınız? Hukuk fakültelerinde Kürtçe hukuk dersleri mi koyacaksınız, yoksa mahkemeleri "Türk, Kürt" diye ikiye mi ayıracaksınız? Bugün yargıda, yarın idarede, öbür gün bilmem nerede yani Kürtçe bilmeyen avukata diyorsunuz ki: "Şırnak'ta, Batman'da, Hakkâri'de davaya giremezsin." Kürtçe bilmeyen hâkim, savcıya: "Güneydoğuda görev yapamazsın." Bunun adı ayrıştırmak ve bölmek değil de nedir?

BDP`nin 2011 seçim beyannamesine bakın, orada deklare etmişler, "Ülke 20-25 özerk bölgeye bölünecek, şu şu hizmetler bölgesel meclislerde yapılacak ama emniyet ve adalet hizmetleri ortak yapılacak." Yani diyor ki: "Ey Türkiye Cumhuriyeti, egemenlik hakkını benimle paylaşacaksın. Şehitleri, gazileri, onların emanetlerini, namus, haysiyet adına tüm mukaddesatını yok say, `PKK istedi' diye üniter devletten vazgeç." "Sahipsiz vatanın batması haktır." diye boşuna uyarmamış şair. Galiba bu sıralarda aradığımız beyhude şey, PKK'nın bu talebine "Hayır" diyecek ve vatanın bütünlüğüne sahip çıkacak, Türk oğlu Türk olduğunu unutmayan vatan sevdalıları. Emin olun, bu şarkı burada bitmeyecek, suskun kalmanın bedeli ağır olacak ve emin olun?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - ?sadece bizlere değil, kendi evlatlarınıza da hesap vereceksiniz.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.