| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 07.07.2021 |
MUSA PİROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, baştan söylemek gerekir ki zenginin yoksulu, patronun işçiyi ezdiği bu düzenden hiç kimse adalet beklemesin ve yine baştan söylemek gerekir ki yargıyı halka karşı bir terör örgütüne, bir baskı mekanizmasına, bir oyuncağa çevirmiş AKP iktidarından da hiç kimse yargının düzeltilmesini beklemesin.
Bu gördüğünüz yazlık saray; 300 odalı, 650 milyon liraya mal oldu ve bu gördüğünüz de Ankara girişinde durdurulmuş Soma maden işçilerinin yemek saati. Jandarmanın alay komutanı nasıl çevirmişse şu anda Ankara'nın girişinde polis ablukasında durmaya çalışıyorlar. Bu sarayı yaptıranlar, asgari ücretin açlık sınırının altına düştüğü, yaklaşık 40 milyona yakın insanın açlık sınırında ya da ona yakın bir yerde ücret aldığı ülkenin yöneticisi, Cumhurbaşkanı. Bu sarayda yazlık tatilini geçirecek olan hanımefendi bu 40 milyona ve bu işçilere lokmalarını küçültmelerini önerecek kadar bu ülkeye yabancı ve adaletsiz bir iktidarın sahibi.
Bu iktidarın işçilere ve yoksullara adalet getirme şansı yok çünkü adaletsizlikten besleniyor ve adaletsizliği büyütmeye devam ediyor. Yüzlerce, binlerce milyoner çıkardılar ve her gün zenginlere yeni zenginler ekleyerek yollarına devam ediyorlar. AKP iktidarı yoksula daha fazla yoksulluk ve sefalet ama zenginlere daha fazla zenginlik dayatıyor. Emeklilere ve memurlara yüzde 5, yüzde 8 zam öneren, zam yapmaya hazırlanan bu AKP iktidarı, söz konusu milletvekili maaşları olduğunda daha yükseğini yapıyor ve daha da kötüsünü yapıyor; elektriğe yüzde 15, doğal gaza yüzde 12 ve bütün ürünlere korkunç zam yapıyor. Verdiğinin fazlasını çoktan almış durumda. Korkunç cesurlar; bunca rezilliğin, bunca tecavüzün, bunca katliamın ortasında çıkıp bu kürsülerden çok rahat ve pervasız bir şekilde halka seslenebiliyorlar çünkü cesaretlerini halkın sessizliğinden, cesaretlerini halkın örgütsüzlüğünden alıyorlar. Patronlar nasıl Kod-29'la işçileri işten atıyorlarsa, patronlar nasıl fabrikaları bir köle pazarına döndürüyorlarsa ve bu cesareti işçilerin sessizliğinden alıyorlarsa iktidar da gücünü buradan alıyor ve bu onların doğal tavrı. Şaşılacak hiçbir durum yok; şaşılması gereken, sıkıntılı olan bu rezillik karşısında bu halkın suskunluğudur.
Bunca rezalet, bunca yoksulluk, bunca sefalet karşısında, bu saraylar ve saray yavrucukları karşısında, Tosuncuklar karşısında, Sedat Peker'in ifşaatları karşısında, Ensar Vakfı karşısında ve onca adaletsizliğin ortasında bu halk sessiz kaldıkça bu devam edecektir. Halk şunu bilmelidir: Ne bu kürsüden konuşan bizim gibileri ne de başka bir kahraman kimseyi kurtarmayacak. Sadece halk sessiz değil, işçilerin sendikaları sessiz, gıklarını çıkarmıyorlar; onca hak gasbı yaşandı, hiçbir şey yapmadılar; halka karşı onca saldırı yapıldı, hiçbir şey yapmadılar. Sadece onlar değil, bir bütün olarak biz muhalefet de sessiziz; yapmamız gerekenin onda 1'ini henüz yapmadık, yapamadığımız için burası bu kadar cesur. Hazreti Ali'nin dediği gibi, mazlumlar zalimler kadar cesur olmadığı sürece zalimlerin zulmü devam edecek. İşte, nokta, sorun tam da burada başlıyor. Bu halk Meclisten adaletin gelmesini bekliyorsa büyük bir yanılgıyla yürüyor. Bu düzen değişmeden, bu sömürü düzeni yıkılmadan ve bu iktidar süpürülmeden ne adalet gelir ne huzur gelir ne de emek hakkını alır. Bu noktada işçilerin tek yapması gereken, yoksulların tek yapması gereken harekete geçmektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
MUSA PİROĞLU (Devamla) - Gücünüzü halkın sessizliğinden, gücünüzü halkın dağınıklığından, gücünüzü sokaktaki devlet zorundan alıyorsunuz ama büyük bir yanılgıyla yaşıyorsunuz; halkın öfkesi aşağıdan geliyor. Bu öfke Adıyaman'da yolları kesiyor tütün işçisiyle, bu öfke Ankara'nın sınırına dayanıyor maden işçisiyle, bu öfke atölyelerde büyüyor, yoksul mahallelerinde, varoşlarda yükseliyor. Bir yanardağın üstünde oturuyorsunuz ve bu halk maden işçisini örnek aldığında, bu halk tütün işçisini örnek aldığında ve bu halk topyekûn ayağa kalkıp "Tırşıkçı kapitalizme hayır, tırşıkçı iktidara hayır!" dediğinde sonunuz gelecek. (HDP sıralarından alkışlar)