| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.07.2021 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; "dördüncü yargı paketi" diye ifade edilen bir düzenleme görüşülmekte ancak bugün en çok ihtiyacımız olan konu bağımsız yargı, adil yargılama ve yargı güvenliğidir. Bu konuda çok büyük sıkıntı olduğu ortadadır. Bağımsız yargının en temel unsurlarından biri bağımsız savunmadır. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder ancak avukatlık mesleği ve savunma her geçen gün artarak yok sayılmaya çalışılmakta. Örneğin, Antalya Adliyesinde uzun süredir devam eden bir haksız uygulama avukatların moral ve motivasyonunu bozmaktadır. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukatlar uzun bir süredir Adliye girişlerinde Avukatlık Kanunu'na ve genel mevzuata aykırı olarak çantalarını x-ray cihazına koymaya ve duyarlı kapıdan geçmeye zorlanmaktadır. Hatta, bu zorlama, son zamanlarda avukatlara karşı güvenlik görevlilerinin fiziki müdahalelerine kadar varmış durumdadır. Bu muameleye maruz kalmamak için bazı avukatlar neredeyse Adliyeye çantalarını götürmemekte veya çok zorunlu işi yoksa Adliyeye girmemeye çalışmakta. Neymiş efendim? Bu, önleme aramasıymış. Avukatlık Kanunu özel bir kanundur ve Polis Vazife Kanunu'nda önleme araması hükmü bulunduğu belirtilse de özel kanun her zaman genel kanundan önce gelir. Mevcut Cumhuriyet Başsavcısını yine de bu işten direkt sorumlu tutmayalım çünkü bu uygulama mevcut Cumhuriyet Başsavcısı göreve başladığında uygulanmaktaydı, bu uygulamanın muhatabı Bakanlıktır. Baro Başkanlığı tarafından Adalet Bakanlığına ve Başsavcılığa gerekli girişimler yapıldığı hâlde, bakın bu konuda girişimde bulunulduğu hâlde maalesef ki bugüne kadar bir sonuç alınamadı. Avukatlar Adliyeye girerken çantaları aranır, x-ray cihazından geçerken aynı Adliyede görev yapan hâkimler, savcılar yan kapıdan ellerini kollarını sallaya sallaya geçebilir vaziyetteler. Yine, bine yakın Adliye çalışanı da sıkı bir kontrole tabi tutulmadan, her ne kadar "Aranıyor." dense de yine onlar da rahatça geçebilmekteler.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Barolar Birliği ile Adalet Bakanlığı arasında her ne kadar bir protokolden kaynaklandığı ifade edilen bu uygulama kesinlikle ve kesinlikle o protokolde söz konusu değildir ve bu uygulama kesinlikle haksız bir uygulamadır ve sadece avukatlara karşı uygulanan hatalı bir uygulama olup savunmaya karşı olan bakış açısını göstermektedir, avukatları ötekileştiren bir uygulamadır. Yalnızca bu anlayış bile savunmaya bakış açısının ne olduğunu göstermeye yeterlidir. Doğru olan, hukuki olan, yasal olan ve olması gereken avukatların da savcıların da yargıçların da adaleti birlikte dağıttıkları iş alanları olan adliyelere hiçbir ayrıma tabi tutulmadan, birlikte, eşit şekilde girebilmeleridir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de yüzlerce adliyenin var olduğunu düşünürsek bu uygulamanın sadece Antalya Adliyesi ve Çağlayan Adliyesinde uygulandığını yani birkaç adliyede uygulandığını söyleyebiliriz. "Baro Başkanlığımızca gerek Adalet Bakanlığına gerek Başsavcılığa resmî yazılar yazılmış ancak bir sonuç alınamamış." demiştik. Şimdi, 110 meslektaşımız hakkında yaklaşık olarak 230 tutanak tanzim edilmiş ve yine, disiplin soruşturması açılması talebiyle Baro Başkanlığına gönderilmiş. Antalya Baro Başkanlığı tarafından bu işlemlerden dolayı bir soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair görüş ifade edilmesi üzerine, Başsavcılık tarafından bu kararı veren Baro Başkanının ve yöneticilerin kimlik bilgileri istenilmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Devamla) - Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Arı.
CAVİT ARI (Devamla) - Yani Baro Başkanı ve yönetimi hakkında bir işlem yapılacağına dair gözdağı verilmektedir.
Şu unutulmasın ki avukatlar gözdağını yemez, boyun eğmez. Bir kez daha vurgulamak isteriz ki kovuşturmalarla avukatları yıldıramazsınız.
Avukatın adliye girişinde üstünün ne şekilde olursa olsun aranamayacağı çok açıktır. Aramayı yapan da yaptıran da Ceza Kanunu'nun 120'nci maddesine göre, "haksız üst arama" suçunu işlemektedir. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının hukuki dayanaktan yoksun, yasa dışı, keyfî, avukatlara karşı ön yargı içeren, mesleğimizin onuruna ve saygınlığına yönelik ağır bir saldırı niteliği taşıyan bu uygulamasından bir an evvel vazgeçmesini talep ediyoruz.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)