GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:101
Tarih:08.07.2021

MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu, aziz Türk milletimizi, tüm Meclis çalışanlarımızı saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, insanın doğanın bir parçası olduğunu hatırlatan bitkiler ve hayvanlar dünyamızı her anlamda güzelleştirmektedir. Özellikle, tüm dünyayı etkisi altına alan salgında doğayla daha çok bütünleşmemiz gerektiğini hatırladık. Doğanın, insanlığa tüm cömertliğiyle sunduğu güzellikler karşısında âdeta öz eleştiri yapmamız gerektiğini de anladık.

Yüzlerce yıllık hafıza harekete geçti. Osmanlı Dönemi'nde leylekler başta olmak üzere göçmen kuşların bakım ve tedavisinin yapılması amacıyla düşkün leylekevleri yani kuş hastaneleri nasıl kurulduysa yine, aynı vicdan ve merhametli hafıza, sokağa çıkma kısıtlaması günlerinde dahi hayvanları beslemeye davet etti. Doğayla barışan insanlık gerek evlerinin kapılarını hayvanlara açtı gerekse sokaklarda onları yalnız bırakmayarak âdeta vefa örneği göstermiştir. Bu güzel yüreklerin yanı sıra, ne yazık ki bazı olumsuzluklar da yaşanmaktadır. Yetişkinlerden çocuklara, kadınlardan hayvanlara bir girdap gibi hızla büyüyen bir şiddet sarmalı söz konusudur ve toplumsal şiddetin en zayıf ve ilk halkası ne yazık ki hayvanlarımızdır. Hayvanların maruz kaldıkları eylem ve işkenceler insanlarda hayvan haklarına ilişkin düşüncelerin yoğunluk kazanması ve hayvan haklarına daha fazla sahip çıkılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Hayvanlar da insanlar gibi, sevince, acıya, ağrıya, korkuya ve diğer duygulara sahiptirler. Bu sebeple hukuksal ve normatif anlamda insan hakkı gibi hayvan hakkı da oldukça önemlidir. Maruz kaldıkları şiddet ve keyfî davranışlara karşı korunmaları gerektiğine ilişkin bir temel hakka sahip olmaları gerekmektedir. İnsanların insan olmaktan kaynaklanan haklarının korunması konusu ne denli haklılık kazanıyorsa, günümüzde artan şiddet vakaları hayvanların da hayvan ve canlı olmaktan kaynaklanan hakları olduğu düşüncesini gündeme getirerek hayvanların korunması gerektiğine haklılık kazandırdığı yolunda düşünceleri ortaya çıkarmaktadır. Hayvanlar da insanlar gibi birer canlıdır ve hakları vardır. İnsanların hayvanlara yönelik yapmış olduğu her türlü eziyet suçtur ve bu durum caydırıcı cezaların getirilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.

Değerli milletvekilleri, çocuk istismarı, kadına şiddet gibi haberleri duydukça hepimizin derin yaralar aldığını ve sarsıldığını biliyorum ve ne yazık ki yapılan araştırmalar, hayvanlara uygulanan şiddetin insana karşı şiddetin ön habercisi konumunda olduğunu bilimsel olarak mutlaka kanıtlamıştır. Çocuklarımıza ve kadınlarımıza şiddet uygulayan canilerin daha önce hayvanlara tacizde bulunduğu, şiddet uyguladığı ve zulmettiği belirtilmektedir. Bu da demek oluyor ki önleyici tedbirler alınmadığı sürece şiddet gittikçe büyüyecek ve bir gün illaki bizim de kapımızı çalacak. Bu durum hepimizi tedirgin etmekle birlikte hem evlatlarımız hem hayvanlarımız için koruyucu önlemler alınması kaçınılmaz hâl almıştır. Allah'ın sessiz kulları olan hayvanlarımızın mağduriyetlerini gidermek için bu duruma acilen müdahale edilmesi gerekmekteydi. Bırakın hayvanların yaşam hakkını, yaşam alanlarının korunması, haklarının savunulması ve şiddeti önlemeye yönelik tedbirlerin alınması hususunda belediyelere de büyük görevler düşmektedir.

Değerli milletvekilleri, toplumdaki şiddete en büyük çarenin hayvana merhamet ve acıma duygularını güçlendirmek olduğu uzmanlar ve sosyal bilimciler tarafından vurgulanmaktadır. Bu sebeple bizler çocuklarımıza birer anne baba olarak hayvan sevgisini aşılamalı ve onlara örnek olmalıyız. Ayrıca, çocuklarımıza ilkokuldan itibaren hayvan sevgisi ve hayvan hakları konusunda eğitim verilmeli ve bu konular müfredata eklenmelidir. Böylelikle daha duyarlı bir nesil yetişmiş olacaktır. Hayvanları zehirlemek, hayvanlara eziyet etmek, barınaklarda aç susuz bırakmak, hastalık ve pisliğe mahkûm etmek, ölüme terk etmek, yaşam alanlarına, barınaklara müdahale etmek dinen de vicdanen de kabul edilebilir eylemler değildir. Hayvanlarımıza işkence yapanlara, o masum melekleri öldürenlere, tecavüz ve tacizde bulunanlara, onlara zulmedenlere caydırıcı olarak cezalar gelecektir.

Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'nin de dediği gibi, Allah'ın her yarattığını aziz bilen bir inancın mensupları hayvan katillerini affetmeyecektir. Ha bir köpek yavrusunu kesmişler, ha bir emzikli bebeği katletmişler; mana ve muhteva olarak hiçbir farkı yoktur. Bu hususta, yalnızca hayvana şiddeti gerçekleştirenin cezalandırılması hususunda değil, şiddetin şiddeti doğuracağı da göz önünde bulundurularak her türlü şiddet gerçekleşmeden önce önlem alınması gerektiğini tekrar belirtmek istiyorum. Özellikle bireysel, toplumsal ve devlet olarak üzerimize düşeni yapmamız gerektiğini belirtmek istiyorum.

Bugün yapılacak olan düzenlemeyle çok önemli bir yol alınacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu düzenlemeyi desteklediğimizi belirtmek istiyorum. Emeği geçen herkese ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Şunu belirtmek istiyorum: Yüreğinde sevgi ve merhamet olanın dili de yüzü de gülüşü de güzel olur.

En son: "Ben kendimi konuşarak ifade edemem, benim sesim sensin."

Tüm milletvekillerine tekrar teşekkür etmek istiyorum. Her birinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)