GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bitlis'in sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:102
Tarih:13.07.2021

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Bitlis ilimizin sorunları hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle tüm Bitlisli hemşehrileri bir kez daha selamlarım.

Sözlerime başlamadan önce -11 Temmuz 2019 tarihinde- siyasetin önemli isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat ağabeyimizin aramızdan ayrılışının 2'nci yılı, kendisini bir kez daha rahmetle anıyoruz.

Değerli milletvekilleri, maalesef Bitlis'in sorunları bitmiyor, bitirilmiyor, yetmezmiş gibi yeni sorunlarla gündeme gelmeye devam ediyor. İşte bu sorunlardan biri, Bitlis merkezde dükkânları yıkılan esnafımızın sorunudur. 30 Haziran tarihinde riskli bölge olarak ilan edilen bölgede bulunan tüm esnafın dükkânlarını tahliye etme süresi 30 Temmuza ertelendi. İdare mahkemesinden alınan "yürütmeyi durdurma" kararına da polis tarafından "Geçersizdir." denilmiştir. Yoksa yeni düzenle polisin yetkisi yargının yetkisinin üzerinde midir? Bu iş her şeyden önce samimiyetle başlamadı, yalanla başladı, yolsuzlukla başladı. Öyle ki gariban gördükleri esnafa "50 bin verelim dükkândan çık." demişler, kabul etmeyince 200 bine çıkarıp kandırmaya çalışmışlar, hâlbuki benzer metrekareye sahip dükkânlara 300-350 bin TL ödemeler yapıldığı iddia edilmekte; birine 5, emsaline 45.

Şu an Bitlisli esnafımız dertlerini anlatabilmek, sorunlarına çözüm bulabilmek adına Ankara'dadırlar. 2 otobüs dolusu esnaf Bitlis'ten buraya kadar geliyor dertlerini anlatmak için, size de zahmet olacak, o rahat koltuklarınızdan kalkıp da yanlarına gidin, dertleri nedir bir dinleyin. Gerçi Meclisteki rahat koltukları yerine rant koltuklarını tercih edenlerin çoğunlukta olduğu gözüküyor.

Bitlis, şehirler arası otogarı olmayan belki de tek ilimiz. 321 afet konutu yapılıp hak sahiplerine devredilmeden "Bu her 2 bina da otogar da 321 konut da çürüktür." raporu verilerek yıktırılıp arsasının üzerine çökülmüştür. Yıkım kararıyla ilgili Çevre Bakanı topu belediyeye, belediyeler de Bakanlığa atıyor. 2019'da 10 milyon harcanıp "sokak sağlıklaştırma" adı altında yapılan binalar bugün yıkılmaya çalışılıyor. Bitlis Belediyesi belgede sahtecilik yapıyor, Bakanlık buna sessiz kalıyor; Bitlis'e, Bitlisli esnafın dükkânına her türlü usulsüzlükle saldırılıyor.

Değerli milletvekilleri, diğer bir sorun, Bitlis'te tütün üreticilerinin durumudur. Zaten az sayıda insanın çok küçük bir alanda binbir zorlukla yaptıkları tütün üretimi artık tamamen bitme noktasına gelmiştir. 1 Temmuz 2021'den itibaren Tarım ve Orman Bakanlığından yetki belgesi almayan veya bildirimde bulunmayan üreticilerin tütün ticareti yapmaları yasaklandı. Söz konusu uygulamada 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda 2017'de düzenleme yapılmış, uygulamaya geçmesi için verilen Haziran 2020 tarihi bir yıl daha ertelenmişti. Yönetmeliğe göre, tek başına kıyılıp içilebilme vasfına sahip tütün çeşitlerinin üretildiği Bakanlıkça belirlenmiş üretim merkezlerinde en az 250 tütün üreticisi gerçek kişinin bir araya gelerek tütün üretim ve pazarlama kooperatifleri kurmaları gerekiyor.

Bitlis'te binlerce aile tütün sayesinde evine ekmek götürüyordu, kapattınız, sermaye gruplarına kurban ettiniz. İnsanlar ekmek parası bulmak için göç etti. Şimdi de diyorsunuz ki: "250 kişi bir araya gelip kooperatif kurun." Bu iş artık utanmazlık boyutunu da geçti; insanlarla, insan aklıyla alay eder bir olay olmaya başladı. Eskiden tütün ve sigara devlet tekelinde olduğu için satış yasağı vardı, şimdi de yabancı güçlerin, sigara ve tütün kartellerinin tekeli yüzünden yasaklar konulmuş durumda. Buradan soruyorum: Sigara fabrikalarının yüzde 100 ham maddesi olan tütün tamamen yerli üretilebilecekken niçin sadece yarısı için kota konuluyor? Ayıptır, yazıktır, günahtır.

Sorunlar bunlarla da bitmiyor, sağlık alanında da ciddi sorunlar var. Bakın, neredeyse aylardır Bitlis'teki Covid vaka sayıları birçok büyük şehrin ortalamasından yüksek hatta vaka sayısı olarak en yüksek 5 ilden biri oldu; aşı durumunda da Türkiye'nin en düşük ili. Acilen bir eylem planı hazırlanmalı ve insanlar aşıya gelmiyorsa aşının insanlara ulaşması için bir çalışma yapılmalıdır.

Bu arada, buradan Bitlisli hemşehrilerime aşı olmaları gerektiği, bilime kulak vermeleri gerektiği uyarısında bulunmak istiyorum. Aşınızı olun, hem kendi sağlığınızı hem de çevrenizdeki insanların sağlığını koruyun. Aslında bu durum sadece Bitlis'in sorunu değil, tüm çevre illerin sorunu. Aşılamanın bu kadar düşük olması gerçekten endişe verici.

Değerli milletvekilleri, evet, maalesef sorunlar sadece bunlarla da bitmiyor. Defaatle dile getirdiğimiz sorunlar çözüme kavuşuncaya kadar da bu kürsüden defalarca dile getireceğimiz...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Tatvan-Ahlat-Bitlis yol ayrımında yapılması beklenen ve üzerinden yıllar geçmesine rağmen adım atılmayan Karşıyaka Kavşağı, halkın deyimiyle ölüm kavşağı sorundur. Orada, yine, canlar yitip gitmeye devam ediyor. Artık, yiten her canın asıl müsebbibi AKP'dir.

Diğer bir sorun da her başbakan döneminde Bitlis halkına verilen havaalanı sözü. Bakın, aradan kaç seçim geçti, sistemler değişti, damat "uzaya yol yapmaktan" bahsediyordu ama gelin görün ki Bitlis'e bir havaalanı bile yapılamadı. Aynı zamanda KİT Komisyonunda Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğünden Muş Havaalanı-Tatvan arasına raylı sistemle uçak seferlerine akuple edecek bir sistem için çalışmalar yapmasını rica ettim. Fakat "böyle bir planlama olmadığı" cevabı yazılı olarak bana gönderildi.

Hepinizi saygıyla selamlarım. (HDP sıralarından alkışlar)