GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:103
Tarih:14.07.2021

ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; geçen günlerde DİAYDER Eş Başkanı Ekrem Baran'ın da aralarında bulunduğu, Din Alimleri Derneği ve Demokratik İslam Kongresi mensupları -çoğu 70 yaş ve üstünde 28 kişi- din hizmetlerini Kürtçe sunmaları gibi saçma sapan gerekçeler gösterilerek gözaltına alındı. Din âlimleri Kürtçedeki bazı kelime ve kavramları kullandıkları için suçlandılar, Kürtlerin millî ve ana dili olan Kürtçe kriminalize edilmeye çalışıldı. Ayrıca Şafii mezhebi ve ritüellerinin yaşanması da suç unsuru olarak sunuldu. Rehin alınan din âlimlerine "Neden Diyanet hutbesini okumadınız? Neden Diyanet yorumlarının dışına çıktınız? Neden kendinize ait yorum ve ritüeller var?" şeklinde sorular, suçlamalar üretildi. Nihayetinde 9 din âlimi sarayın hocaları olmadıkları için, sarayın fetvacılarına teslim olmadıkları için tutuklandılar.

Neden insanların kendi ana dilleriyle ibadet etmelerinden korkuyorsunuz? İbadet Tanrı ile kul arasındadır, bırakın kul hangi dilde isterse Tanrı'ya ibadetini o dilde etsin. İslam'da "Arapça dışında ibadet edilemez." diye bir kural mı vardır? Âşık Mahzuni Şerif'in "Ey Arapça okuyanlar! Allah Türkçe bilmiyor mu?" diye bir şiiri var. Ben de burada size soruyorum: Haşa, Allah Kürtçe bilmiyor mu? Siz tüm muhalefeti teröristlikle suçladınız; şimdi hızınızı alamadınız, AKP'li olmayan din âlimlerini bile Diyanet fetvalarıyla Müslüman olmamakla suçlayan bir hâle geldiniz. Diyanet, biz Aleviler için bir asimilasyon merkezidir, kul hakkıyla finanse edilen gayrimeşru bir kuruluştur. Biz Alevileri zaten yok sayıp asimile etmek için elinden geleni yapanlar şimdi Şafii Kürtleri hedef almışlardır. Hiç kimse bu saray düzenini, şeyhülislamlık makamı olan Diyaneti kabul etmek zorunda değildir. Toplumun bütün unsurlarını sarayın emrine havale etmek istiyorlar, buna din âlimlerini eklemek istiyorlar. Yani saray, aslında, kendi İslam'ını yaratmak istiyor, rehin alınan din âlimleri ise bunu reddetmektedirler. İslam'ın evrensel değerleri üzerinden, zalimlerin değil mazlumların izinden giden din âlimleri hedef alınmıştır. Cenazeleri kaldıran, topluma hizmet eden insanları gözaltına almak hangi vicdana sığar? Bunu topluma nasıl izah edebilirler? Din âlimlerine neyi yakıştıracaklar, bunu gerçekten merak ediyoruz. Din görevlilerini gözaltına almak hangi vicdana sığar? Her Müslüman'ı zorla AKP'li yapmak, olmuyorsa onlara zulmetmek hangi kitapta yazıyor? Türkiye, halklar ve inançlar bakımından zengin bir coğrafyadır, bunu her fırsatta büyük bir gururla ve onurla ifade ediyoruz. Bu gözaltılarla kendileri gibi düşünmeyen Müslümanları hedef seçmişlerdir. Buradan Cumhur İttifakı'na sesleniyoruz: Yeter artık! Haddinizi bilin ve toplumun hassasiyetlerine saldırmaktan vazgeçiniz.

Deniz Poyraz'ın katledilmesi bütün vicdanları yaraladı, toplumun bütün kesimlerinde aynı duyarlılık oluştu. Saraya yakın olan kanaat önderleri ve Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda bir kınama yayımlamadı. Birkaç gün önce Avcılar İlçe Başkanımızın evi silahla tarandı, bugün de Marmaris ilçe teşkilatımız silahla tarandı. Bu saldırılar partimize yönelik yürütülen kirli kampanyaların bir sonucudur. Buna karşı çıkan herkes ise terazisi bozuk olan adaletin sopasıyla eğitilmek ve dengelenmek istenmektedir. Bu ülkenin Müslüman'ı, Hristiyan'ı, Alevi'si, Sünni'si, Ezidi'si, Türk'ü, Kürt'ü, Arap'ı, Laz'ı, Çerkez'i, kanaat önderleri, din âlimleri yani bu topraklarda barış, kardeşlik, eşitlik, özgürlük ve adalet isteyen bütün kesimler bu zalim iktidara zulümle abad olunmayacağını öğretecektir.

Biz, buradan, bir kez daha şunu ifade ediyoruz: Din âlimlerine dönük bu operasyon ve gözaltılar bir an önce son bulmalıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız.

ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Din âlimleri olmaları gereken yerde olmalıdır; cenaze kaldırmalı, camilerde görevlerini yerine getirmeli, kanaat önderi olarak toplumun sorunlarına değinebilmeli, toplumun yaralarını sarmalıdırlar. Bunu yapmaya çalışan din âlimlerine, DİAYDER ve Demokratik İslam Kongresi üyelerine yapılanları kabul etmiyoruz, bunu hiçbir vicdan kabul etmez. Toplumun vicdanı yaralanmıştır. Rehin alınan din âlimleri serbest bırakılmalıdır.

Yaşasın dinlerin ve inançların kardeşliği diyorum.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)