| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 16.07.2021 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında hem geneli hem de bölüm üzerinde konuşulurken koruculuğa değinildi. Geçici köy koruculuğu veya güvenlik amacıyla oluşturulan koruculuk sisteminde verilen maaş veya ücretler asgari ücretin altında kaldığı için bir düzenleme düşünülmekte. Arkadaşlar, 1924 tarihli Köy Kanunu'ndan esinlenilen ve bugüne getirilen koruculuk sistemi, ilk çıktığında Köy Kanunu'yla ilgili düşünülmüş. Bugün artık Türkiye'nin birçok büyükşehrinde köy kavramı yok, mahalle kavramıyla karşı karşıyayız. 1986'da ise, 1984 yılında başlayan olaylarla beraber o dönem köy koruculuğu güvenlik amacıyla ortaya çıkartılmış. Peki, köy koruculuğu geldiğimiz aşamada çözüm olmuş mu? Hayır. Daha çok, koruculuktan söz ettiğimizde aklımıza ilk gelen ne? Kürt meselesinin kendisi ve her seçimde, her çözüm meselesi konuşulduğunda, her barış meselesi konuşulduğunda koruculuğun kaldırılması düşünülmüş. Birçok siyasi parti bunu programında veya seçim çalışmalarında ele almışlar ve ne olmuş? Şu anda geldiğimiz aşamada, geçici olarak düşünülen, kalıcı bir kuruma dönüşmüş ve "geçici köy koruculuğu" ismi de değiştirilip güvenlik amaçlı bir koruculuk sistemine dönüştürülmüş. Şu anda 26 ilde yaklaşık 55 bin, 31 ilde ise gönüllü olmak üzere 19 bin, toplam 75 bin korucudan söz edilmekte.
Peki, burada önemli olan vereceğimiz ücret mi? Türkiye'de birçok ücret düzenlemesi yapılması lazım; memur için, işçi için, çiftçi için, emekli için birçok düzenleme yapmak lazım. Belki de şu anda Türkiye'de koruculukla ilgili yapacağımız en iyi şey koruculuğu kaldırmak, barışla ilgili konuşmaları başlatmaktır. Çünkü -Hüseyin Yayman Bey burada değil, kendisinin de yaptığı bir çalışmayı ben inceledim- geçmişten bugüne kadar birçok sivil toplum örgütünün, demokratik kitle örgütünün, siyasi partilerin, üniversitelerin çalışmalarında, Kürt meselesinde çalışmış birçok kurumun Kürt meselesinin çözümü konusunda, barış konusunda ikinci, üçüncü başlıkta söyledikleri şey koruculuğun kaldırılması. Avrupa Birliğiyle ilgili gelişmelerde yapılan ne? Avrupa Birliğinin Türkiye'ye birçok önerisinde koruculuğun kaldırılması...
Peki, bu koruculuk ne oldu? İlk çıktığında dediler ki: "Korucu olacaksınız." İnsanlar "Olmuyoruz." dediklerinde "Köyü boşaltın." dediler. Daha sonra ne oldu? Korucu olanlar diğer köyleri boşaltmaya kalktılar ve insanlar köylerini terk etmek zorunda kaldılar. Nitekim, öyle olaylar oldu ki korucuların boşalttığı köylere insanlar döndüğünde -zorunlu göç sonrası- tarlalarına el koymuşlardı, bahçelerine el koymuşlardı, mallarına mülklerine el koymuşlardı.
Ben Bismil Salat doğumluyum. "Cağde" diye bir köy var. Köylüler mahkeme açtılar, davayı kazandılar, tarlalarına döneceklerdi, tarlalarına jandarmayla beraber döndüler; jandarma köyden çıktığı gibi köyde 6 kişi yaşamını yitirdi çünkü tarlalarına el koymuşlardı, korucular tarlalarına tekrar el koymuştu.
Arkadaşlar, öyle bir sisteme dönüşmüş ki... Dün değil önceki gün biz burada konuştuğumuzda dedik ki: Kayıp silahlar var. Kayıp silahların nerede olduğunun araştırılması için... Ne oldu? Reddedildi. Mardin'in Derik ilçesinde -bugün saat 11.00'de düştü- korucuların tarlada sakladığı Kaleşnikof, G1, M3, Bixi, tabanca, mavzer gibi silahlar ortaya çıktı. Koruculuk bugün artık sistematik olarak kötü olaylara dönüşmüş. Biz bunları ele almadığımız sürece, bunları dikkate almadığımız sürece hiçbir ilerleme sağlayamayız, barıştan da giderek uzaklaşmış oluruz.
Asıl yapılması gereken... Bugüne kadar, evet, koruculuk sistemi var ama halkın huzurunda da birçok kişiye sorduğumuzda ve nitekim, hatta koruculara sorduğumuzda, meşru değil, korucular da artık bu işten bıkmışlar. Öyle bir hâle geldik ki köyünde, bağında bostanında, bahçesinde, tarlasında çalışanları üretimden kopardınız ve Kürt'ü Kürt'e düşman etmeye, köylüyü köylüye düşman etmeye, akrabayı akrabaya düşman etmeye dönüştü. Bir an önce bunun kaldırılması lazım ve kaldırıldığı gibi, barış meselesiyle ilgili görüşmelerin yapılması lazım.
Bunu sadece muhalefetteki siyasi partiler mi söylüyor? Hayır. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu vardı. Burada genelde Terörle Mücadele Yüksek Kurulunun yöneticileri kimdi? Başbakan Yardımcılarıydı; Bülent Arınç, Cemil Çiçek, Beşir Atalay gibi birçok kişi yer aldı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
NECDET İPEKYÜZ (Devamla) - MİT Müsteşarından İçişleri Bakanına kadar birçok kurum yetkilisi yer alıyordu, Millî Güvenlik Kurulu temsilcileri de yer alıyordu. Ben inceledim; Bülent Arınç'tan tutun, Cemil Çiçek'ten Beşir Atalay'a, hepsi "Bu, geçicidir. Koruculuğun kaldırılması..." demiş, koruculuğun kaldırılmasını talep etmişler.
Şimdiki Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan "Koruculuğu yavaş yavaş, kademe kademe kaldıracağız, artık bu işe nokta koyacağız." dedi. Akil insanlar oluştu, "Koruculuğu kaldıracağız." dediler. Birçok kurum, birçok üniversite çalışması, rapor bunu söyledi ama gel gör ki bugün kalıcı hâle dönüştürmüşsünüz. Hani diyebilirsiniz ki: "Kaldırıyorsunuz, ne yapalım?" Tarımda çalıştırın, hayvancılıkta çalıştırın, başka koşullarda çalıştırın; buna yönelmeniz lazım. Bunu yapmadığınız sürece asgari ücretin üstüne çıkarmak ne koruculara çözümdür ne Kürt meselesine çözümdür ne de Türkiye'nin demokratikleşmesine çözümdür. Barış için, bu koruculuk sisteminin tümüyle kaldırılması lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)