GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:16.07.2021

HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AKP iktidarının yasa yapma şekli hakikaten artık Meclisi baypas etmeye dönüşmüş noktadadır. Bakın, ben Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunun bir üyesiyim. Bugün itibarıyla bu Komisyona sadece bir defa kanun teklifi gelmiştir, o da Sağlık Bakanlığı üzerinden gelmiştir. Aile ve Çalışma Bakanlıklarıyla ilgili bugüne kadar hiçbir şekilde Komisyona teklif gelmemiştir, hemen hemen hepsi Plan ve Bütçe Komisyonunda, âdeta bu işin uzmanlarından kaçırılarak yürütülmüştür.

(Uğultular)

MEHMET GÖKER (Burdur) - Sayın Başkan, çok gürültü var.

İSMAİL TATLIOĞLU (Bursa) - Uğultu var Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Eksik, bir saniye.

Sayın milletvekilleri, lütfen sükûneti sağlarsak...

Buyurunuz Sayın Eksik.

HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan tekrardan.

Ve bu açıdan şu akla geliyor: AKP iktidarı, komisyonlarda uzman olarak belirledikleri ve o komisyonların üyeleri olan kişilere de güvenmiyor demektir. O komisyonlarda gerçekten görev alan kişilerin hiçbirisine güvenmiyor, bu işi âdeta halktan ve Meclisten kaçırarak yapmaya çalışıyor.

İkincisi şöyle bir durum söz konusu: Kanun yaparken âdeta mahkemelerin karşı hamlelerini oluşturarak yapma yolunu seçiyor ve bu noktada da daha önce yargının karar verdiği konularla ilgili Meclisteki el çoğunluğunu kullanarak burada yargıyı baypas ediyor.

Nitekim, bu kanun teklifiyle ilgili gerçekten mağdur olan 6 bine yakın insan var ama bu insanların bugün mağdur olmasının temel sebebi YÖK'ün ve Millî Eğitim Bakanlığının sertifikalarla ümit tacirliği yapmasıdır. Âdeta her konuda, her alanda su gibi sertifika dağıtıyor, ümit tacirliği yapıyor, üç beş kuruş orada şey yapmak için insanların ümitlerini çalıyor. Bakın, bu noktada şöyle bir durum söz konusu: Sizin sertifikaları çalışma alanını daha nitelikli hâle getirmek için vermeniz gerekirken çok iyi görüyoruz ki bu sertifikalarla, AKP iktidarı, kendine yakın kişileri işlere sokma ve aynı zamanda ümit tacirliği yapmakla insanları oyalama peşindedir; bu kanunda bu durum söz konusu. Danıştay aslında bu kanunu daha önce makul bir gerekçeyle iptal etmiş olmasına rağmen AKP iktidarının, bugün bir tarafın mağduriyetini gidermek için başka bir tarafın mağdur edilmesine -yani diş protezi ve teknisyenlerini mağdur etme noktasında- sebep olduğunu söyleyebiliriz. Oysaki insanlara sertifikalar dağıtılırken -eğitimlerine- çalışma hayatlarında daha nitelikli işler yapmaları için verilmesi gerekirdi. Karşı hamle dedim çünkü Danıştayın verdiği karara karşı hamle oluşturdu.

Biz bunu nereden biliyoruz? Bakın, burada, bu Mecliste yıllarca milletvekilliği yapmış olan ve bir partinin Eş Genel Başkanlığını yapan Sayın Demirtaş hakkında bir karar verdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve AKP'nin Genel Başkanı şunu dedi: "Biz karşı hamlemizi yaparız." Ben size Sayın Demirtaş'ın 4 Ekim 2016 tarihinde Mecliste grup toplantısında yaptığı bir konuşmayı hatırlatarak aslında, bu işi, karşı hamleyi nasıl alışkanlık haline getirdiğini ve OHAL'i de niçin süreklileştirmeye çalıştığını hatırlatayım. 4 Ekim 2016 tarihinde Sayın Demirtaş diyor ki: "'Darbeyi eniştemden öğrendim.' diyor, yalan söylüyor, külliyen yalan. Darbeden senden, benden, enişteden, MİT'ten önce haberi vardı... Darbenin istihbaratını alacaksın önceden, tedbirini alacaksın, 225 insan yaşamını yitirecek, sırf sen kendi iktidarını sağlamlaştır diye bir darbe tehdidini önlemek yerine, harekete geçmelerini bekleyeceksin. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük kumpasıyla karşı karşıyayız, darbe içinde darbeyle karşı karşıyayız. Bu hakikati herkes bu Meclis kulislerinde konuşuyor da bu kürsülerde konuşmaya cesaret edemiyor artık. Biz de konuşmasak kim konuşacak? Bu hakikatler hep sır olarak, kulis bilgisi olarak mı kalacak? Senin bilgin vardı madem neden 225 insanın ölümüne göz yumdun? Neden Parlamentonun bombalanmasına göz yumdun? Neden darbe girişiminde bulunanları teşebbüs aşamasında içeri almadın?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

HABİP EKSİK (Devamla) - "Hesabına geldi çünkü. Böyle olursa işte 'Memleketi yıllarca OHAL'le, kanun hükmünde kararnameyle yürütürüz. Milletin canı pahasına ortaya koyduğu direnişi de sahiplenir, buradan alır, yıllarca memleketi götürürüz.' Hesap bu. Bunu bozan, oyunu bozan, bunu teşhir eden tek parti biziz. Biz olduğumuz için de işi gücü bırakmış, bizle uğraşıyorlar."

Şimdi, anladınız mı değerli milletvekilleri, sevgili halkım; Demirtaş niçin içeride? Çünkü Demirtaş, darbe içinde darbe yapıldığını ve OHAL kanunlarının, OHAL gerekçelerinin süreklileştirileceğini; buradan insanların, halkımızın kıskaca alınacağını önceden teşhir ettiği için işte öfkeyle, düşmanvari politikayla AKP iktidarı maalesef onu bugün rehin tutuyor. Bakın, Sayın Demirtaş bunları dedi ama AKP'nin Genel Başkanı ne demiş bakalım, diyor ki: "Bu darbe Allah'ın bir lütfudur."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HABİP EKSİK (Devamla) - Sayın Başkan, fark ederseniz çok kalabalıktı, siz sesimi kestiniz o sırada. Bir dakika daha rica edersem.

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler.

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan diyor ki: "Bu darbe Allah'ın bir lütfu." Kendisi için diyor. "Ne istediler de vermedik? 17 üniversitenin iznini verdim." diyor, kendisi diyor. İçişleri Bakanı diyor ki: "FETÖ mümtaz bir şahsiyettir." "FETÖ'yle, Zekeriya Öz'le ilgili konuşulan iddialar ipe sapa gelmeyen iddialardır." diyor, televizyon ekranlarında söylüyor. Pennsylvania'ya gidip el pençe duranlar, başlarına fes geçirenler, başlarına örtü geçirenler aha bu sıralarda bile maalesef AKP'nin milletvekili olarak hâlâ duruyorlar ama bugün insanlarımızın haklarını, hukuklarını hukuksuz bir şekilde gasbetmek için OHAL kanunu bir yıl daha uzatılmak isteniyor. Niçin? Çünkü darbe içinde darbe gerçekleştirildi ve bugün Selahattin Demirtaş dâhil onlarca, yüzlerce, binlerce siyasetçi rehin tutuluyor. İnsanlarımız korkuyla âdeta esir tutulmaya çalışılıyor ve bu açıdan da halklarımıza diyoruz ki: İlk seçimde tokat vurun ki derslerini alsınlar.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)