GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:105
Tarih:17.07.2021

HASAN ÖZGÜNEŞ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bir torba yasayı tartışıyoruz. "Milletvekilleri de bir şeyle meşgul oluyorlar." diye halkımızı kandırmak için torba yasa etrafında gürültü koparıyoruz öbür taraftan da torbayı doldurup doldurup götürenler köprüyü geçtiler bile.

Şimdi, OHAL Yasası'na dayalı birkaç madde üzerinde bir gündür sohbet ediyoruz; bunlar aslında bize yabancı şeyler değil. OHAL'i de biliyoruz, sıkıyönetimler, darbeler, muhtıralar, bölge valilikleri, çatışmalar, idamlar, işkenceler vesaire... Niye hep böyle, niye böyle acaba hiç sorduk mu? Zihinde problem var. Zihinde problemi olan bir toplum ya da onların öncüleri demokrasiden anlamazlar, hukuktan da anlamazlar, yönetemezler de. Yönetim krizi olduğu için Türkiye'de yüz yıldır bu darbeleri, bu muhtıraları, bu şeyleri yaşıyoruz. Şimdi, siz "yasa" diyorsunuz, yasayı tanımıyorsunuz, ne yapacaksınız? En güzelini yaz, ne işe yarayacak tanımadıktan sonra? "Anayasa da kim oluyor?" diyorsunuz. Şimdi, diktatörlüğün, faşizmin olduğu bir yerde, sopanın toplum üzerinde terbiye aracı olduğu bir yerde Anayasa'nın da hükmü yok, kanunların da hükmü yok. Onun için, benim açımdan bunlar zaman kaybetmenin göstergeleridir.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye'de demokrasi olmadığı için; bakın, etnik kimliklerin sorununu çözemiyoruz, inanç sorununu çözemiyoruz, kadın-erkek eşitliği sorununu çözemiyoruz, millî gelirden emekçilere, yoksul halk kitlelerine daha çok pay vermeyi beceremiyoruz, doğayı koruyamadığımız gibi talan ediyoruz. Şimdi, bu çatışmacı, demokrasi dışı zihniyet, hukuku da tanımıyor, özgürlükleri de tanımıyor, eşitliği de tanımıyor, sosyal devleti de tanımıyor; tanınan bir şey yok, oyalama var. Peki, biz ne kaybettik bu kırk yıldır? 17.500 faili meçhul, bunu Meclisin tutanakları söylüyor, 4 bin köy yıkıldı. AKP'li bir vekil söyledi: "500 milyar dolar savaş harcaması." Bir o kadar da zararı. Şimdi, 435 milyar dolar dış borç, hazine dibe vurmuş. Bugün itibarıyla geniş anlamda işsizlik yüzde 20'yi geçti, 10 milyon işsiz var. Yoksulluk sınırı 10 bin, açlık sınırı 3 bini geçmiş. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca kadın tacizleri ve kadın katliamı hiçbir dönem AKP dönemi kadar olmadı, 7 bine yakın kadın öldürüldü; bu, bir savaşta kaybedilecek sayı ya.

İntiharlar... Şimdi, arkadaşlar çıkıyorlar burada cenneti gösteriyorlar. E, bu intiharlar niye? Çöpten beslenme niye? Psikolojik bunalım niye? Eğitimin dibe vurma meselesi neyin nesi? Yönetemiyorsunuz arkadaşlar. Çocuk istismarları, tarihin hiçbir döneminde bu kadar olmamıştır. Mafya-çete-siyaset hâkimiyeti tarihin hiçbir döneminde bu kadar olmamıştır. Toplum bölünmüş, ahlaki çöküntü, dış ilişkilerde itibar yok, neredeyse herkes düşman. Şimdi, bunun sebebi şu: Orta Doğu'da BOP diye bir proje var, İslam ülkelerine karşı savaş açılmış, ülkeler bölünecek, inançlar çarpıştırılacak, kimlikler çarpıştırılacak; her gün bunları televizyonlarda söylüyorsunuz ama gereğini yapmıyorsunuz.

Bakın, Misakımillî'den bahsettim. Rojava ve güney Kürdistan Misakımillî içindeydi; Lozan'da ve öncesinde Fransa ve İngiltere'ye verildi. Peki, şimdi Devlet Bahçeli kalkıyor, diyor ki: "Orayı 82, orayı 83, orayı 84 yapacağım." Sanki babasının tapulu malı da kendilerine yeni tapu yaptıracaklar.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Yapacağız, yapacağız.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Orası Kürt halkının, Arapların, Türkmenlerin yurdu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayınız efendim.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Bizim yurdumuz, bizim yurdumuz.

HASAN ÖZGÜNEŞ (Devamla) - Siz savaşla yapamazsınız. 40 milyon Kürt, 4 parçada da, Kürdistan'ın tümünde de özgürlüğünü, kimliğini istiyor. "Gelin." diyoruz, demokratik ulus temelinde yerel yönetimleri güçlendirerek kimlikleri, inançları, kadını, emekçiyi özgürleştirerek Türkiye'yi demokratik, laik, çağdaş bir ülkeye taşıyalım; öylesine bir zihniyetle toplumu eğitelim, sevgiyi ekelim, kardeşliği ekelim, adaleti ekelim. "Biz bölücü değiliz." diyoruz, bölücü olana lanet okuyoruz, lanet. Kim "bölücülük" lafını bizim ağzımıza söylüyorsa o lanetlidir, bölen odur. Biz Türkiye'yi küçültmekten yana değiliz, büyütmekten yanayız. En böyle düşmanca gördüğünüz "..."(x) Öcalan ne dedi? "Gelin, Misakımillî'yi demokratik temelde yenileyelim." Biz buna varız. Sizin cesaretiniz varsa buyurun.

Saygılar, selamlar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)