| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinde söz konusu madde değişikliğiyle ilgili olarak, gümrük muhafaza memurlarına ek ödeme ve ödül sistemi getiriliyor. Kamu personelinin mağduriyetlerinin giderilmesi ve gelirlerinin artırılması olumlu bir yaklaşım; yalnız, burada ödül sisteminin ucu açık bir şekilde bırakılması, yönetimin insafına bırakılması ya da yürütmenin yayımlayacağı bir genelgeye bırakılması bence çok doğru olmamış çünkü biz biliyoruz ki böyle durumlarda genel olarak iktidar, daha çok kendisine yakın olan ve kendisine yakın sendikalara üye olan kişilere bu tür ayrıcalıkları tanıyor çünkü yöneticileri de atarken genel olarak böyle bir durum söz konusu ve neticesinde de çok ciddi liyakatsizlikler ortaya çıkıyor. O açıdan, bu ödül sisteminin biraz daha netleştirilmesi ve kanunen çerçevesinin belirlenmesi daha doğru olacaktı.
İkinci bir durum, kanun teklifinin yani maddenin gerekçesinde şöyle ifade ediliyor: "Pandemi koşullarında yaşamları tehlikede olduğu için, canları pahasına çalıştıkları için ödül ve ek ödeme yapılması gerekir." diyor. Oysaki birçok meslek alanı bu durumda, böyle bir durumda çalışıyor ve emek veriyor, canlarını ortaya koyuyor, hatta canlarını yitiren birçok insan var. Bunların içerisinde PTT işçilerinden tutun da belediyenin temizlik işçilerine kadar, öğretmenlere kadar birçok alanda, birçok meslek alanında gerçekten ciddi anlamda emek sarf eden ve bu süreçte de pandemi süreçlerinde de sağlıklarını yitiren, yaşamlarını yitiren -çok sayıda meslek alanında- insanlar oldu ama en önemli mesleklerden bir tanesi sağlık. Hepiniz de pandemi sürecinde onları alkışladınız, alkışladık hep beraber ama maalesef mağduriyetleri hâlâ devam ediyor; ne gelirlerinde bir değişiklik söz konusu oldu ne de çalışma koşullarıyla ilgili, özlük haklarıyla ilgili bir değişiklik söz konusu oldu.
Bakın, size şöyle bir fotoğraf göstereyim: Bu, maskeyle saatlerce çalıştığı için yüzünde morlukların geliştiği bir sağlık emekçisi. Bunlar da artık yorgunluktan oradaki torbaların üzerine uzanıp dinlenmek zorunda kalan sağlık emekçileri. Türkiye'de çekilmiş bu fotoğraflar. O açıdan, hani, bu kişilerin de bu emeklerinin görünmesi gerekiyordu, onlar için de bir düzenlemenin yapılması gerekiyordu, maalesef bu konuda bir adım atılmadı. Hatta şöyle söyleyeyim: Bu meslek alanının yani sağlık emekçilerinin hak ettiği, Dünya Sağlık Örgütünün de kabul ettiği, aslında hepimizin de Sağlık Komisyonunda, toplantıda hemfikir olduğumuz, mutabık kaldığımız bir konu vardı; o da ısrarla, maalesef, Çalışma Bakanlığı tarafından gerçekleştirilmedi; Covid-19 hastalığının meslek hastalığı kabul edilmesi konusunu dile getiriyorum. Maalesef bu Meclis, hâlâ Covid-19'un meslek hastalığı olduğunu kabul etmedi. Oysaki biz bütün partiler, bütün siyasi partiler Sağlık Komisyonunda toplantı gerçekleştirdik -Çalışma Bakanlığı da çünkü aynı Komisyona bağlı- orada hepimiz mutabık kalmamıza rağmen bu Covid-19'un meslek hastalığı olarak tanımlanması maalesef bu Meclis tarafından sağlanmadı.
Bakın, şöyle bir şey söyleyeyim: Yıllarca bebek sahibi olamayan bir doktor arkadaşımız tüp bebekle çocuk sahibi oluyor ama sonra Covid-19'a yakalanıp yaşamını yitiriyor. Meslek hastalığı sayılmadığı için belki çocukları mağdur kalacak. Yine, hatırlarsanız, bir doktor -hepimizin canını yakan- yaşamını yitirmeden önce "Benim kızlarım çok küçük, onlara sahip çıkar mısınız?" diye söylemişti, hepimizin yüreklerini yakmıştı. O açıdan, yani bu kişilerin, geride bıraktığı kişilerin ciddi bir şekilde mağdur edilmemesi için aslında Covid-19'un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerekiyordu. Maalesef, bu konuyla ilgili, o dönem Çalışma Bakanı olan hanımefendi gelip burada bütçe görüşmeleri gerçekleştirilirken şöyle bir şey söyledi: "Bizde böyle bir sorun yok, zaten sayılıyorlar, meslek hastalığı olarak kabul ediliyorlar, başvurularsa sıkıntı olmaz, vazife malullü sayılıyorlar." dedi ve işin içinden bir nevi kendince çıkmış oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
HABİP EKSİK (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Oysaki vazife malullüğünde şöyle bir durum söz konusudur: İlliyet bağı aranır ve illiyet bağı da maalesef böyle bulaşıcı hastalıklarla da çoğu zaman kurulmaz, hele ki idare iyi niyetli değilse bu noktada illiyet bağını kurmak çok zordur. Ki nitekim vazife malullüğü sadece devlet memurları için geçerlidir ama özelde de çalışan çok sayıda sağlık emekçisi var ve yaşamlarını yitiren, ciddi anlamda da sağlıklarını yitiren sağlık emekçileri var. Bunlar ne kadar? Bakın, 200 bin sağlık emekçisi Covid kapmış, 465 sağlık emekçisi yaşamını yitirmiş; bunların 143 tanesi doktor. O açıdan, bu noktada bu kişilerin mağduriyetinin giderilmesi için bu Meclisin elini taşın altına koyması gerekir ve sorumluluğunu yerine getirmesi lazım çünkü Dünya Sağlık Örgütü de Covid-19'un meslek hastalığı olduğunu söylüyor ve bu açıdan da derhâl bizim bu mağduriyeti gidermemiz gerekir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)