| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 277 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 26'ncı maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşülen kanun teklifiyle AKP, OHAL uygulamalarının uzatılmasını istiyor. Buna göre OHAL'le getirilen gözaltı sürelerinin on iki güne kadar uzatılması, şirketlere yargı kararı olmaksızın kayyum atanması, mahkeme kararı olmadan kamudan ihraçlara izin verilmesi gibi normalde süresi 31 Temmuzda dolacak pek çok OHAL uygulamasını tekrar uzatmak istiyor.
Hain darbe girişiminin üzerinden tam beş yıl geçti ancak iktidar hâlen OHAL yetkilerini kullanmanın peşinde. "Beş yılda OHAL yetkililerini kullanarak sorunları çözemedik, bir yıl daha verin." diyorsunuz, devleti yönetemiyorsunuz. Buradaki amacınız 15 Temmuz sonrası gerekli olan temizliğin yapılması değil, asıl amacınız kaybedeceğinizi bildiğiniz bir sonraki seçimlere OHAL altında gitmek ve seçim sürecinde OHAL yetkilerini kullanmaktır. Samimi değilsiniz, bir yandan Avrupa Birliğinin gözünü boyamak için içi boş yargı reform paketleri açıklıyor, diğer taraftan ise beş yıl önce uygulamaya konulmuş OHAL hükümlerini uzatarak kalıcı hâle getirmek istiyorsunuz. Hatırlatmakta fayda var, bir şeyin kanuna uygun olması, hukuka uygun olduğu anlamına gelmez; zulüm hiçbir zaman payidar olamaz.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz, bugün tarihinin en derin ve en büyük ekonomik krizini yaşamaktadır. Dünyanın tek gündemi pandemiyle mücadeleyken Türkiye'de vatandaşın gündemi hastalık değil ekonomik darboğaz olmuştur. Bu süreçte vatandaş salgın hastalıktan değil, sefalet ve yoksulluğun pençesinde canı derdine düşmüştür.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin bugün yaşadığı ekonomik krizin temelinde partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi yatmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı, 19 Haziran 2018'de "24 Haziranda bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra faizle, şununla bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz." demişti. Bu konuşmanın üzerinden iki ay geçmeden ekonomik kriz patladı. Üç yılın sonunda da zaten kırılgan olan, pamuk ipliğine bağlı ekonomimiz çöktü, Türk lirası giderek değer kaybetmeye başladı, bütün ekonomik göstergeler kötüye gitti.
Değerli milletvekilleri, ekonomik göstergeler ve vatandaşın "Açım, açım." feryatları ortadayken iktidar, kötü giden ekonomiye önlem almak yerine, belirli aralıklarla inandırıcılığını kaybeden ekonomi paketleri açıklamakta, algı yaratıp gündem değiştirmek için vatandaşa hayal satmaktadır. Bakınız 2004'te Akçakoca'da doğal gaz bulundu, 2006'da yine Akçakoca'da petrol bulundu, 2007'de Karadeniz'de petrol ağlara takıldı, 2009'da Sakarya'da doğal gaz bulundu, 2010'da Batı Karadeniz'de doğal gaz rezervi bulundu. 2011 yılında "Yerli uçağımız havada." dendi, havalanan yerli uçak hâlâ bir türlü inemedi. 2012'de "Hakkâri'de petrol bulduk ama çıkaramıyoruz." denildi, neden çıkaramadıkları hâlâ açıklanmadı. 2019'da tanıtımı yapılan yerli arabamız kayboldu, ortada yok. 2020'de Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz rezervinin Karadeniz'de keşfedildiği açıklandı. 2020'de Karadeniz'de yine doğal gaz bulundu. 2020'de -peşkeş çekilen- "Tank Palet Fabrikası'nda yerli ve millî ALTAY tankı üretilecek." dendi ancak tankın adı var, kendi yok.
Bu sene de Fatih Sondaj Gemimiz 135 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfetti. Yetmedi geçtiğimiz günlerde Ağrı'da 20 ton altın rezervi bulundu. Bu da yetmedi "2023'te aya çıkacağız." dendi. Bu haberlerle sonuç olarak havuz medyasına bol manşet, vatandaşın payınaysa sürekli zam düştü. Sadece bu yıl elektriğe yüzde 22, doğal gaza ise yüzde 18,8 zam yapıldı. Olsun, sonuçta büyük doğal gaz ve petrol rezervleri bulduk.
"Yerli araba" dediler araç fiyatlarına yüzde 107 zam geldi. Köprü ve otoban geçiş ücretlerine, benzine, motorine gelen zamları söylememe bile gerek yok ama olsun, fabrikası bile olmayan yerli arabamız yollarda. Gıda fiyatları cep yakıyor, son bir yılda ayçiçek yağına yüzde 57 zam geldi, yumurta fiyatı iki katına çıktı, olsun, sonuçta aya çıkacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ataş.
DURSUN ATAŞ (Devamla) - Sağ olun Başkan.
Bir de, insan sormadan edemiyor, bu kadar maden rezervi bulan iktidar her ne hikmetse Merkez Bankasının kaybolan 128 milyar dolar rezervini bir türlü bulamıyor. Ne demeli? AKP çıkıyor uzaya, aya; vatandaş kaldı yine aç, susuz, yaya diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)