GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:2
Tarih:05.10.2021

CHP GRUBU ADINA ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üniversitelerdeki yurt sorununun araştırılması üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bir buçuk yıl aradan sonra üniversiteler yüz yüze eğitime başlıyor. Türkiye'de binlerce öğrenci ağır bir barınma kriziyle baş başa bırakılmış durumda. Artan kira fiyatları, devlet yurtlarının kapasitesindeki yetersizlikler, özellikle özel yurtların fiyatlarındaki artış öğrencileri en temel hakları olan barınma hakkından dolayısıyla da eğitim hakkından mahrum bırakıyor. Şimdi iktidar sözcüleri buraya çıkacak, pembe tablolar çizecek. Ben size resmî rakamlardan bahsedeceğim. Örgün eğitimdeki öğrencilerin beşte 1'i bugün yurt bulamıyor. Şimdi buraya çıkıp diyeceksiniz ki: "El insaf! Biz geldiğimizde 190 yurt vardı, şimdi 773 oldu. Biz geldiğimizde öğrenim kredisi 45 liraydı, elinize gözünüze dursun, şimdi 650 lira." (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, 2004 yılında üniversite öğrencisiydim, 90 lira öğrenim kredisi alıyordum, 3 çeyrek altın ediyordu. Şimdi yolda bir öğrenci görürseniz 200 lira daha verin, gitsin 1 çeyrek altın alabilsin, 650 lirayla 1 çeyrek altın alamıyor. İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e, Adana'ya bakmadan, talebin yoğunluğunu incelemeden "Yeterli sayıda yurt yaptık." derseniz yanılırsınız. Binalar da yeterli değil, ne yazık ki yataklar da yeterli değil.

Bakın, SODEV bir araştırma yapmış, İstanbul'da 32 öğrenciye 1 yatak düşüyor. İstanbul'da bugün yurt sayısı kaç biliyor musunuz? 21. Koca metropol İstanbul'da 21 yurt var. Ankara ve İzmir'de 11 öğrenciye 1 yurt yatağı düşüyor.

Bugün soru önergeme, başvuruma cevap geldi. Ne yazık ki ikinci yerleştirmede de 200 bin öğrencinin talebine karşılık verememişiz, yaklaşık 200 bin öğrenci açıkta kalmış.

Değerli milletvekilleri, tabii ki her ile bir yurt yaptınız, bununla da övünüyorsunuz ama her ile bir üniversite yaparken yanına bir yurt yapmayı da düşünemediniz mi? Bence düşündünüz. Devletimizin buna gücü yetmez miydi? Elbette ki yeterdi ama siz bilerek, isteyerek Türkiye'deki binlerce genci cemaatlerin, tarikatların kucağına ittiniz. Bugün eğer Türkiye'de cemaat ve tarikatların yurt sayısı devlet yurdundan fazlaysa bunun sorumlusu on dokuz yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıdır. (CHP sıralarından alkışlar)

Tabii, sadece yurt bulmakla bitmiyor değerli arkadaşlar, bir de yurtlardaki mevcut duruma bakmak lazım. Adalet ve Kalkınma Partisinin PR ajansı çalışıyor, reklamlar çekiliyor, televizyonlarda yayınlanıyor. Bakan her kürsüye çıktığında diyor ki: "Mükemmel yurtlarımız var." Herhâlde Sayın Bakan son birkaç yıldır hiçbir yurda uğramamış.

Değerli arkadaşlar, bakın, bu, sosyal medyadaki en popüler yurtlardan biri: Zonguldak Öğrenci Yurdu. Alttaki de ne biliyor musunuz? İsveç'te bir hapishane. Hani Sayın Cumhurbaşkanı diyordu ya "1 kişilik, 2 kişilik, 3 kişilik..." Vallahi ben burada 1 kişilik, 2 kişilik, 3 kişilik değil; aynen benim on altı yıl önce kaldığım gibi -biraz daha büyüktü bizim oda- ranzalı, 4 kişilik, daracık bir oda görüyorum ve bir adım yol alamadığınızı da buradan tekrar bütün herkesle paylaşıyorum. Tabii ki sadece yurt odalarında üçüncü yatağın yanına dördüncü yatağı atarak yurt sorununu çözdüğünüzü düşünüyorsanız, büyük televizyon kanallarında reklamlar göstererek yurt sorununu çözdüğünüzü sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Bir de hijyen meselesi var, temizlik meselesi var. Öğrencilere reva gördüğünüz yastıklar, çarşaflar, yataklar ne yazık ki kir içinde değerli arkadaşlar. Diyeceksiniz ki "Onursal, hijyenin sağlanmadığı bir ortamda internetten mi bahsedeceksin?" Evet bahsedeceğim. Bugün yurtlarda öğrencilerin internetine 16 gigabayt kota sınırı koydunuz. Lafa geldi mi diyorsunuz ki "Bilişim çağı" lafa geldi mi diyorsunuz ki "Yapay zekâ stratejisi." lafa geldi mi diyorsunuz ki "Uzay programı hazırlıyoruz." ama işe geldi mi... Size yetiyor mu 16 gigabayt internet de öğrenciye yetsin? Öğrenci 16 gigabayt internetle uzaktan eğitime mi katılsın, sosyal medyaya mı girsin, araştırma mı yapsın, film mi izlesin?

Değerli arkadaşlar, dün Muğla'dan bir öğrenci kardeşimiz yemekhane fotoğraflarını gönderdi. Bakın, 20 yaşındaki öğrencilerin kahvaltısı. Yemekhanedeki sıralardan bahsetmiyorum. Aynı zamanda yemekhanedeki sıraların yanında öğrencinin geçen yıllardaki porsiyonunun küçültüldüğünden bahsediliyor. Her fırsatta "İtibardan tasarruf olmaz." diyenler, her fırsatta çıkıp "Mangoyu kurutarak tasarruf edeceksiniz." öğüdü verenler öğrencinin iki lokmasına göz dikmişler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAHAR AYVAZOĞLU (Trabzon) - Doğru bilgi vermiyorsunuz, kürsüden insanları yanıltıyorsunuz.

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, devri iktidarınızda, on dokuz yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında tablo ne biliyor musunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Tablo şu: Üniversiteyi kazanan öğrenci sokakta, yurt yok, üniversiteyi bitiren öğrenci de sokakta, aynı bankta oturuyorlar.

Değerli arkadaşlar, eskiden anne baba derdi ki "Ceketimi satarım, oğlumu, kızımı okuturum." Ceket bırakmadınız ki satsınlar, ceketi de yok insanların.

Şimdi bu önergeye "hayır" vereceksiniz biliyorum ama ben buradan genç kardeşlerime söz veriyorum, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında hiçbir anne baba çocuğunun geleceğinden endişe duymayacak; ne yer, nasıl okur, nerede kalır diye düşünmeyecek, öğrencilerin tek ödevi okuyup, derslerine çalışıp bu ülkeye yararlı evlatlar olmak olacak.

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)