GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:3
Tarih:06.10.2021

CHP GRUBU ADINA AHMET AKIN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Efendim, bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz Paris İklim Anlaşması'nı geç de olsa atılan tarihî bir adım olarak kabul ediyoruz. Neden? Çünkü Paris İklim Anlaşması dünyanın, iklim değişikliğiyle ilgili olan en önemli birlikteliğidir, beraberliğidir. Beş altı yıl gecikmeli dahi olsa ki bu süreçte Eritre, İran, Irak, Libya, Yemen'le aynı kategoriye gelecek noktaya kadar gelmiş dahi olsak buradaki bütün partilerle, AK PARTİ iktidarının yanlışından dönmesini hep birlikte oylayacağız ve bu şekilde o ayıptan da kurtulmuş olacağız.

Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu anlaşma gündeme geldiğinden beri her platformda bunu anlatıyoruz, bilgilendiriyoruz. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemiz hazırlandı. Bu beyannamemizin 10'uncu maddesinde aynen şöyle diyor: "Gelecek nesiller için ekosistem hakkı korunacaktır." Bunun açılımı nedir? "Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız. Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyaya doğma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin hakkıdır. 'Sürdürülebilir Yaşam' anlayışı ışığında bu hak Anayasal güvence altına alınacaktır." diyor; bunu biz söylüyoruz İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde, Genel Başkanımızın liderliğinde hazırlanan tabloda.

Şimdi, tabii, asıl iş şimdi başlıyor değerli arkadaşlar. Yapılması gereken çok iş var, çok konu var. Acaba bundan sonra AK PARTİ iktidarı yine kulağının üzerine mi yatacak yoksa yapması gereken çalışmaları yapacak mı? Çünkü beş altı yıl geçti, şu ana kadar yapılan bu çalışmalarda ne oldu, ne bitti, bilmiyoruz. Dün Sayın Bakan Yardımcıları da bürokrat arkadaşlar da sunumlarını gayet güzel yaptılar. Orada uzun süren müzakerelerin nedenini gerçekten merak ediyoruz, burada da sizlerin huzurunda tekrar sormak istiyorum. O süreçte nasıl yol katettik, ne yaptık; onları da duymamız lazım.

Şimdi, Sayın Erdoğan bu anlaşmanın onaylanmasını bir müjde olarak açıkladı. Şimdi, "müjde" deyince, gerçekten, normalde iyi bir şey olması lazım ama bizim Doğu Karadeniz'deki gazdan sonra "müjde" lafına karşı tedbirle yaklaşıyoruz. Neden? O zaman da "müjde" dediler, o zamandan bu zamana 38 kere zam yaptılar; 3 defa elektriğe, 8 defa doğal gaza, 27 defa da pompa fiyatına yansıyacak şekilde akaryakıta.

Soru şu: Sayın Erdoğan'ın "Yeşil Kalkınma Devrimi" diye duyurduğu müjde gerçekten bir müjde midir ve bunun içerisinde, yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde nükleer enerjiyi arttırmak da bir müjde midir? Bunu da soruyoruz. Neden? Çünkü enerjide bağımsızlığımızın ne kadar önemli bir nokta olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. Bunu yaşarken, tam tersine, bağımlılığı artıracak şekilde hem doğal gaz hem de nükleer olarak Rusya'ya bu kadar göbekten bağlanmanın ne kadar yanlış olduğunu sizler de biliyorsunuz. Hatırlayın, o zaman Sayın Erdoğan "Ey Putin!" dediği zaman Putin dedi ki: "Ey Erdoğan! Vanayı keserim." O zaman da Sayın Cumhurbaşkanı "Biz de tezek yakarız." dedi. Yani bu anlayışların bizi nereye götüreceğini sizlerin dikkatine sunmak istedim.

Bu anlaşmanın en önemli noktası enerji politikalarıdır. Emisyonun yüzde 70'inden fazlasını enerji üretimi sağlıyor ve ortaya oluşturuyor. Onun için bu anlaşmayla enerji, ulaşım, hatta ekonominin genelinde bir dönüşüm yapılacaktır. Düşük karbonlu ekonomiye geçiştir bu. Peki, sormak lazım, beş yıldan bu yana neler yaptınız? Şimdi, burada tabii, yapılacak olan işlemler var, yerine getirilmesi gereken kurallar var, bunları kabul ediyoruz. Bunları kabul ettiğimiz zaman bunların üzerindeki yük yine 84 milyon vatandaşımıza mı yüklenecek yoksa ne yapılacak? Vatandaşa yüklemeyin. Gerçek anlamda, vatandaşımızın artık faturaları kaldıracak hâli kalmadı. Şimdi, burada emisyon salınımının en önemli etkeninin enerji olduğunu söyledim. 2005 yılında Yenilenebilir Enerji Kanunu yürürlüğe girdi. O zamandan bu zamana güneş ile rüzgârdan toplamda 17 bin megavatlık bir enerji üretimi yapıldı; bunun 10 bini rüzgârdan. Şimdi, bu hızla giderseniz, kaplumbağa hızıyla bu emisyon hedefinize ulaşamayacağınız açık, net ortada. Böldüğünüz zaman yılda 1.000 megavata dahi gelmiyor. İnşallah, Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle iktidara geldiğimizde yenilenebilir enerjide gerçek anlamda devrim nasıl yaparız, hem sizlere hem de yüce milletimize göstereceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bakın, 2020 yılında hem rüzgâr hem güneş toplamda elektrik üretim talebinin sadece yüzde 12'sini karşıladı. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde de en büyük katkıyı yüzde 26 oranıyla hidroelektrik aldı fakat 2021'de hidroelektrik yüzde 40 iken gelinen kuraklıklarla bu düştü yüzde 19'lara ve hızla ama hızla düşmeye devam ediyor; işte iklim krizi budur. Bu süreçte de enerjide rüzgâr ve güneşin etkisi de ne oldu? Yüzde 13'e düştü yani o kadar bir payı oldu.

En son yayınlanan emisyon envanterine göre de elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonlar 139 milyon tondur. Bu ortaya konulan projeksiyonlarda 2030 yılına geldiğimizde bu rakam tam 200 milyon tonu bulacak yani artıyor. Bunun için önlemlerinizi duymak istiyoruz. Dün Sayın Bakan Yardımcıları şunu Komisyonda söyledi, dedi ki: "Dünyamızda, dünyada son yirmi yılda yaşanan felaketlerin yüzde 91'i iklim değişikliği." İşte burada, sanki... On dokuz yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? AK PARTİ yönetiyor; işte onun için bu önlemleri de sizin almanız gerekir.

Birkaç sorumuz olacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının "net sıfır emisyon" hedefiyle ilgili çalışması nedir? Çok önemli. İktidarın "net sıfır emisyon" hedefiyle ilgili hedefi ve yol haritası nedir? 2015 yılında Paris İklim Zirvesi'ne sunulan Ulusal Emisyon Azaltım Niyet Beyanı uluslararası camiada maalesef yetersiz bulundu. Peki, o günden bu yana yapılan çalışmalar neler oldu? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Türkiye'nin çimento, seramik, demir çelik gibi karbon salınımı çok yüksek olan bu sektörlere uygulayacağı yol haritası nedir? Yine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Performans Programı'nda 2023 yılında fosil yakıta dayalı kurulu gücün artacağı söylendi. Şimdi, bu ne yaman çelişkidir; birisi "Fosil yakıtlar artacak." diyor, birisi de "Emisyonu azaltacağız." diyor. Bunları duymamız lazım. Tabii, bu çarpıklıkları duyuyoruz. Daha önce Sayın Erdoğan "2023'te doğal gazı veriyoruz." dedi. Sayın Bakan da "2027'de veriyoruz." dedi. Kime inanacağımızı biz de şaşırdık.

Şimdi, biz ne yapıyoruz değerli arkadaşlar? Bakın, bu bizim çok öncesinden hazırladığımız enerjide yeşil dönüşüm belgemiz. Bunu hem büyükelçiliklerle hem arkadaşlarımızla hem de kamuoyuyla paylaştık. Ne yapacağımızı söyleyeceğiz. Bizler -ki yeşil mutabakat konusu çok önemlidir, yeşil mutabakat ülkelere özgü yapılır, bir terzi gibi dikilir- kendi yeşil mutabakatımızı, Türkiye'ye özgü yeşil mutabakatı inşallah hazırlayacağız. Bütün yapı ve işlevleri baştan aşağı gözden geçireceğiz. Yenilenebilir enerjiyi odağımıza koyacağız. On dokuz yılda 17 bin megavat yenilenebilir enerjiyi yapmak rüzgâr ve güneşte inanın bir marifet değil. Onun için bu konuyla ilgili yenilenebilir odağımızı alıp ona göre hareket edeceğiz. Enerji kooperatiflerini kuracağız. Değerli arkadaşlar, enerji kooperatifleri çok önemli. Mahallelerin, sanayinin, ticarethanenin kendi elektriğini üretmesinin önünü açmamız lazım. Enerji Bakanlığı ne yaptı? Kapattı. Yönetmelik değişikliği yaptı. Bunun da derhâl açılıp enerji kooperatiflerinin önünün açılması gerekiyor. 2007 yılında enerji verimliliğiyle ilgili yine AK PARTİ'nin bir çalışması oldu. Geldiğimiz nokta neresi? 2007 yılından bir adım öne gidemedik. İşte, Türkiye'nin en büyük enerji kaynağı, yerli, yenilenebilir, temiz enerji tasarrufu yani enerji verimliliğinde çok ama çok dikkate değer şekilde ilerlememiz gerekiyor ve çok önemli olarak, Türkiye'nin düşük karbonlu kalkınma stratejisini hazırlayacağız. Soruyorum: Sizin hazırladığınız programda Türkiye'nin düşük karbonlu kalkınma stratejisi nedir? Bunu duymamız lazım, bunu onaylayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

AHMET AKIN (Devamla) - Çok da memnun oluyoruz, büyük bir hatadan dönülüyor, tarihî bir gün ancak bunun yol haritasını hem bizlere hem de bu ekosistem hakkı olan evlatlarımıza daha iyi bir Türkiye, dünya bırakabilmek için sizin yol haritanızı duymak bize memnuniyet verecektir. Aynı zamanda, son olarak da yeşil finans için altyapıyı biz oluşturacağız diye aylar öncesinde bunu açıkladık.

Değerli arkadaşlar, enerji, ekosistem, bunlar temel bir insan hakkıdır. Bunlara ulaşmanın yolu da işte sizlerle birlikte yapacağımız politikalarla olur.

Ben bu vesileyle Paris İklim Anlaşması'nın geciken onaylanmasının hayırlı olmasını diliyorum. Sizlere ve herkese saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)