| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/726) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 17 .06.2016 |
MURAT EMİR (Ankara) - Şimdi, burada ben Sayın Bakana yaptığı eksik açıklama için bile olsa öncelikle teşekkür edeceğim elbette ama kendisi eksik listeler vererek ve eksik açıklamalar yaparak kendisi açısından belki biraz daha korunaklı bir konum yaratıyor ama ben yine de ona bir soru sorarak başlamak isterim doğrusu.
Şimdi, o broşürleri dağıtanları "aşağılık" sıfatıyla tanımladınız ama o broşürlerin içeriği, aynı zamanda bir AKP'li milletvekili "Ben bunu Adalet Bakanlığının Genel Müdürlüğünden aldım, isteyen gelsin, baksın." dedi salladı iki defa, tatmin olmadı, okudu. Dolayısıyla, eğer burada samimiyseniz, bu işi yapanlara "aşağılık" derken samimi idiyseniz o milletvekili için de ve o belgeyi, belge denilen şeyi milletvekilinin eline veren grup veya gruba gönderen bürokratlarınız için de bir kelime kullanmanızı sizden özellikle istirham ediyorum.
Şimdi, hukuk devletini açık bir biçimde yaralıyoruz, hatta o hâle getirdik ki neredeyse hukuk devletinden bahsetme olanağımız bile kalmadı. Bakınız, cumhuriyetin nitelikleri arasında yer alan hukuk devleti bütün işlem ve eylemleri hukuka uygun, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdürmekle kendini yükümlü sayan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, yargı denetimine açık, yasaların üstünde, yasa koyucunun da uymak zorunda olduğu Anayasa'nın ve temel hukuk ilkelerinin bulunduğu bilincinde olan devlettir. Kişilere hukuk güvenliğinin sağlanması da hukuk devletinin ön koşullarındandır. Hukuk devletinde yasaların ilke olarak genel, soyut ve nesnel olmaları gerektiğinden bir statüye atanmış olan kişilerin bu hukuki statüde bir değişiklik olmaksızın hukuk güvenliklerini ihlal edecek biçimde yasama tasarrufunda bulunması Anayasa'ya açık bir aykırılık oluşturur. İşte, bu Anayasa'ya aykırılığı biz defaatle her maddede açık bir biçimde vurgulamak zorundayız Sayın Başkan.
BAŞKAN - İmza, Anayasa Mahkemesi ve Yekta Güngör Özden. Doğru mu?
MURAT EMİR (Ankara) - Yok.
BAŞKAN - Anayasa Mahkemesi kararını okudunuz.
MURAT EMİR (Ankara) - Kararı değil efendim bu.
BAŞKAN - Anayasa Mahkemesi kararı. "Hukuk devleti" tanımı Anayasa Mahkemesi kararından alıntı bir tanımdır, Yekta Güngör Özden yazmıştır.
MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sağ olun.
MURAT EMİR (Ankara) - Şimdi, burada yapılan kanun yok hükmünde. Bunun mutlaka tespit edilmesi gerekiyor çünkü burada, bakınız, çok ağır bir sakatlık var ve bu çok ağır bir sakatlıkla malul olan yasaların yok hükmünde sayılması gerekir. Ben çok vaktinizi almamak için burada yok hükmünde saymanın Anayasa'da olup olmadığı konusunda bir değerlendirmeye girmek istemem. Ama burada Danıştay ve Yargıtayın yapısı ve işleyişine ilişkin tüm kuralların ihdasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin kullanabileceği takdir yetkisi, klasik kamu hukuku, kamu kurumlarının organizasyon yapısı ve işleyişine ilişkin takdir yetkisinden farklıdır. Dahası farklı da olmak zorundadır. Nitekim, bu farklılığın gerekliliği Anayasa'nın 159'uncu maddesinin birinci fıkrasında mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik teminatı ilkelerine gönderme yapılmak suretiyle açık bir biçimde ifade edilmiştir. Dolayısıyla, burada Danıştay ve Yargıtayın yapısıyla ilgili böylesine değişiklikler yapılırken aslında olmayan bir yetki kullanılıyor ve yetki yönünden de ağır bir sakatlık içeriyor ve bu nedenle de aslında yok hükmünde sayılması gereken bir yasayı madde madde konuşuyoruz. Bunu ifade etmek istedim.
Teşekkür ederim.