Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Tarım ve Orman Bakanlığı b) Orman Genel Müdürlüğü c) Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ç) Türkiye Su Enstitüsü d) Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .11.2024 |
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Tarım ve Orman Bakanlığımızın kıymetli bürokratları, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Şüphesiz, Tarım ve Orman Bakanlığımız görev ve yetki alanı bakımından oldukça geniş bir alana hitap etmektedir ve elbette bu geniş alan gün geçtikçe stratejik önemini artıran bir alan olmaktadır. Dolayısıyla küresel gerilimlerden, ekonomik dalgalanmalardan, döviz kurlarındaki oynaklıklardan en çok ve en hızlı etkilenen kesim olan çiftçilerimizin, hayvancılıkla ve ormancılıkla iştigal eden vatandaşların korunması sadece bir ihtiyaç değil stratejik olarak da bir zorunluluktur. Elbette, devletimizin geride bıraktığımız süreçte çiftçilerimize ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza verdiği destekler malumumuzdur ama bugün burada cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılının 2'nci bütçesini görüşürken bazı kronikleşen sorunlara da yapıcı şekilde dikkat çekmek gerekliliği de bir muhakkaktır.
Tarım sektörünün sorunlarının başında gelen tarımsal girdi fiyatlarının düşürülmesi, hakkaniyetli bir ticaret mekanizmasının üreticilerimizi de tüketicilerimizi de gözeterek tesis edilmesi önem arz etmektedir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin "Çiftçi demek helal kazanç, alın teri ve emek demektir. Çiftçi demek üreten ve hayatın zorluklarına direnen, adanmış yürek demektir." ifadesiyle tanımladığı çiftçilerimize 2024 yılı bütçesinde verilecek destek yüzde 44,4 artırılmış ve 91,5 milyar liraya çıkarılmıştı. Bu önemli destek çiftçilerimizi bir nebze olsun rahatlatsa da Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda sektörün sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması en önemli önceliğimiz olmalıdır.
Sayın Bakanım, seçim bölgem İzmir Türkiye'nin incisi, Ege Bölgesi'nin ticaret merkezidir. Dolayısıyla İzmir ekonomisinde tarım sektörünün önemli bir yeri vardır. İzmir tarımıyla bağlantılı sektörler ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesinin sadece Ege Bölgesi'nin değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin de büyümesinde önemli rolü olduğu tartışmasızdır. İzmir'in toplam tarım alanı yaklaşık 322 bin hektardır. Bununla beraber, 455 bin hektar orman ve 50 bin hektar da çayır, mera arazisi mevcuttur. İzmir yüz ölçümümüzün yaklaşık yüzde 28,4'üne karşılık gelen tarım alanının yüzde 42'sini tarla, yüzde 28'ini zeytin, yüzde 11'ini sebze, yüzde 10'unu meyve ve yüzde 3,6'sını bağ alanları oluşturmaktadır. Bu alanların yaklaşık yüzde 60'ı sulanabilmektedir. Bu oranın artırılması gerektiği de ortadadır. Ayrıca, ilimizde 200'ün üzerinde çeşitli bitki yetiştirilmektedir. Su ürünleri potansiyeli de yüksek ilimizde öne çıkarılan tarım faaliyetlerinin başında süt üretimine dayalı süt sığırcılığı ve koyun, keçi yetiştiriciliği gelmektedir. Şehrimizde 293 adet tarımsal kooperatifin bulunması bu manada İzmir'in hem tarımsal bilince hem de üretime olan katkısını gözler önüne sermektedir. Bu durumda, tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlayan vatandaşlarımızın sayısı da ortadadır. İzmir nüfusunun yüzde 15'i diğer bir ifadeyle yaklaşık 150 bin aile tarımsal faaliyetlerle iştigal etmektedir ve elbette bu durum tarımsal üretim değeri konusunda da İzmir'i ülkemizde ilk 5 ilden biri yapmaktadır. 2021 yılı itibarıyla İzmir'in 18,8 milyar TL tarımsal üretim değeriyle ülke sıralamasında 4'üncü sırada yer aldığı da bilinmektedir. Tarımsal ürün ihracatı ise 3 milyar dolara dayanmıştır. Bu rakamların çok daha yukarılara taşınması için İzmir'imizin potansiyeli ve tecrübesi de vardır. Bu konuda gerekli desteği de sizden görmektedir.
2025 ve 2027 yıllarında yeni bir modele geçilecektir. Bu model kapsamında bölgemizin katma değeri yüksek ürünleri olan pamuk, zeytin ve zeytinyağı desteklerinin yeterli düzeyde olmadığı üreticilerimiz arasında genel bir kanaattir. Bu sebeple zeytin ve zeytinyağı gibi ürünler sadece temel destek kapsamında değil, stratejik ürün kapsamında değerlendirilmelidir. Pamuk üretiminde ise kütlü pamuk için destekleme tutarı dekar başına 549 TL olarak belirlenmiş, bu desteğin yalnızca yurt içinde üretilen ve sertifikalandırılan tohumların kullanılması şartıyla verileceği ifade edilmiştir. Ancak bu durumun pamuk, zeytin ve zeytinyağı üreticileri için artan girdi maliyetleri ve pazar dalgalanmaları gibi etkenler nedeniyle üretimde yetersizlik ve kalite sorunlarını ortaya çıkaracağı endişesi doğurduğu sektör temsilcileri tarafından da ifade edilmektedir. Risk belirsizliklerinin minimize edilmesi için katma değeri yüksek olan stratejik ürünlere pozitif ayrımcılık yapılması beklentiler arasındadır. Tarımsal üretime dair düşük faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırılmasına ilişkin kararda yer alan yenilenebilir enerji yatırımlarına sübvansiyonlu kredi uygulamasındaki sübvansiyon oranlarının artırılması ve mümkünse faiz oranlarında ayrıca bir indirim uygulanması da faydalı olacaktır. Tarımsal sulamada kullanılan elektrik girdisinde çiftçilere özel daha uygun fiyatlı tarifeler uygulanması, tarımda teknoloji kullanımının daha fazla desteklenmesi ve teşvik edilmesi de önem arz etmektedir.
Diğer bir husus ise pamuk tohumu çeşitlerinin fazla olması, üreticilerin farklı nedenlerle bölgelerine ve iklimlere uygun olmayan tohumlar kullanmalarıdır. Bu durum, homojen olmayan pamuk üretimine, kalite kaybına ve renk bozukluklarına yol açmakta, zincirleme bir şekilde pamukla birlikte pamuktan üretilen ürünlerin de kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır. Yeni sezonda pamuk ekimlerinin azalmaması amacıyla prim miktarlarının ve desteklerinin artırılmasının yerinde olacağı düşüncesinde ve beklentisindeyiz.
Bir diğer konu ise zeytin ve zeytinyağındaki tağşiştir. Bu durum, sektörde güven kaybına yol açarak gerçek zeytinyağı üreticilerini zor durumda bırakmaktadır. Elektronik alışveriş platformlarındaki denetimlerin bu manada artırılması çok önemlidir.
Sayın Bakanım, ülkemiz içme suyu ve tarımsal sulama suyu açısından zengin bir ülke değildir. Buna rağmen, çeşitli gerekçelerle birçok bölgede vahşi sulamanın devam ediyor olması, yeni stratejilerin ivedilikle uygulamaya geçirilmesini zaruri kılmaktadır. Bu manada, çiftçilerimizin damla sulama sistemine geçişiyle ilgili verilen teşviklerin artırılması, vatandaşlarımızın var olan teşviklerden faydalanabilmeleri için yönlendirilmesi oldukça önem arz etmektedir.
Ayrıca, su kaynaklarının layıkıyla değerlendirilebilmesi ve tarımsal üretimin artırılması için gölet sayılarının çoğaltılması önemli görülmektedir. Bu minvalde ifade etmem gerekir ki Kınık ilçemizin Cumalı ve Arpadere Mahalleleri, Torbalı'nın Dirmil ve Karabağlar'ın Esentepe Mahallesi, Menemen'in Kemal Atatürk Mahallesi ve Bergama ilçemizin Ürkütler, Çamavlu ve Örenli Mahallelerinde vatandaşlarımız sulama göleti konusunda beklenti içindedirler. Diğer yandan, Kınık ilçesinin Aşağı Mahallesi'nde bulunan Boy Deresi'nin, Değirmencieli Mahallesi'nde derelerin, Dikili ilçesine bağlı Çandarlı Mahallesi'ndeki Sarı Azmak Deresi'nin, Kocaoba Mahallesi'ndeki derelerin, Bergama ilçesine bağlı Karalar Mahallesi'ndeki derelerin, Bayındır ilçesine bağlı Yenice Mahallesi'nde bulunan Kanlıdere'nin, Demircilik ve Canlı Mahallelerinde dere yataklarının, Kemalpaşa ilçesine bağlı Kızılüzüm Mahallesi'ndeki derelerin, Tire ilçesine bağlı Yeğenli Mahallesi'ndeki derelerin ıslahı da vatandaşlarımızın talepleri arasındadır.
Sayın Bakanım, son olarak... Veteriner hekim potansiyelimiz yüksektir ancak maalesef, 14 bin veteriner hekimimiz KPSS'ye girmekte ama 400'ü atanabilmektedir. Bu sayının yükseltilmesi, hem hekimlerimiz hem de elimizdeki dinamiklerin etkin bir şekilde kullanılması açısından önemlidir diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Bitiriyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - 2025 yılı bütçemizin devletimize, milletimize ve Tarım Bakanlığımıza hayırlara vesile olmasını diliyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir önemli konu daha var, şunu da arz etmek istiyorum: Stratejik bölgelerdeki tarım alanlarının yabancı şirketlere kiralanma şartı, yüzde 50'sinin Türk olması kaydıyla verildiğini biliyorum. Bu oranın tekrar gözden geçirilerek, özellikle stratejik bölgelerdeki tarım arazilerimizin yabancılara kiralanmaması konusunda bir desteğinize ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Teşekkür ediyorum Sayın Osmanağaoğlu.