MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli üyeler; şimdi, biz burada neyi tartışıyoruz özü itibarıyla sabahtan beri, dünden beri neyi konuşuyoruz? İşin özü şu: Sayın İyimaya çok iyi bir biçimde açıkladı, o paragrafından ben de burada alıntılar yaptım, "konsensüs" demiş, o zaman konsensüs olmamış, bugün de yok; işte büyük bir hukuk reformu yapılması gerektiğini ifade etmiş, bunları yapamadığımız çok açık ortada ve bunun dışındaki çözümlerin de çok indirgemeci olacağını söylemiş, işte indirgemeci bir çözümle karşı karşıyayız.

İşin özü şu: Açık konuşalım, kendinize göre bir yargı oluşturmak istediniz, kendinize yakın hâkimleri atayarak Türkiye'yi kendinize göre yönetebileceğinizi, yargıya her türlü baskıyı, her türlü emri verebileceğinizi düşündünüz, ona göre bir yargı yaratmak için de değişiklikler yaptınız ama o seçtiğiniz kişiler istediğiniz gibi olmadı, aranızda bir kavga çıktı. Bunu ayrıntılandırmaya gerek yok ama bir sorununuz var, bir grubu aldınız, taşıdınız ama bugün o grupla bir sorununuz var.

Şimdi, önümüze de getirmişsiniz, sözlü...

BAŞKAN - Sizin yok mu o grupla sorununuz?

MURAT EMİR (Ankara) - Efendim?

BAŞKAN - Sizin de var mı o grupla sorununuz?

MURAT EMİR (Ankara) - Bizim onlarla da var, sizinle de var hiç şüphesiz ama madem bizim onlarla sorunumuz var, "Gelin, yan yana gelelim, hukuka aykırı olarak şunları bir azledelim, hukuksuz bir biçimde gönderelim, ondan sonra halleşiriz." diyemeyiz. Bakın, bu yöntem yanlış; ben burasındayım işin.

Şimdi, burada, bir yazılı sınav şartının yanına sözlü sınav getiriyorsunuz. Bunun için anlatıyorum. Siz sabıkalısınız, siz beş yıl içerisinde -seçtiğiniz hâkimler zaten kendi tespitiniz- diyorsunuz ki: "Bunlar olmadı, yanlış oldu, hatta yaptık." Nasıl yaptınız bu hataları? Mülakat sınavlarıyla yaptınız, mülakat sınavları marifetleriyle yaptınız Sayın Bakanım.

Dolayısıyla, şimdi, aynı hatanın aynısını tekrar ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Bu sefer olmayacak, biz çok iyi niyetliyiz, artık olmayacak." Buna nasıl güvenebiliriz? Yani objektif kriterlerle sınav yapıyorsunuz, yazılı sınav yapıyorsunuz yani burada, siz, tekrar kendinize göre kadrolaşacağınızı aslında ifşa etmiş oluyorsunuz. Bu nedenle son derece yanlış bir düzenleme.

Bence, en azından, hep söylüyoruz ya öz eleştiri, işte geçmişte yaptıklarınızla yüzleşme meselesi, hiç olmazsa bu sefer yapmayın, madem iyi niyetlisiniz, madem "Artık şu yargıdan herkes elini çeksin." diyorsunuz, madem "Geniş bir reform yapalım, kapsamlı olsun, indirgemeci olmasın, ortak akıl olsun." diyorsunuz, e, bu sözlü sınav neyin nesi? Bunu kaldırın buradan, buna gerek yok. Objektif kriterlerle sınav yapalım, liyakat esasına göre de hâkim, savcı seçelim.

Şimdi, ben biraz önce konuşmamda kusura bakmayın bir yanlışlık yaptım bu gecenin ilerleyen saatinde, evet, Danıştayla ilgili bir konu, Yargıtayı da söyleyerek ama yine de bunu bir dikkatinize sunmak isterim. Şimdi, Danıştayın yapısı 90'a inecek. Anayasa'mız diyor ki: "Dörtte 1'ini Cumhurbaşkanı atar." 90; 4'e bölünmüyor.

DANIŞTAY 17. DAİRE BAŞKANI ENVER KAYA - Boşalan kadronun dörtte 1'i.

MURAT EMİR (Ankara) - Ama sonunda dörtte 1'ini cumhurbaşkanı atamış olması gerekmiyor mu?

DANIŞTAY 17. DAİRE BAŞKANI ENVER KAYA - Her boşalan 4'ün 1'ini Cumhurbaşkanı...

MURAT EMİR (Ankara) - Ama bakın, en son nihayetinde, 2022 yılında örneğin yani bu işler bittikten sonra mevcut 90 üyeden dörtte 1'ini Cumhurbaşkanının atamış olması gerekecek ama 90; 4'e bölünmüyor. Ben anlayamıyorum, kusura bakmayın. Ben anlayamadım burayı.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - İzniniz olursa... Şimdi, boşalan 4 üyeden 1'ini Cumhurbaşkanı atıyor. Dolayısıyla 4 üye boşaldıkça atanacak. Yani o ortalamanın, aynı anda boşalmadığı için, 4'e bölünmesi...

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Bakan, bitti, bu süreçler bitti, mesela 2030 yılında, 2030 yılına geldik. 90 üyemiz var.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bakın, şu anda, 195 sayı, zannedersem, o da 4'e tam bölünmüyor. Yani o boşaldıkça, dörtte 1 seçildiği için herhangi bir sıkıntı bugüne kadar hiç olmamış.

MURAT EMİR (Ankara) - Olur, kesinlikle olur. Bakın, 2030 yılında bu süreçler biter, her şey hallolur, 1 üye eksilir, 2 üye eksilir, 88'i vardır, o 2'sini kimin atayacağı konusunda tartışma çıkar çünkü "dörtte 1'i" bölünmüyor yani bu rakam, bu düşünülmemiş.

BAŞKAN - O zamana kadar 10 kere değişir ya.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - 4'ü boşalmadan seçilmiyor. 4'ü boşaldığında onları Danıştay, HSYK'ya, o da sayıyı Başbakanlığa bildiriyor. 3'ünü HSYK seçiyor, 1'ini o seçiyor. Yani 2 tane boşaldığında seçim yapılamıyor.

MURAT EMİR (Ankara) - Tamam, anladım Sayın Bakan. Aynı itirazım gene geçerli. Bakın, 4 tane boşalmış olsun. Yani 4 tane boşalmış olmaz, daha fazla olur. Bunu çok uzatmaya gerek yok ama yani kâğıt kalemle bakarsanız burada bir matematik hatası, çok açık hata yapılıyor.

Ben ayrıca konuşacağım sizinle.