| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/721) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .06.2016 |
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sağ olun Sayın Başkanım. Sayın Başkanım, tekrar teşekkür ederim.
Olduğum yerden, kaldığım yerden devam edeyim. Öncelikle, şunu söyleyeyim Başkanlık Divanındaki arkadaşlara: Benim söylediğim şeyler size aykırı gelebilir, siz bunu hiç beğenmiyor da olabilirsiniz hatta ben cahil olabilirim çünkü -maalesef parlamenter sistemin ama asaleti deyin, ama zafiyeti deyin- buraya bir çiftçi de gelebilirdi değil mi seçilerek ve Millî Eğitim Komisyonuna da atanabilirdi. Ben hiç bu millî eğitimden anlayamıyor da olabilirim. Size düşen görev, saygıyla sonuna kadar dinlemektir ben küfür etmedikçe, hakaret etmedikçe. Size ironik gelebilir, beğenmeyebilirsiniz, aykırı gelebilir, bir öneride bulunuyorum, bir yere atıfta bulunarak bunu diyorum; bunun adına siyaset deniyor. Çünkü, gündemimiz öğretmenler olduğu için onunla ilgileniyorum. Dolayısıyla da ona yapıyorum. Ben hep onunla ilgileniyorum diye siz onu şov zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Onun adı bizde bir konuya ihtisaslaşmadır. Siz nereden biliyorsunuz? Belki Gaye Hocam sadece üniversiteler bölümünü, Mustafa Hocam belki sadece akademisyenlerin sorunlarını, belki Mustafa Hocam liseleri, ben öğretmenleri aldım. Bu bir ihtisaslaşma meselesi. Belli konuyla ilgilenenlere belli konuda mesajlar geliyor. Benim görevim ne? Biz vekiliz. Yani, beni burada halk seçmiş, âdeta ücretini de ödeyerek, avukat gibi, vekâlet ücretini ödüyor bana aylık, ben onlar adına vekâlet ediyorum. Her söylediğim kendi fikrim olmak zorunda da değil. Benim görevim, bana gelen insanların, milletin, çocukların, öğretmenlerin, halkın, mahallemdeki insanın görüşlerini, düşüncelerini aktarmak. Parlamenter sistem bu değil mi? Ben aktarırım, siz de karşı görüşünüzü söylersiniz. Ben bunu aktarırken de hiç kafamın arkasında bir hesap, plan, bir şey yapmıyorum. Ben rektör değilim, yönetici değilim, iktidar grubunda değilim, bir yere adam alamam, atayamam, bir yere torpil yapamam. Ben sadece milletten geleni aktarıyorum. Ha, sen milletten geleni beğenmiyorsan o ayrı ama böyle her şeye... Ben burada hiçbir arkadaşıma gerçekten "sen" ifadesini kullanamam. Ya, sonuçta hepsi belli bir zorluklarla buraya gelmişler. Ha, eleştiririm, "Olmaz öyle şey." derim, takılırım bazen ama böyle her... Bir şey söyleyeyim: Bir de bir insan sıkıştığında, zora düştüğünde fikre fikirle yanıt veremiyorsanız tek yapacağız şey hakaret etmektir. O yüzden, aslında bunu yapmakla benim o fikre karşı bir fikrim yok demek istiyorsunuz, o yüzden bu noktaya gelmeyelim.
Teşekkür ederim.