| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/721) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .06.2016 |
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Teşekkür ederim Başkanım.
Hocam, değerli arkadaşlar; yani aslında YÖK diyor ki: "Biz zamanında böyle çok yol verdik bazı arkadaşlara ve çok kolay oldu bu işler fakat şimdi bazılarına zaman içinde el konulması gerekebilecek -gelecekte bu durum var- biz de bu öğretim üyelerini ve vakıfları cezalandıracağız, kulaklarını çekeceğiz ama yazık bu çocukların bir günahı yok, bunlara bir çözüm bulalım ve bunların da yine paralarını alalım ama bir devlet üniversitesine gönderelim." Yani Türkçesi bu yasanın ama bu arada tabii, eğitim adaleti açısından, eşitlik açısından, fırsat eşitliği açısından düşünün, ben İTÜ'de girmişim, okuyorum sen daha düşük puanla geldin bir de paranla...
MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Puanına göre.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Peki, fark etmez, ama paranla. Peki, madem düşük puanla değil niye parasıyla okuyor? Yani o çocuklardan niye biri para veriyor, biri para vermiyor aynı yere?
MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Puanına göre.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tamam, girdin ama şöyle bir şey var: Ben belki de evime yakın diye ya da o üniversitenin öğretim üyelerine göre devlet üniversitesine girebilecekken üstelik isteyerek oraya girdim ve paramı da ödüyorum. Tamam da ben istemiyorum, bu çocukların günahı ne ki? Burada yapılması gereken... Yusuf Hocanın da endişesine katılıyorum, düşünün bazı vakıf üniversiteleri bunu gelecekte diye suistimal etmez mi? Bir vakıf üniversitesini en çok ayakta tutan nedir? Yani kapanırsak, bir şey olursak, batarsak bu çocuklar ne olacak endişesiyle işi sıkı tutmaya çalışacaklardır. "Yahu böyle bir yasa çıktı, nasıl olsa öğrencileri de alıyorlar başka yere." derlerse adam rahatça önce mallarını satar. Kaldı ki, görüyoruz ki sizin denetmenleriniz öyle her yere de giremiyor. Ya bu da nasıl bir şey onu bilmiyorum, isteyen denetmen istediği yere giriyor, istemeyen üniversite denetme kabul etmiyor. Ve malı satarlar, bitirirler, üniversitenin içini, boşaltırlar, sonra derler ki: "Biz battık, sizin kapatmanıza bile gerek yok. Biz battık, alın öğrencilerimizi." Yani giderek bunun yolu açılabilir. Yani bu özensiz, hızlı hazırlanmış, belli zaten, karalamaları var, cümleler düşük yani alelacele bir şey bu. Yani yazık, çok ciddi kararlar alıyoruz. Bir de hem hayatı kendinize de zorlaştırıyorsunuz, bir dolu öğrenciler gelecek, o ona başvuracak, o, ben, torpiller... Yani sizin iktidar milletvekilleri arayacaklar, işte sizi, müsteşarı rahatsız edecekler, araya insanlar koyacaklar, "Beni oraya yazdır, beni buraya aldır." bir sürü dert olacak. Onun yerine, yani küçücük dükkânlara bile kayyum atıyorsunuz, tamam, üniversiteye kayyumu atayın, devlet el koysun üniversiteye, devlet işletsin.
MUSTAFA İSEN (Sakarya) - Onu yapıyorlar zaten.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Tamam, onu yapın, hem böylece öğrenciler orada kalsın hem öğretim üyeleri... İşte oraya öğretim üyesi kadrosu da açın yani orayı istihdam edin yani o üniversiteyi sahiplenin. Tamam, o zaman buna gerek yok, maddeyi tümden çekebilirsiniz demektir bu.