AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben talep etmemiştim ama edecektim. Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Merhabalar Sayın Bakan. Uzun bir aradan sonra yine Komisyon bir torba yasayla karşı karşıya. Ben, torba kanunun yasama tekniği içeriği açısından problemlerine dair gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda daha önce sıklıkla düşüncelerimizi ifade ettiğimiz için bugün buradan tekrara girmeyeceğim. Ama acı olan şey, gerçekten bu torba kanunların ne zaman sonunun geleceğini, öyle sanıyorum ki Sayın Bakan, sizin de bilmeyişiniz veya Hükûmetin de bilmeyişi. Yani nerede bitecek? Bunun sınırı ne? Bakın, aklımıza şu geliyor Sayın Bakan: Şimdi, ilk kez iktidar olmuş bir siyasi parti gerçekliğiyle veya Hükûmetle karşı karşıya değiliz biz. Hani, sizden önce toplum ve dünya tahayyülü çok farklı olan bir iktidar olur, siz de halk oylamasıyla gelirsiniz, seçimle gelirsiniz ve kendi tahayyülleriniz doğrultusunda bir ülke özlemini dizayn etmek üzere toplumun, sosyal yaşamın, siyasal yaşamın, toplumsal yaşamın farklı alanlarına dönük seçimden önce vermiş olduğunuz sözleri yerine getirirsiniz. Bu anlaşılabilir bir şeydir. Bir defa, ilk kez iktidar olmuş bir parti gerçekliğiyle karşı karşıya değiliz. 15'inci yılına girmek üzere, 3 Kasımda 15'inci yılına girecek, on dört yılını tamamlayacak olan bir siyasi iktidar. Şimdi, on dört yıldır bu ülke yönetiminde tek başına iktidar olan bir siyasi parti şimdiye kadar yapmadığı değişiklikleri, hem de kökten değişiklik sayılabilecek, ekonomik yaşama dönük, çalışma yaşamına dönük, enerji piyasasına dönük, eğitim, sağlık, birçok alana dönük ve birbirinden bağımsız, hani, burada benzeşen çok yasa maddesinin olduğunu söyleyeyim. Bu anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü aynı alana dönük bir değişikliği öngördüğü maddeler bir araya getirilmiş. Ama burada bir darbe olmadı, bir iktidar değişikliği yaşanmadı, 15'inci yılında bir siyasi iktidar neden böyle köklü değişikliklere gider? İnsanın aklına gerçekten "Bir rejim değişikliği mi yapılıyor, ülkede bir rejim değişikliğine mi gidiliyor?" gibi bir şey geliyor. Ya değilse, on dört yıldır ihtiyacın hasıl olmadığı bu değişikliklere, neden 15'inci yılda böyle bir şeye ihtiyaç duyuluyor? Bu konuda biz anlamakta güçlük çekiyoruz. Gerçekten gerekçesini anlatabilirseniz biz de öğrenmiş oluruz, seviniriz.

Bir diğer husus: Bakın Sayın Bakan, 2016 yılı içerisinde, eğer yanılmıyorsam, bu 5'inci torba yasa.

BAŞKAN - 6.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ama biri aralıktaydı diye biliyorum ben, bir torba yasa aralıktaydı diye...

BAŞKAN - Bu yasama döneminde 6.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bu yasama döneminde 6 ama, 2016'da yanılmıyorsam 5'inci torba yasa.

Şimdi, ya, Allah aşkına, özellikle emekçilerin çalışma koşullarının düzeltildiğini iddia ettiğiniz değişikliklerde bile hep sermayeye dönük, sermayenin lehine düzenlemeler yapılıyor, aynen bu torba yasada olduğu üzere. Tümüyle iş, çalışma yaşamı, yatırım dünyasıyla ilgili. Ya bir denge vardır, bir işveren vardır, bir de emekçi kesimi vardır, ikisi arasındaki bir denge gözetilerek yapılır. Ama bu yasa maddesinin böyle, genel olarak tamamını okumaya çalıştım. Tamamı işverene, sermayeye dönük, onların yatırımlarını daha fazla kolaylaştıran. Bu da olabilir şüphesiz.

Sayın Bakan, az önce de söyledim, size göre, örneğin o zaman geriye dönük bir problemi ifade edeyim. Annelerin süt izniyle ilgili, çalışma yaşamında onlara kolaylık sağlayan, kadın emekçilerle alakalı düzenleme aslında onların çalışma yaşamındaki koşullarını zorlaştıran bir değişiklikti. Bakın, adı özellikle "Doğum yapan, birden fazla doğum yapan kadın çalışanların çalışma koşullarının düzenlenmesi adına, onların lehine" diye "Amaç" bölümünde yazılan husus bize göre özünde onların çalışma yaşamındaki alanlarını sınırlandıran, onları çalışma yaşamından koparan, daha fazla ev içine çeken bir tekniğe ve içeriğe sahipti. En nihayetinde, yine özellikle bu torba yasayla ilgili esasa geçildiği zaman bu konudaki düşüncelerimizi ifade edeceğiz ama bu çalışana karşı, emekçiye karşı sermayeyi koruyan ve kollayan bir öze sahiptir. Zaten torba yasanın getiriliş biçimiyle ilgili olarak son sekiz-dokuz aydır söylediklerimiz de orta yerde duruyor ve onları tekrardan dile getirmeye gerek yok.

Teşekkür ederim.