KOMİSYON KONUŞMASI

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tam kaldığı yerden devam etmek istiyorum. İşte, ailelerdeki suçluluk duygusu ve eksiklik olarak aşırı güven dediniz. Biraz da evet, sorumluluğu sadece ailelere bırakmamak ve kendimizde de, özellikle siyasilerde ve idari görevlilerde de aramak lazım bu sorumluluğu.

Şimdi, mutlaka yeniden düzenlenmesi gerekiyor ve önerilmesi gerektiğini düşünüyorum. Türk Ceza Kanunu 263'üncü madde, bu yasa dışı eğitim kurumlarıyla ilgili ceza öngören bir madde ve 2013 yılında kaldırılıyor bu ceza ve orada Başkanım -ben de İnternet'ten araştırırken gördüm- tutanaklarda aslında sizin de konuşmalarınız var, başka yine AKP milletvekili...

BAŞKAN - Ne diyor, aradan zaman geçti?

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Şöyle başlıyor yani: "İçiniz ferah olsun, rahatlayın diye bir şey ifade etmek istiyorum: Kaldırılan hapis cezası üç aydan başlıyor." Efendim, işte "millete güvenmek zorundayız, üç aylık ceza kaldırıldı diye hurra, herkes gitti, kaçak eğitim okullarına, kaçak kurslara çocuğunu okula başlattı diye bir şey yok, böyle bir Türkiye yok arkadaşlar."

BAŞKAN - Bunu ben söylemem.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Bu, Bülent Turan'ın herhâlde, sizin de var, hangisi olduğunu bilmiyorum ama.

"Bakınız, işte, hepimiz belli bir yaşta insanlarız. Hangimiz diploması tanınmayan, yasal olmayan okula evladımızı göndeririz? Allah aşkına, bu kadar korkmayın bu milletten." İşte "Su yerini bulur, siyasetin şiarı millete güvendir. İşte, bu yüzden daha sakin yaklaşalım." gibi şeyler var. Yok işte, "Burada sadece eylemi suç olmaktan çıkarılması söz konusu olup kanuna aykırı eğitim kurumu açan ve işletenler bakımından diğer kanunlarda yaptırımlar olacak." falan deniyor da, işte, Vali Bey'in söylediği derneklere 825 lira para cezası oluyor yaptırım da. İşte "Bunda endişelenecek, korkacak bir durum yok. Ceza kaldırılacak diye yarın yasaya aykırı onlarca eğitim kurumu açılacağı anlamına kesinlikle gelmez." falan, işte "Ne kadar özgürlükçü bir yaklaşım." falan... Böyle devam ediyor bu söylemler.

BAŞKAN - Bunlar benim konuşmam değil.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Kim söylüyor ama Nurhayat Hanım?

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tutanaklara bakın.

JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Bakın, bir şey söylüyorsunuz da hani Başkanı sanki şey yapıyor gibi ama sonra yok "Bülent Turan" dediniz.

BAŞKAN - Yok, benim cümlelerim değil onlar.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Yok, söyleyenler Bülent Turan, Yılmaz Tunç, Murat Göktürk.

BAŞKAN - Benim cümlelerim değil onlar, benim tutanaktan konuşmamı bulabilirsiniz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Neyse, sizin de arasında bulunduğunuz konuşma...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neyse, kimseyi yargılamayalım yani bu kalkmış. Yasa kalkmış, bunu bilelim yeter yani.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - İşte, bu tutanaklar devam ediyor, böyle konuşmalar geçiyor 2013 yılında...

BAŞKAN - Benim gerekçelerimi okursanız belki daha farklı...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - ...ve ondan sonra işte, yurtlar falan derken bu noktaya geliyoruz. O zaman yeniden bir yasal çerçeveye kavuşturacaksak kavuşturalım, denetlenecekse denetlensin. En azından testten geçirilmiş, denetlenen, bildiğimiz kişiler çalışsın buralarda. Onun dışında, bu yasal çerçeve dışında her kim, adı ne olursa olsun, bir yurt veya ev veya pansiyon, ne açıyorsa açsın ama en ağır şekilde cezalandırılsın. Bunu bir kere mevzuata koymak zorundayız çocuklarımızı korumak için.

Örneğin, bugün yine basında bir haber var, Karaman'da, bununla ilgili de bilgi istiyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yunus Emre Vakfı.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Evet, Yunus Emre Vakfıyla ilgili haberler var yani fiziksel şiddet yönünde ve kapatılmaya çalıştığı yönünde de bilgiler geliyor.

Örneğin, işte, yurtlarla ilgili çalışma yapılmıştı. Bu Cedit Yurdu bu kapsamda hangisine giriyor? Hani onu öğrenmek istiyorum.

KARAMAN İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜ ASIM SULTANOĞLU - Pansiyon yurt diyeyim.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Pansiyon mu? Hani, yani şu büyüklerle birlikte çocukların tamamen yasa dışı kaldığı yer.

KARAMAN İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRÜ ASIM SULTANOĞLU - Evet, belediyenin verdiği bir ruhsatla...

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Ama işte, biraz önce de konuştuk, 18 yaşından küçük hiçbir çocuk velisi yanında olmadan gidip pansiyonda, otelde falan kalamaz yani kalmamalı. Bunun da bir cezası olmalı ki bunları engelleyebilelim.

Ben Aile Bakanlığına da bilgi edinme yoluyla birtakım sorular sordum ama cevabını alamadım yani yarım yamalak aldım. İşte, bu taşeronu sordum, kaç tane taşeron elemanı çalışıyor, ihale şartnamelerinde ne gibi ölçüler var, çocuklarla ilgili kriterler var mı ihale şartnamelerinde? Hiçbirine cevap verilmedi. Bana sadece şu geldi: İşte, 0-3 yaş arasında her 3 çocuğa 1 bakım görevlisi düşüyor, 3-7 yaş arasında her 5 çocuğa 1 bakım görevlisi düşüyor. Bize hep böyle iyi yanları gösterilmeye çalışılıyor, biz de aradan böyle cımbızla eksikliği, yanlışlığı bulmaya çalışıyoruz ki sistemin neresi hatalı, orayı düzeltelim diye. Bu çok da övünülecek bir şey değil. Geçen Sincan'a gittiğimizde her 2 çocuğa, hatta 2 çocuk bile değil, 1,7-1,9 çocuğa 1 gardiyan düşüyor. Bu hakikaten trajik yani 900 çocuğa 1 rehber öğretmen, 2 çocuğa, 2 çocuk bile değil, neredeyse 1'e 1 gardiyan düşüyor, işte, 3 tane bebeğe 1 tane bakım görevlisi... Yani ben de bir anneyim, hani 1 çocuğa 3 kişi zor bakıyoruz. Bunları ortaya koyalım ve çözüm üretelim. Yani ailelere veya derneğe 825 lira para cezası kesmekle falan bu sorun çözülmez. Bu noktada eksikliklerimizi görüyorum. Özellikle Türk Ceza Kanunu'nun mutlaka ve mutlaka değiştirilmesi gerektiğini ve en ağır cezanın öngörülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu Yunus Emre-Cedit Yurduyla ilgili de bilgi istiyorum.

Teşekkürler.