KOMİSYON KONUŞMASI

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Teşekkür ederim.

Bence de bu yasa tasarısının 100 maddesinden en önemli maddelerinden bir tanesi çünkü neredeyse, yüzyıllardır süren bir meslek ve meslek mensuplarının yok edildiğini burada söyleyebiliriz.

20 milyon öğrencinin eğitim öğretim gördüğü, 1 milyondan fazla personelin istihdam edildiği ve bütçeden en fazla kaynağın aktarıldığı bu Bakanlıkta, yönetim süreçlerinden olan denetim hizmetleri, maarif müfettişlerinin eliyle yürütülmekte.

Çok köklü ve kendine özgü süzülmüş bir kültür üzerine oturan yaklaşık iki yüzyıllık geçmişi olan maarif müfettişliği, belirli bir öğrenime sahip olanların, müfettiş yardımcılığı sınavı sonucunda girilebildikleri ve belirli süreli bir meslek içi eğitimden sonra yapılan yeterlik sınavında başarı gösterilerek başlanılan, içinde kendine özgü ilerleme ve yükselme basamaklarının bulunduğu, ilerleme ve yükselmenin ehliyet, kıdem, özel eğitim ve yetişme koşullarına bağlandığı bir kariyer meslektir biraz önce Sayın Balbay'ın bahsettiği gibi.

Biliyorum, ne söylesek sizin fikrinizi değiştirmeyecek, ne söylesek yine bildiğinizi yapacaksınız ama hiç olmazsa, geleceğe, tarihe, tutanaklara not düşmek adına konuşuyoruz çünkü bir gün gelecek, maarif müfettişliğini tekrar kurmak zorunda kalacaksınız aynen daha önce bu tasarıyı değiştirdiğiniz gibi.

Gelecek nesillerimizin yetiştirilmesinde son derece hayati bir görevi yıllardır özveriyle yürüten maarif müfettişlerinin mesleklerini elinden alacak, moral ve motivasyonlarını bozacak, özlük haklarını yok edecek, hukuk devletimize olan güven duygularını zedeleyecek böyle bir uygulamayı kabul etmemiz mümkün değil. Kariyer meslek statüsünde yer alan maarif müfettişlerinin, kariyer meslek olmayan "eğitim uzmanı" kadrolarına atamasının, hukuk güvenliği bağlamında da kazanılmış haklara saygı ilkesine aykırı olacağı açıktır.

Hukuk güvenliği ilkesi, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda, önceden oluşmuş hukuksal durumların, sonradan yapılacak yasalarla değiştirilmesi, hukuktan beklenen güvenle bağdaşmayacaktır.

Maarif müfettişlerinin eğitim uzmanı yapılması Anayasa'mızda yer alan kazanılmış haklar bakımından hak gasbına sebebiyet verdiğinden, bu tarihî hatanın yapılmamasını ve bu girişimden vazgeçilmesini istiyoruz ve diliyoruz.

Bunun yanı sıra, Maarif müfettişlerine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın devlete eğitim konusunda kesin ve net görevler yüklenmiş. Bu görev Anayasa'nın 42'nci maddesinde belirlenmiş.

Yine, 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu'nun 17'nci maddesinde millî eğitimin amaçları yalnız resmî ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede, iş yerinde, her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılacağı belirtilmiştir. Resmî, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri, millî eğitim amaçlarına uygunluğu bakımından Milli Eğitim Bakanlığının denetimine tabidir. Aynı kanunun 56'ncı maddesinde "Eğitim ve öğretim hizmetinin, bu kanun hükümlerine göre devlet adına yürütülmesinden, gözetim ve denetiminden Millî Eğitim Bakanlığı sorumludur."

Anayasa'mızın ve yasaların devlete yüklediği gözetim ve denetim görevleri müfettişler tarafından yürütülmüştür. Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatının 18 milyon öğrenci, 60 bin okul, 1 milyon 200 bin öğretmen, yaygın eğitim kurumları, özel öğretim kurumları, motorlu taşıt sürücüleri kurslarının, rehberlik, teftiş ve inceleme soruşturması düşünüldüğünde şu anda 2.507 maarif müfettişi ile üç yılda bir olmak üzere istenilen düzeyde yürütülemezken, merkeze bağlı 500 bakanlık maarif müfettişiyle yürütülmesi imkânsızdır.

Müfettişlik sistemi üzerinde son yıllarda köklü değişiklikler yapılmış, ismi ve çalışma usul ve esasları değiştirilmiş, 1999 yönetmeliğinin 65'inci maddesinde "Teftiş hizmetleri, diğer idari görevlerden ayrı bir kariyer olarak düzenlendiğinden müfettiş ve müfettiş yardımcıları kendi istekleri dışında veya teftiş hizmetlerinin gerekleri ile bağdaşmayan sağlık, ahlaki veya mesleki yetersizlikleri belirlenmedikçe görevden alınamaz diğer görevlere atanamazlar." İlköğretim müfettişliği, 2011'de Eğitim Müfettişliği Yönetmeliği'nin 61'inci maddesinde "Müfettişler, müfettişlik görevlerinden alınmalarını gerektiren yargı kararı, haklarında yapılmış olan bir soruşturma sonucu getirilen teklif ya da sağlık kurulu raporu olmadıkça bu görevlerinden alınıp başka görevlere atanamazlar." denilmektedir. Eğitim müfettişliği, 4 Eylül 2011'de eğitim denetmeni, 2014 Mayısta da Maarif Müfettişleri Yönetmeliği'nin 65'inci maddesinde "Müfettişler, kendi istekleri dışında veya rehberlik ve denetim hizmetlerinin gerekleri ile bağdaşmayan herhangi bir sıhhi, ahlaki veya mesleki yetersizlikleri tespit edilmedikçe de görevden alınamazlar, idari görevlere atanamazlar." demektedir.

Maddelerle ilgili her değişiklikte müfettişlik mesleği bir güvence altına alınmıştır. Müfettişlik kariyer mesleklerden olduğu için hepsinin mesleğe girişteki koşullar ve yetiştirilme dönemi benzerlik arz etmiştir. Bugüne kadar yapılan değişikliklerde mevcut ilköğretim müfettişleri eğitim müfettişliğine, mevcut eğitim müfettişleri eğitim denetmenliğine, mevcut eğitim denetmenleri maarif müfettişliğine her hangi bir işleme gerek kalmaksızın yeni unvan ve kadrolarına atanmışlardır. Yapılacak bu yeni düzenlemeyle müfettişlik güvencesi hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 500 maarif müfettişi hariç 2 bin maarif müfettişi için kaldırılıp eğitim uzmanı olarak havuza alınacaktır. 2016 yılı atama kılavuzunda ihtiyacı karşılama oranı yüzde 57 olduğuna göre Türkiye genelindeki müfettiş ihtiyacı aşağı yukarı 4.400 kadardır.

Bu genel değerlendirmenin dışında maddeler üzerinde eleştirel olarak bakıldığında bu isim değişikliğinin yanı sıra aslında görevleri ve konumları tasfiye edilmektedir. Bu maddeyle Bakanlık maarif müfettişliğini liyakat, tecrübe, yaş sınırı şartı aranmaksızın bilimsellikten uzak yapacağı işe uygun, bilgi, beceri ve davranış düzeyini gösterip göstermeyeceği bilinmeyen birisi olarak "Biz seçeriz." anlayışıdır. Bu durum insan kaynakları ilkelerine uygun değildir.

Sonuç olarak, söylenecek bir sürü teknik madde var ama ben maarif müfettişlerimize şunu söylemek istiyorum: Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu süreçte müfettişlerimizin yanında olacağız. Gerek hukuk gerekse diğer konularda yardıma hazırız. Bu tasarı maarif müfettişleri için bu madde bir zulümdür. Çıkarılacak kanun iptal olacaktır ve biz buna inanıyoruz. Bu süreçte de birçok hukuk ihlalleri de yaşanacaktır. Çünkü Millî Eğitim Bakanlığı artık yargı kararlarını pek tanımıyor. Çıkarılacak olan kanun tabii ki yasalara aykırı, çünkü müfettişlik kariyer meslek olarak tanımlandığından dolayı da Anayasa Mahkemesinden dönecektir, buna inanıyoruz.

Çıkarılacak kanunla tıpkı müdürlerin tırpanlandığı gibi maarif müfettişleri de tırpanlanacaktır ve okul müdürleri için bir gecede çıkarılan kanunla 2014 yılında hepsi görevden alınmıştı. Şimdi sıra maarif müfettişlerine geldi. Operasyon başladı, hayırlısı olsun.

Teşekkür ederim.