| Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
| Konu | : | Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/721) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .06.2016 |
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; şimdi, bir kere, tabii, birdenbire, bizim için biraz böyle baskın bir önerge bu. Yani, kendi aramızda konuşamadık, diyalog kuramadık. Bence bunun geliştirilme yeri burası değil, zaman da yok buna. Başka maddeler var. Ben de Gaye Hoca'ya katılıyorum. Sayın İsmet Uçma ve Leyla Hanım'ın önerileri daha düşünülebilir, üstüne konuşulabilir bir şey.
Bir kere, şurada anlaşalım: Şimdi, bize öyle şeyler söylüyorsunuz ki sanki biz güneydoğuya öğretmen gitmesini... Elbette, Sayın Bakanın derdini biz çok iyi anlıyoruz, hiçbir itiraz yok. Evet, öğretmenlerimiz de zaten... Bakın bir sorun yok ki. Bakanlık öğretmen bulmak istiyor, öğretmenlerimiz de çalışmak istiyor. Üstelik "Doğuya gitmeyeyim." diyen de yok. Sadece, Bakanlık...
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Durmuyor ki.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bir saniye, biliyorum. Bakanlık, sadece işte, durmuyor diye şöyle bir şey bulmuş, bakın, anlatıyorum: "Hani, acaba sözleşmeyle ben bunu da dayatır mıyım?" Ama İsmet Uçma'nın tespiti doğru burada. Öyle dayatamazsınız. Benim önerim şudur: Bakın, kadrolu olmakta bir fark yok. "Mecburi hizmet" denen kavramın ne farkı var?
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Ama farklı illere farklı şeyi uygulayamazsınız ki.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bir saniye, hayır, uygulayabilir. Siz doktorları, askerleri, polisleri gönderiyorsunuz. Ayrıca Leyla Hanım'ın dediği gibi, ya, polisin bile altı ay. Devlet okutuyor, devlet karşılıyor her şeyini; iç çamaşırdan ayakkabısına kadar, asker öyle. Sonra, anası babası okutmuş. Öğretmene, çaresizliğinden, işsizlik sıkıntısından... Yani, bir insanın işsizlik kadar onurunu örseleyen bir şey yoktur. Bunun bilincinde olalım. Bu çok ciddi bir sorundur. İnsanların işsizliğiyle, onurlarıyla oynayacak şekilde... Bunu birçok kişi kabul edebilir ama bu çok ciddi tepkilere yol açar hem sizin grubunuz açısından hem Bakanlık açısından. Ne gerek var insanların kalbini kırmaya, ne gerek var onları zorla... Yani, zaten gitmek istiyorlar, kabul ediyorlar. Şunu diyorlar...
Neden bu sözleşmeliye güvenmiyoruz, biliyor musunuz? Çok basit. Biraz önce İstanbul'dan bir müdürün yaptığı mülakatın sonuçlarını okudum. 100 tane sonuç açıklanmış, 97 tane EĞİTİM-BİR-SEN'li müdür 100 puan almış. İşte biz bu yüzden mülakata güvenmiyoruz. Bu mülakatın objektivitesi, adaleti nasıl olacak? Evet, arkadaşlar, bu dönemde hiç kimse, hele Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığı mülakata güvenmez. En azından biz güvenmiyoruz, buna saygı göstermelisiniz.
BAŞKAN - Peki.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bir de şu var... Bir saniye Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen, bakın, üçüncü defa söz aldınız Ceyhun Bey.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ama Başkanım...
BAŞKAN - Bakın, üçüncü defa söz aldınız, lütfen.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Ama, bu önceden konuşulup... Bir saniye, burada önemli bir şey söyleyeceğim. Bakın Sayın Bakanım, teklifimiz şu: Gelin, bu tasarıyı çalışalım, biz de destek olalım. Evet, bu tasarı gelsin ama ilgili STK'larla görüşmeden, sendikaların fikrini almadan, öğretmenlerin görüşünü almadan, onları dinlemeden lütfen bu tasarıyı bu gece geçirmeye çalışmayın, bu doğru olmaz.