| Komisyon Adı | : | (10 / 123, 124, 125, 126) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Genel Sekreteri Avukat Selmin Cansu Demir'in, çocuk ihmali, istismarı ve çocuk cinsel sömürüsüyle ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 25 .05.2016 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Şimdi, ben hem açıklık getirmek için hem tutanaklara geçmesi için, raporumuza faydalı olması için bunlar üzerinden tekrar görüşlerinizi almak istedim.
Şimdi, müdahillik konusunda evet Karaman'da baroların, bütün baroların müdahillik talebi kabul edildi ama maalesef hani o, o olaya özgü bir şeydi ve zannediyorum -zannediyorum değil, öyle olduğunu düşünüyorum- KAİMDER ve Ensar Vakfının da müdahilliğinin kabul edilmesinin altyapısıydı. O anlamda da hani baroların ağzına bir parmak bal çalındı diyelim, "Hadi, sizinki kabul ettik, KAİMDER'le Ensar'ı da kabul ettik, sesinizi çıkarmayın." gibi bir şeydi maalesef. Çünkü olayda sizin de söylediğiniz gibi, aslında ihmali olan, sorumluluğu olan kurumlar zarar görmüş gibi bir muamele gördüler o davada. O yüzden bunu yasal olarak bir netliğe kavuşturmak lazım. Yani kimler müdahil olabilir kimler olamaz, her olayda farklı farklı uygulanması insanların adalet duygusunu da zedeliyor. Bu, çocuklarla ilgili de böyle, kadınlarla ilgili de böyle, ne bileyim avukatlara yönelik şiddette de, doktorlara yönelik şiddette de böyle, birininkini kabul ediyor, öbür mahkeme kabul etmiyor filan. Bunları artık eşitlemek gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarla ilgili de bizim herhâlde sorumluluğumuzda, bu Komisyonun raporuna yansıması gerekiyor.
Kapalılıkla ilgili de şimdi iki husus var: Birisi mağdur çocukların görülen davaları. Yani, dosyada çocuklar mağdursa kapalı değil, suça sürüklenen çocuklarla ilgili kapalılık zorunlu. Kapalı, cinsel istismar suçlarında kapalı olması gerektiğini düşünüyoruz galiba değil mi, bu konuda da hemfikiriz, bir zorunluluk, yasal bir zorunluluk getirilsin, mağdurlar, cinsel istismar mağduru söz konusuysa o duruşma da kapalı yapılsın. Ama bir de şöyle bir şey var, hani çocuğun inisiyatifine bırakmadan sanık veya işte ailesi her neyse onlar dışarı çıkarılsın mı, yani bunu da zorunlu hâle getirmek gerekir mi? Çünkü uygulamada tanık usullerine tabi olduğu için onun ifadesi, mağdurun ifadesi hani soruluyor, "Çıkarayım mı evladım?" filan diyor hâkim bey ya da hâkime hanım, "İfade verebilecek misin?" Çocuk zaten utanıyor, zaten bir şey diyemiyor, hani "Çıkarın." demek de zor geliyor çocuğa, bunu da onun inisiyatifine bırakmamak gerekiyor. Hani kapalı da olsa duruşma sonuçta sanığın, şikâyetçinin duruşmada bulunma hakkı var, onu da ayrıca düzenlemek lazım.
Şeyle ilgili, tahliyeden sonra... Şimdi, anladığım kadarıyla, verdiğiniz örneklerden de daha önceki sunumlardan da şöyle bir sonuç çıkıyor: Bir kere başka tedbirleri mutlaka devreye sokmak gerekiyor. Yani nedir? İşte kırtasiye örneği. Yani mahkeme şu kararı verebilmeli, bu yetkiyi vermeliyiz diye düşünüyorum hani yasa koyucu olarak: Meslekten men. Yani ne yapacak? Diyecek ki: "Efendim, bu kırtasiyeci bu işini yapamayacak, meslekten men ediyorum." Kim onun sorumlusu, yetkilisi, nereden alıyor ruhsatı? Belediye mi, belediyeye yazacak, diyecek ki: "Bunun ruhsatını iptal et." Yani gerçekten somut bir şekilde bütün o şeyi ortadan kaldıracak tedbirleri... Veya işte, servis şoförü mü? Belge alıyorlar onlar da, ne belgesi olduğunu şimdi tam olarak bilmiyorum. Mahkeme diyecek ki: "Ben, tamam, hapis cezası veriyorum ama aynı zamanda bunun yanında da bunun şu belgesini iptal ediyorum." Artık Şoförler Odasına mı, okula mı nereye yazacaksa, yazacak oraya diyecek ki: "Şu kişinin şu belgesi iptal edilmiştir, bu işi yapamaz." Yani bu tedbirleri de uygulamak gerekiyor, mutlaka yasal düzenleme yapmak gerekiyor.
Yine velayet varsa veya kişisel ilişki söz konusuysa çocukla infazdan sonraya mahkeme şöyle bir karar vermeli, ben yine öyle bir sonuca varıyorum: "Şu kadar hapis cezası." İnfazdan sonra da infazı bittikten sonra işte çocuğa 6284'teki gibi yaklaşmaması için bir şekilde tekrar bir kararla, yani infazdan sonra devreye girecek birtakım tedbirlerin de alınması gerekiyor eğer çocuk koruma altına alınmamışsa. Bunları da bir yasal olarak düzenlemek, netleştirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.