KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, az önce de arkadaşlarımız söyledi ama bir taraftan da arkasından bir tane daha madde geliyor, sadece onu çıkarsak daha kolay olacak. Süreyya Bey bize bile söz vermiyor, acele ediyor ama "Şurada iki tane şeyi çıkaralım." demek yerine bize bütün maddeyi okutuyor arkadaşlar. Yani önergeyi kısaltabilirsiniz, önce onu söyleyeyim de.

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Yapamamışlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, öbüründe yapmışlar, bir sonraki maddedeki önergede var. Merkez Bankası "Çıkaralım." demiş, çıkmış. Şimdi, gerekçeye baktık, sadece bir satır. Onu biz sizi birazcık oyalamak istediğimiz zaman yapıyorduk, siz bize böyle tahakkümde bulunup da dayattığınız zaman biz de 500 kelime yazıyorduk da... Siz mi bize zulmediyorsunuz, anlamadım yani şimdi.

BAŞBAKAN YARDIMCISI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Biz de aynı durumdayız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Burası tamam, Merkez Bankasını dikkate almış arkadaşlarımız ama başka şeyi de söylemiştik arada bunu konuşurken. Aşağıda (2)'nci fıkrada dedik ki. Yani "İlgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür." Bu şekliyle yazdığınız zaman olacak mı? Yani bunun hiçbirisi bulundurulmuyor olacak, ben size söylüyorum. Bunun cezası ne o zaman? "Bulundurmakla yükümlü." "Bulundurmadım. Ne yapacaksın?" der banka müdürüne veya bana. Yani bir müeyyidesi var mı hukukçu arkadaşlar, Sayın Genel Müdür? Olmayacak yani o çekin karşılığı hiçbirinde nakit olarak bankada olmayacak. Şimdi bundan amacımız ne "bulundurulur" derken illaki bulundursun, öyle mi yapalım veya bulundurdun, çek karnesini aldım, ertesi gün çektim, başka hesabım var, ne yapacaksın bana yani? Ben burada çok mantığını anlayamadım. Demin de sormuştum.

Bir de "Kim bulunduracak?" kısmı da var. Arkadaşlar demin tartışırken Sayın Tanal da söyledi, sanki çok dikkate alınmamış gibi ama.