DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Aslında çocuk istismarları da yaşadığımız sorunlarla ilgili benim sürekli dile getirdiğim, Genel Kurulda da dile getirdiğim, defalarca Komisyonda da dile getirdiğim bir olay yaşadık Aydın'da. İki vakada istismar olaylarını ortaya çıkaran öğretmenler İl Millî Eğitim Müdürü tarafından sürgünle cezalandırıldı. Ben bunu defalarca dile getirdim, Millî Eğitim Bakanına da verdim. Ama neden hâlâ bir şey yapılmıyor, neden müdahale edilmiyor? Komisyon Başkanının, Komisyon olarak bizim bunu takip etme hakkımız var. Neden bu öğretmenlere yardım edilmiyor, hâlâ cezalılar? İl Millî Eğitim Müdürünün bu politikası neden sorgulanmıyor, merak ediyorum. Bu konuda bir şeyler yapılmasını rica ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Aslında bu konuda özellikle öğretim görevlilerin dinlenmesi noktasındaki ifadelerimiz biraz konunun hassasiyetinden kaynaklanıyor. Her an, her dakika televizyonlardan ya da yayın organlarından çocuk istismarına ilişkin vakalar duyuyoruz. Dolayısıyla, öncelikle vicdani olarak buna bir an önce son verilmesi gerektiği kanaatiyle daha hızlı hareket etmek gerektiğini düşünüyoruz. Bu çok kabul edilebilir durum ancak ilk başta çocuk komisyonu oluşturulduğunda, literatür taraması yaptığımızda ilk başta Türkiye'deki, hatta Amerika'daki en önemli uzmanlardan bir tanesi olarak Resmiye Hanım karşımıza çıktı. Yani bunu ifade etmezsem onun bilgisine karşı en azından kendi adıma haksızlık etmiş olduğumu düşünürüm. Sadece yurt dışında olduğu için dinleyememiştik. Şimdi, Resmiye Hanım'ın sunumu özellikle çocuk izlem merkezlerinin daha iyi olabilmesi ve Komisyon raporu neticesinde daha iyi bir sonuç alabilmemiz açısından çok önemliydi. Bu noktada eğer onu dinlemeseydik bir eksiklik olacaktı ama özellikle Aydın ve İzmir noktasındaki düşüncelerinizde haklısınız. Sonuçta güncel vakalar var. Buna ilişkin zaten öğretmenle ilgili röportaj var, Ayşe Arman'ın röportajı vardı. Arzu ederseniz divan olarak değerlendirelim, Başkan geldiği zaman bunu görüşelim. Öğretmenin dinlenmesi ya da ilgililerin dinlenip o okulda bu olaylar ortaya çıktıktan sonra neler yapıldığı noktasında bilgi alınması olabilir. Aynı durum Aydın için de geçerli olabilir. Bu, bizim hem de olay olduktan sonra neler yapıldığına ilişkin idari makamların da denetimi açısından da faydalı olacaktır. Arzu ederseniz bunu divan olarak değerlendirelim.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Galiba köy ilçeye bağlı bir köy. İlçe Millî Eğitim Müdürü, İlçe Kaymakamı, oradaki yetkililer ve öğretmen, hepsi dinlenilebilir. Yani güncelliği var, önemli bir olay, bir okulda yıllarca devam eden bir taciz. Onun için yani evet, Ayşe Arman'ın röportajı güzel ama biz sadece onunla yetinmemeliyiz, bu konuyu geniş çaplı olarak bütün yetkililerden, öğretmenden mutlaka bence bizim Komisyonumuz açısından dinlenilmesi gereken bir konu.

BAŞKAN - Divan olarak bunu değerlendirelim.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Ben bir ilave yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Buyurun Deniz Hanım.

DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Aydın'da meydana gelen olayda, 1 Kasımda meydana gelen olayda 1 Kasımdan dava sonuçlanana kadar okula rehber öğretmen atanmadı, çocuklara psikolojik destek çok geç verildi yani davanın sonuçlanmasına yakın ve çocuklar merkeze götürülerek yani Nazilli'nin bir köyünden Aydın'a taşınarak bir çalışma başladı, çok yetersiz bir çalışma başladı Ben davayı izledim, oradaydım. Hâkimin aile ve sosyal politikalar il müdürlüğüne talebi olmasına rağmen hâlâ psikososyal destek köye hiçbir şekilde verilmedi. Çocuklar son aylarını devamsız geçirdi. Millî eğitim müdürlüğü bu devamsızlıkları sorgulamadı, hiçbir destek vermedi. Bunların da kayıt altına alınmasını istiyorum lütfen.