| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi(2/1310) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .07.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Burada, tabii, çok şey konuşuluyor, tartışılıyor; içeride de Sayın Bakanla tekrar görüştük ama özü itibarıyla, altını çizerek, fazla uzatmadan bir iki hususu tekrar dikkatinize sunmak istiyorum.
Tabii, daha önce de tartıştığımızda söylemiştik, adına "varlık barışı" denen ama barış dışı şeyleri de içerebilecek olan bir madde vardı. Sayın Bakan da "Onu yeniden görüşerek getireceğimizi söylemiştik." diyor. Sadi Bilgiç arkada ayrı bir barış imzalıyor gibi sanki, birkaç kişiyi de toplamış, orayı duymuyor bile Sadi Bilgiç Bey.
Sayın Başkan, size söyleyeyim, arkada ayrı bir barış görüşmesi var gibi sanki diyorum.
BAŞKAN - Sayın Bilgiç, Sayın Dağ; lütfen...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Var efendim, var.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Efendim, camlarımız açık olduğu için zaten dışarıdan yeterince etki geliyor, bir de sizinki olunca fazla eko yapıyor; onu hatırlatayım dedim.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Geleyim yanınıza o zaman, isterseniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Estağfurullah. Biz bir konuşalım, ondan sonra tekrar değerlendiririz.
Sayın Bakan haklı olarak, kendi açısından bazı argümanlar ileri sürüyor ve gelen eleştirilerle ilgili de kendine göre bazı yorumları var. Bizim buradaki itirazımız birkaç ana noktada toplanıyor. Bir kere, bu gibi tartışmalı şeyler, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan ve olması gereken bazı düzenlemelerle beraber, arada sokuşturulduğu zaman baştan bizim kafamızda bir karışıklık oluyor. Yani bu, iyi niyet, kötü niyet falan değil, artık çıkan yasalara, düzenlemelere, geri gelenlere, yeniden düzenlenenlere baktığımız için. Siz şimdi yeniden getiriyorsunuz, yine yeniden yapılandırmalarla ilgili düzenlemeler var. Ha, burada dışarıdan para getirme defalarca denediğimiz bir şey "varlık barışı" adı altında ama şimdi daha esnek bir rejim, daha sorgusuz sualsiz bir rejim geldiği için hepsi birbirine girmiş. Sayın Bakan içeride söylüyor, tamam, haklı olduğunuz kısımlar var ama hepsi birbirine karışınca olmuyor. Yani yurt dışındaki birtakım su araçları, yatlar, gemiler ayrı bir şey ama onu siz yukarıda para, altın, dövizle koyduğunuz zaman ikisine aynı rejimi uygularsak olmuyor. Yani amaca matuf düzenleme yapmak zorundayız.
Bizim kaygımız şudur: Siz her ne kadar buna "dışarıdan, yatırım amaçlı para" deseniz de o zaten yapılabiliyor veya ona özel düzenleme yapmamız lazım. Eğer başka kişinin nam ve hesabına getiriliyorsa, bunlar kayda girmiyorsa -yani bankaya bildirmek ayrı bir şey- bir yere, şirkete kayda girmiyorsa, tüzel kişinin dışında gerçek kişiler de bunu getirebiliyorsa, bizim kontrolümüz dışında getirdiği gibi çıkarma ihtimali varsa -"Niye çıkarsın?" diye söylüyorsunuz ama- o zaman buna şüpheyle bakmak durumundayız. Burada ayrıştırmamız lazım bu maddeleri. Her biri için ayrı, gayrimenkuller için ayrı, menkuller için ayrı, demin söylediğimiz diğer araçlar için, taşıt araçları için ayrı düzenlemeler yapmalım o zaman, bu kadar, hepsini bir maddeye koymayalım. İyi niyetliyseniz o zaman ayırt etmemiz lazım.
Bizim bütün derdimiz, terör örgütleri paralarını getirip aklayamasınlar, dışarıdan içeri sokamasınlar, kara paracılar bunu sokamasınlar; söylediğimiz bu. Bunu yapmanın yolu da belli. Yani bir şekilde bunu kayda almamız lazım veya çıkıyorsa, en azından giren de belli bir sürede çıkarsa diğer düzenlemelerle ilgili konuştuğumuz gibi o zaman bundan da bir şekilde bir vergi alınması lazım diyoruz. Sayın Bakan diyor ki: "Para gelmesini istemiyor musun?" Para gelmesini istiyoruz. Yatırım yapacaksa, dışarıdaki parasını şirketine koyacaksa veya sisteme sokacaksa zaten sorun yok ama bizim kontrolümüz dışında girip çıkacaksa, sadece bankaya bildirim yapılmış olması, sonrasında da bir soruşturma yapmama garantisi veriyorsak o zaman sıkıntı buradan kaynaklanıyor.
Dolayısıyla, burada (6)'ncı, (7)'nci fıkralarda söylediğimiz şeylere her ne kadar siz "bu işlemin yapılmış olmasından dolayı" deseniz de zaten başka bir işlem yapmayacak ki, içeri getirecek, geri götürecek. Önemli olan, bu, suç gelirinin kaynağı, aklanmasıydı. Daha önceki getirdiğiniz teklifte açık yazmıştınız maddeleri; orada "TCK 282" yazıyordu, şimdi yazmadan "Herhangi bir soruşturma yapılmaz." demişsiniz. Yani görünürde daha yumuşamış gibi görünüyor ama içeriği aynı.
Onun için, bunları ya ayrıştıralım veya ayrı bir kanun olarak yapalım, bunu da ayrı tartışalım, diğerlerini hemen çıkaralım diyorum ama tabii, bakış açısı farklı olduğu için maalesef olmuyor. Biz hâlâ belirsizliklerin giderilmesi gerektiğini... Esasa ilişkin birtakım görüşlerimiz olmakla beraber, bu belirsiz şekilde olursa, kimin adına geldiği bir şekilde farklı yorumlara yol açabilecek bir şekilde düzenlenirse, sonrasında da kontrol dışı çıkış yapabilecekse o zaman kendimizi niye kullandıralım? Yani gelip bizim üzerimizden parasını aklamasın diyoruz. Örnek de verdim, yani sadece PKK terör örgütü değil, şu anda yaşadığımız süreç... Bakın, etrafımız delikli bir odada şu anda bu görüşmeleri yapıyoruz. Yani bu darbeyi yapan FETÖ örgütünün elemanları yurt dışında parası varsa, şimdi akrabaları sıkıştı, para gönderecekse, buradan geçirecekse nasıl kontrol edeceksiniz? Yani bütün Türkiye'de herkesi biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Yani bazı şeylerin önünü açtığımız zaman kimin faydalanacağını, ne olacağını bilemeyiz. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylediğimiz, bunların kontrol edilebilir olması ve kaynağının bir şekilde belli olması, olmadığı zaman sonra da soruşturulabiliyor olması gerekiyor.
Onun dışında, az önce Sayın Cora ifade etti, bize de turizmci arkadaşlarımız aynı talepleri ilettiler. Nasıl formüle edilir, ne olur, Bakanlık... O konularda daha önce kendilerine bazı müracaatlar olmuştu. Özellikle turizm sektörünün de şu anda içinde bulunduğu duruma bakarsak, bu bir yıllık vermiş olduğumuz şey şu anda yeterli değil, geçmişten gelen borçları da var ve birtakım diğer sorunları da var. Yani onların talep ettiği gibi olmasa da bir şekilde bazı düzenlemeler yapılabilirse sektörü biraz daha rahatlatmış oluruz diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.