KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, sevgili basın emekçileri; hepinizi gecenin bu saatinde selamlıyorum saygıyla.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesini görüşüyoruz. Aslında dilediği zaman gecede 10 tane yasayı sıkıştırabilen ve on iki yıldır tek başına iktidar olan bir AKP Hükûmetinin kendisine yasa yapamadığı bir Bakanlığı konuşuyoruz. On iki yıldır tek başına iktidar olan bir Hükûmetin Türkiye'nin, böylesine önemli yatırımlarına imza atan bir Bakanlığı hâlâ kanun hükmünde kararnameyle yönetmesi, Meclisin çalışma usullerinden biliyoruz ki bir zaman sıkışıklığından kaynaklanmamaktadır, basitçe bir hukuki eksiklik de değildir, bunun çok daha büyük temelleri vardır.

Şimdi, bir yerel yönetim reformundan, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden söz ediliyor. Oysa biz biliyoruz ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu kanun hükmünde kararnameden aldığı yetkiyle imar yapma yetkisini belediyelerden almakta ve resen imar planı yapmakta, değişikliklerini onaylamaktadır. Şimdi ben soruyorum: Eğer merkezî hükûmet bunu yapabilirse, resen bu yetkiyi biz merkezî hükûmete verirsek o hâlde biz neden yerel yönetim seçimleri yapıyoruz, neden belediye başkanları, neden belediye meclis üyeleri seçiyoruz? Eğer bunu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, merkez, merkezde toplanan kudret en iyisiyle yaparsa bırakalım, belediyelerin tamamını kapatalım, bütün imar planlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve onun üst organları yapmaya devam etsin. Üst organlarından ne kastettiğimi birazdan örneklendirerek söyleyeceğim.

Bir kere, bu konuda yeni Bakan ne düşünüyor? Bunu demokratik buluyor mu? Yoksa demokrasi ile çalışmada etkinlik arasında bir fark varsa buna yönelik bir önlem geliştiriyor mu? Kendi Bakanlığının kanununun hazırlanması konusunda bir kanun teklifini Bakan vermeyi düşünüyor mu? Birinci sorum budur.

Soru iki: Bakın, burada verdiğim teorik temelin detaylandırılması, belki de ete kemiğe büründürülmesi, Ağaoğlu Bakırköy 46 Projesi. Veliefendi Hipodromu'nun tam karşısında 45 bin metrekare alan üzerinde 22 kattan oluşan 5 blok yapılacak. Burada 1.215 konut ve 12 villa yer alıyor. Burada bir emsal artırma talebi var. Emsal artırma talebi İstanbul Büyükşehir Belediyesine 22 Kasım 2012'de geliyor. Dikkatinizi çekerim, Büyükşehir Belediyesi Meclisinde oy birliğiyle reddediliyor yani AKP'li Meclis üyeleri, CHP'li Meclis üyeleri, MHP'li Meclis üyeleri oy birliğiyle reddediyorlar. Neden? Çünkü, eğer şehrin katili değilseniz kabul edilebilecek bir şey değil. Oraya o emsali vermek şehri katletmektir. Herhangi bir şehircilik ilkesiyle o emsalin açıklanabilme şansı yoktur. Bakırköy Belediyesi de bu emsal konusunda sonradan dava açacaktır. O hâlde söyleyelim: Yetkili ilçe belediyesi, ilk derece belediyesi bunu onaylamıyor, iptal davası açmasından belli. Yetkili Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisinde oy birliğiyle reddediyor. Tarih ne? 22 Kasım 2012. Şimdi sıkı durunuz. Üzerinden yalnızca otuz dört gün geçiyor ve 26 Kasım 2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu emsali içeren plan değişikliğini onaylıyor. Şimdi, ben soruyorum: İstanbul'da Bakırköylünün ve İstanbullunun yetki verdiği yerel yöneticilerin reddettiği bir plan değişikliğini, şehri katleden bir plan değişikliğini sadece bürokratlarınızın hazırladığı ve Meclisten geçirmediğiniz kanun hükmündeki kararnameye dayanarak onaylamaktan dolayı memnun musunuz, mutlu musunuz, rahat uyuyabiliyor musunuz? İstanbul'a gittiğinizde 20 kilometrelik bir mesafeyi iki buçuk saatte geçtiğinizde "Bu kenti biz katlettik." diyor musunuz, demiyor musunuz?

Bu soruların cevabı verilmedikçe Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bütçesinin hayırlı olabilmesi mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Çünkü bu sorular bundan sonra yapılacaklara da örnek teşkil etmektedir.

Devam edelim. Ağaoğlu Maslak 1453 Projesi, 193 bin metrekare üzerinde 6 bin konut yapılacak, burası nedir? Askerî güvenlik bölgesidir. TOKİ burada 1/1.000 ve 1/5.000'lik plan tadilatlarını hangi gerekçeyle yapıyor? Gecekondu Önleme Projesi gerekçesiyle. Şimdi, ben soruyorum size: Burada Ağaoğlu'nun yaptığı 6 bin konuta orada gecekondu yapıp da yerleşecek olan garibanlar mı yerleşecek, yoksa soylulaştırma projeleri çerçevesinde yandaşlar ve yeni zenginler mi buralardan alabilecek? Milyon dolarlık projelerle, milyon dolarlık dairelerle gecekondu önlemenin ne gibi bir alakası var? Gecekondu Önleme Projesi üzerine rant alanı açmanın şehirciliğin hangi ilkesiyle bağdaştığını lütfen gecenin bir saatinde Bakan ya da bürokratlardan birisi çıksın bize açıklasın.

Devam edelim: Kadıköy'de Bağdat Caddesi üzerinde 45 bin metrekare, belki de İstanbul'un en güzel arazisi var, Meteoroloji Bölge Müdürlüğüne ait. Sonra, diyorsunuz ki siz: "Bu Meteoroloji Bölge Müdürlüğünü buradan çıkartalım, onlara Kartal'da 12 bin metrekare bir yer verelim, gitsinler oraya taşınsınlar." Ben dün bunu Orman ve Su İşleri Bakanına sordum, dedi ki: "Ben ne bileyim, bunu Maliye Bakanlığı yapıyor." Bakalım siz de aynısını söyleyecek misiniz.

Şimdi, orayı ihale ediyorsunuz, 6881 sayılı Yasa ve Devlet İhale Kanunu yöntemleri saymış: "Kapalı teklifle ihale edebilirsiniz, açık teklifle ihale edebilirsiniz." Yasanın 51/g maddesi burada pazarlık usulüyle ihale yapılmasına yönelik ön koşulların hiçbirinin var olmadığını bize anlatıyor.

BAŞKAN - Sayın Günaydın, ikinci defadır uzatıyorum. Toparlayabilirseniz sevinirim.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Tamamlayacağım, teşekkür ederim.

Sizin için yasa ne ki. Kapalı teklif ve açık teklifle yapmıyorsunuz, pazarlık usulüyle yapıyorsunuz burayı. 12 bin metrekare alanda 30 milyon dolara orada sadece Meteorolojiye bölge müdürlüğü binaları dikiliyor. Bu tarafta kaç tane bina var? Soruyorum size, dört yüz daire mi var, altı yüz daire mi var? İstanbul'da Bağdat Caddesi'nde 250-300 metrekarelik bu konutların tanesi kaç paradan satılıyor ve yalnızca bir pazarlık usulü ihaleyle o müteahhitlere ne kadar para aktardınız?

Şimdi, aslında esas mesele şurada: Büyükşehir Belediyesinin, ilçe belediyesinin onaylamadığı bu yetkileri neden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veriyor? Neden bu Bakanlığın bürokratları bu risklere giriyorlar? Biz bunu "tape"lerden görüyoruz çünkü diyor ki müteahhit: "Ben büyük patrona giderim, bu yetkiyi ben büyük patrondan alırım." Şimdi, birinin cebine birisi bir imar tadilatıyla 1 milyar dolar koyuyorsa işte orada havuz başlıyor demektir. Ben sizlere söylüyorum, hepinize söylüyorum: Birileri para kazanacak diye kendinizi riske atmayın çünkü bunların hem bu dünyada hem de öbür dünyada mutlaka bir bedeli vardır. Eğer kentin canına okuyorsak, kent hukuku üzerinden para kazanıyorsak, atılmaması gereken imzaları atıyorsak bunların mutlaka hesabı bir gün verilecektir.

Son sorum da şudur. İsimleri sayıyorum: Egemen Bağış, Nevzat Pakdil, Suat Kılıç, Süleyman Çil, Sabri Varan, Seyfi Terzibaşıoğlu, Zeynep Tekin Börü, Mehmet Daniş, Bekir Bozdağ, Mevlüt Abegan, Mustafa Ataş. Şimdi, net sorum: Bu milletvekilleri TOKİ'den ev almışlar mıdır, almamışlar mıdır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Eğer almışlarsa bunlar nasıl milletvekilleridirler ki aylık gelirleri 2.600 liranın aşağısındadır.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Günaydın.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Başka dar gelirli bulamadınız mı ki milletvekillerine TOKİ'den ev yapıp TOKİ'den ev veriyorsunuz.

Bu sorularımın cevabını sizlerden bekliyorum ve bir kez daha huzurlarda ikaz ediyorum ki bu yapılanların tarih önünde mutlaka bir gün hesabı sorulacaktır.