KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, Sayın Bakanı anlayamadım.

Dikkatli baktınız mı Sayın Bakanım? Yani, önergeye baktınız mı, hepsine mi katılmıyorsunuz, içinde beş yıllık devir şeyi de vardı? Yani, üçüncü fıkraya da katılmıyorsanız o zaman daha ağır konuşacağım yani hiç olmazsa... Bir daha söylüyorum, size hatırlatıyorum değerli arkadaşlar: Sayın Bakan katılmıyor ama artık Komisyonun takdirine, onlar belki katılabilir.

İbrahim, sana söylüyorum: Ben, Side'deki bütün tahsis edilen yerleri beş yıl içinde üstüme geçirebilirim eğer bakanla aram iyiyse, Bakanlar Kuruluna kabul ettirirsem kırk dokuz yıllık yaptırırım, beş sene sonra bütün mülkü bana geçer. Yani, ne olduğunu anlatmaya çalışıyorum, vahametini. Yani, teşvik edelim tamam ama benim aram iyidir, bana vermezler de orada arkadaşları vardır.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Yok, sana güveniyoruz ya.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Varsa istediğin yer sana da aracı olalım İbrahim. "İbrahim" deyince öbür İbrahim'i kastetmiştim de neyse sen yokken üzerine alınırsın. Merkez Bankasıyla ilgili dündü söylediklerimiz de...

BAŞKAN - Arkadaşlar, pehlivan şeyine girmeyin tekrar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Şimdi, arkadaşlar, "teşvik edelim" derken yani sakıncasını söyledik. Hem diyorsunuz ki yani "Dinledik, sakıncalı olan yerleri giderelim." Ya beş yıl sonra mülkiyetini niye veriyorsun anlat bana o zaman Sayın Bakanım? Ya, ne faydası olacak? Adama zaten verdik, parayı verdik, teşviki verdik, indirimi verdik, kırk dokuz yıllığına da tahsis ettim... Bana birisi anlatabilir mi, beş yıl sonra verince adam göbek mi atacak, ne yapacak yani size ne katkısı olacak? Mülkiyeti aldım diye bir şey mi verecek, ekstra bir şey mi yapacak? Yani, olmaz öyle bir şey.

E, diğer söylediğimizde de dedik ki devri yapın, eyvallah, sıkıntı olur, devir alır, o başka bir şey ama baştan söylüyorum, projeyi bitirdim, yaptırdım...

Sayın Bakanım, dün siz yoktunuz. Yani, burada orta vadeli teşviklerle ilgili eski düzene yeniden geçiren bir şey vardı Merkez Bankasıyla ilgili, İbrahim Bey de sonradan gitti, ona da söyledim, onu ilgilendiren kısmını dinleyemedi. Şimdi, çantacılar o zaman da oluşmuştu, siz de DPT'deydiniz, bilirsiniz, teşvik-uygulama oradaydı. Sadece iş takibi yapan, o teşviki çıkarıp ondan sonra da devreden adamlar çıkmıştı. Şimdi, enerjide var, "çantacılık" diye bir tabir var, onu anlatmaya çalışıyorum: Ben size devrettirmeyin demiyorum ki. O zaman bu söylediğimizi dikkate alın, en azından deyin ki "Arkadaşlar bir çalışsın, yüzde 20 mi olur, 25 mi olur, bu peşin devrini de çıkaralım." Yani, hiçbir şey demeden oylayacaksanız, vallahi vicdanınıza bırakıyorum, ne diyeyim? Yani, bu çok geniş bir yetki dedik kibarca, daha nasıl diyelim, suistimale açık dedik. Yani, onun için diyorum, "Hiç katılmıyorum." deyince, bizim Başkan da iyice Bakan olmuş o zaman. Yani, burada eskiden böyle demiyordu.

Sayın Başkan, Komisyonun takdirlerine sunuyorum, başka diyecek bir şeyim yoktur.