KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben böyle şey olunca bir şey anlayamadım. Yani, Sayın Bakan da hepsine anında cevap vermek istiyor, kafam karışıyor. Hem diyorsunuz ki "Rekabete açık olsun, özel fon gibi olsun, kamu borçlanma fonu değil." öbür taraftan "para ve sermaye piyasasından sağlanan finansman ve kaynaklardan" diyorsunuz. Yani, varlık mı yöneteceğiz, fazlaları bulup ama mal, ama petrol, ama tahvil, nakit -ne yazarsanız- onları mı kârlı şekilde yöneteceğiz? Şimdi, yani, Sayın Başkanım, buradaki şeyi "sağlanan finansman ve kaynaklardan" dediğiniz zaman bu borçlanma olur yani adına ne derseniz deyin.

Şimdi, bir taraftan "izin ve onaylar aranmaksızın" diyorsunuz... Dur, belki ilave ederiz bunu da, ben onun için oyalıyorum arkadaşları, (c) bendi de ilave edilirse yeniden yazacaklar, onun için acele etmeyin, hemen vermeyin önergeyi çünkü burası biraz alengirli. Sizin dediğinizin tam tersi, bu madde tamamen sizin söylediğinizin tersini söylüyor Sayın Bakan. Siz diyorsunuz ki: "Özel sektör fonu gibi rekabet edecek, kurallara uyacak, kamu fonu değil, kamu borcu niteliğinde olmayacak." Niye o zaman izin ve onaylara tabi olmuyorsunuz o zaman, ne anlamı var? Size izin vermeyecekler mi bir şey yapacağınız zaman?

Peki, ben şunu sordum, hâlâ cevap alamadım: "Sağlanan finansman ve kaynak, her türlü diğer yöntem" ne var? Yani, uluslararası piyasadan sağlayacağınız finansman ve kaynak ama tahvil yoluyla, ama kredi yoluyla, ama diyelim ki Londra piyasasında, borsada, New York Borsasında hissemizi ihraç ederek eğer borçlanma değilse, kaynak bulma değilse... Peki, yani, hisse veya tahvil ihraç etmeyecekseniz, kredi almayacaksanız bana uluslararası piyasadan ne finansmanı sağlayacağınızı, neyi hedeflediğinizi söyleyebilir misiniz? Şimdi, tahvil ihraç edeceksek bu süreli Faik Bey'in dediği gibi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, kamunun borçlarının finansmanında kullanmayacağım bunu, onu söylemeye çalışıyorum.

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Niye Sayın Bakanım? Bu üçüncü havaalanını finanse etmeyecek misiniz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Büyük stratejik yatırımlara iştirak edebilir şirket. Herhangi bir şekilde bir varlığı, kamuya ait olan bir varlığı portföyüne alıp bu varlığı karşılık göstererek tahvil veya hisse senedine dönüştürülebilir, tahvil ihraç edebilir, bunlar ayrı yöntemler ama oradaki yapılan şey bir varlık yönetimi, var olan bir varlığı karşılık göstermek suretiyle bir kaynak üretme projesi. "Proje karşılığı finansman" dediğimiz yöntem bu mu? Ama sizin söylediğinizi yanlış anlamıyorsam ben şöyle anlıyorum: Yani, bu varlık fonu gidecek, uluslararası piyasalardan borçlanacak, sonra gidecek bunu Hazineye verecek, böyle bir plan yok.

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Hayır, Hazineye vermeyecek. Mesela...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Plan değil ya bu. Sayın Bakanım, sizin söylediğiniz... Zaten Hazine bunlara garanti veriyor yani bunların hepsini stratejik yatırımlar için verdik. Yani, Hazinenin garanti miktarı belli, bunları tartıştık, daha önce defalarca geldiniz, zaten Hazinenin garantisi var. O projelerde finansman sağlamaksa amacınız, adam ne istiyor? Hazine garantisini istiyor Faik Bey'in dediği gibi, onu da zaten veriyorsunuz. Şimdi, Hazinenin garantisi olmadan sadece siz köprüyü oraya koydunuz diye uluslararası piyasa siz eğer özel bir varlık fonu isterseniz verir mi o parayı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Verir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, şimdi, "Verir." yok, Hazinenin garantisi yoksa...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, verir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Getirisi var, projesi var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bakın, yani, bir taraftan varlık mı diyoruz, finansman mı diyoruz? Şimdi, bir taraftan diyorum ki: Elimdeki varlığı koymak başka bir şey, dışarıdan borç almak, finansman almak başka bir şey. Siz ona garantör gibi oluyorsunuz. Yani, bir proje yapacaksanız... Diyorsunuz ya "Proje yapacağız." diye, bir taraftan da diyorsunuz ki "Kamu fonu gibi olmasın, Hazine gibi borçlanmasın, arada koordinasyon olsun." Yani, iki ayrı borçlanma yönetimi gibi bir şey olacak. Sayın Bakanım, yani, aynı şekilde, aldığımız şeyi biz zaten nereye... Hazine neden borç alıyor?

BAŞKAN - Sayın Günal...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, alınan borçları veya IMF'den aldığı borçları, Dünya Bankasından alınan borçları bunları zaten ne için alıyor? Yine proje için kullanıyorsun veya içeride bunları tekrar kullandırıyorsun. Dolayısıyla, sizin söylediğiniz şey çelişiyor. Bir özel fon gibi olsun, rekabeti engellemesin ama bir taraftan ne izne ne onaya tabi olmayalım yani ne olduğu belli olmayan bir fon olsun. Kamu mu, özel mi? Kamunun gücünü kullanayım ama özel olayım, öyle bir şey olmaz.

BAŞKAN - Sayın Günal, teşekkür ediyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben anlamadım ama.

FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) - Son bir şey söyleyebilir miyim Sayın Başkan?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, Sayın Bakan hepsine cevap veriyor, şu şeyin dışında burada söylediğiniz "başka her türlü" dediğiniz başka ne finansman var? Yani, bu sağlanan yurt dışı sermaye piyasası, yurt için sermaye para piyasası dışında ne sağlayacaksınız, onu anlayamadık. "Ayrı bent diye yazalım." şeyi... Örnek verin, ne mesela?

ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANI MEHMET BOSTAN - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, sayın vekillerim; şöyle durumlar olabilir: Şimdi, biliyorsunuz, dünyada bir düşük faiz trendi var ve özellikle büyük fonlar, büyük aile fonları ya da devlet fonları yatırım yapacak varlıklar bakıyorlar, uzun vadeli likit olmayan varlıklar arıyorlar. Dolayısıyla, biz de burada bulundurduğumuz birtakım varlıklarla bu yatırımcıları çekebiliriz düşüncesindeyiz, buradaki maksat budur.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, o ne, onun adı ne?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Piyasa dışında, sermaye piyasasının değil ama o.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne, ne? Yani, fon nerede peki? Yurt dışı fonu nerede?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Amerika'da kurulmuş bir fon.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, ne o, fonun adı ne? "Fon" ne demek yani? Fon sermaye piyasası aracı değil mi?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil canım, hayır, olur mu? Gidip Amerika'da...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, her ülkede fonların tabi olduğu mevzuat var. Siz burada "Tabi olmayalım." diyorsunuz ama yani Amerika'da çıkan, Securities and Exchange Commission'a girmek zorunda ne olursa olsun adı. Adı ister büyük fon, ister küçük fon olsun; ister bölgesel fon, ister eyalet fonu olsun eğer fon olarak geçiyorsa bizimkinde de olduğu gibi sermaye piyasası mevzuatına tabi olur.

BAŞKAN - Mehmet, yine şeker çıkmaya başladı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, hayır...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, gazetelerde zaman zaman görüyoruz, ben hayret ediyorum. "Yurt dışından bir fon geldi, Türkiye'deki şu şirkete 250 milyon dolar sermaye koydu." diyoruz, hiç sermaye piyasasında gerçekleşmiyor bu işlem. Ya, bunlar stratejik ortaklık.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, o fon kafadan sizi helikopterle mi uçuruyor? O fonun bir topladığı, ortaklarından aldığı bir fon yok mu?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunun tabi olduğu bir şey yok mu?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ya, gidip illa ki New York Borsasından mı almanız gerekiyor ya da Londra'dan mı almanız gerekiyor?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, hayır.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ee?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, gidip 5 bin kişiden para topluyor, bir fon oluşturuyor, tamamen güvene dayalı bir fon, o fon sonra geliyor Türkiye'deki bir şirkete yatırım yapıyor, sermayesine ortak oluyor, o şirket de uluslararası hukukta tanınan bir fon yapısı. Var, bakın bunlar Türk hukukunda çok bildiğimiz yapılar değil ama bunlar gittikçe yaygınlık kazanıyor.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum arkadaşlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, Sayın Başkanım, müsaade ederseniz ben bir toparlayayım da o zaman.

Sayın Bakan hepsini güzel söylüyor da bizim "piyasa" dediğimiz şey sadece organize piyasa değildir, sizin söylediğiniz organize piyasadır. Yani, "piyasa" deyince illa ki götürüp eski adıyla İMKB'de, şimdiki adıyla Borsa İstanbul'da kota edilmiş olması gerekmez, onu söylüyorum. Siz "para ve sermaye piyasası" dediğiniz zaman toplanan bütün paralar ya sermaye piyasasında ya para piyasasındadır. Biz onu vadesine göre söyleriz, illa ki organize piyasada o olmaz, şimdi kalkıp ders mi verelim? Yani, öyle bir söylüyorsunuz ki... Ya "piyasa" dediniz. Ya, başka? Bak, ben onu sormuyorum, başka bir varlık falan var mı? Bir yerden petrol mü gelecek, onu mu stoklayacağız? Yani, "para ve sermaye piyasası" dediğiniz şey o fonları kapsıyor, onu anlatmaya çalışıyorum. "Her türlü" dediğiniz zaman, ya aklınızda başka bir şey mi var diyoruz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, aklımızda başka bir şey yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Onu demediğiniz zaman da karşılıyor sizin söylediğiniz fonu diyorum ya, benim anlatamadığım o.

BAŞKAN - Tamam.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Varsa, ha, bilelim, o zaman ayrı bent yazalım diyoruz spesifik olarak.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Buraya ayrı bent yazdık zaten.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, bir şeyi yok, ayrı yazdığınız bendin yukarıyla şu anda bir farkı yok diyorum ben de.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, onun dışında.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Mesela ne? Soruyorum işte. "Her türlü yöntemle" dediğiniz zaman o yine para ve sermaye piyasası oluyor.