KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, hep aynı gerekçeyi söylüyorsunuz ama burada biz borç yönetimindeki çok başlılıktan bahsediyoruz. Demin söyledik dedik ki: "Borç, finansman kaynak başka şey bulabilir." diyorsunuz... Bir borçlanma politikası açısından sizin aldığınız genel yetki Bakanlar Kurulunun buna yetki vermesi ayrı. Peki o zaman fonun yönetim kurulu, denetim kurulu kararıyla borçlanma yapamayacak mı? Bakanlar Kuruluna mı soracak her seferinde?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Çerçeve...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, çerçeve belirledi ama borçlanma limiti, Hazinenin verdiğimiz mesela bizim ana bir limit var bütçe çerçevesinde, kaldırılabilecek şeyler var, ona göre vereceğimiz... Biz, buna, tamam, "Kamu borcu değildir." diyorsunuz ama öyle algılanacağını da söylüyoruz. Normal şartlarda bunu "kamu borcu" diye koyacağız. Yani biz ne dersek diyelim onlar öyle algılayacak. Dolayısıyla şimdi dış borç riskimizi artıran bir şeyi bu şekliyle... Yani kamu borcu bu. Netice itibarıyla varlıklar da kamu varlıkları olduğuna göre, onların üzerinden de borçlanma alıp garanti verdiğimize göre sonucu itibarıyla kamu borcu.

Peki, bu şekliyle Hazineye izin alıyor deyince zaten siz gidince Varlık Fonu olarak size izin vermeyecek mi? Sadece istişare edeceksiniz. O konuda tecrübeli arkadaşlarımız var. Onlar "roadshow"a çıktılar, tahvil ihracına çıktılar yani bunları biliyorlar. Tam tersine onlarla istişare ederek yapılsa çok daha kolay olur. Fonun tüzel kişiliğinin ayrı olması ayrı ama zaten Özelleştirme İdaresi devlet tarafından bir şekilde dolaylı olarak varlıklara aktarılıp idare edileceğine göre aynı şey yani devletin bir kolu ile öbür kolu. Ne olur izin alınsa? Şunun için söylüyorum: Dört beş sene bizatihi ben kendim uğraştım, devletin borç kütüğüne -Hazineci arkadaşlar alınmasın- Merkez Bankasında baktığımız zaman Dış Borçları İzleme Müdürlüğü kuruldu yani Erkan Bey eski dönemimiz ama...

ERHAN USTA (Samsun) - Hazineye...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, şey olarak yeniden yapılandırma dönemi...

Bakın, bir kamu kuruluşu olan belediyelerin borçlarını toplayıncaya kadar dört sene bilgisayar başında bütün genel sekreterlerle ahbap oldum, akraba oldum ben. Belediye bu, belediye, Ankara Büyükşehrin, İzmit'in, onun bunun borçları aldı, kim verdi, ne yaptı, kütükte, kütükte borç bakiyesini izleyemez hâle geldik Sayın Bakanım, belediye ya. Düşünebiliyor musunuz yani? Dolayısıyla şimdi bunu yaparken bunun hepsinin bir elde izlenmesi, bakılması çok önemli bir şey, o anlamda diyorum yani size izin vermeyecek mi Hazine, siz izin isteyeceksiniz de "Şu kadar borçlanalım..." Böyle bir şey olur mu? Tam tersine, koordinasyon sağlanmış olur, piyasalarla ilgili şeyler olabilir, başka kaynaklar... Yani o anlamda "Her şeyden muafız, her şeyden ayrıyız." demek çok fazla bir şey kazandırmaz, elimizi güçlendirmez bence. Hareket alanı belki genişliyor diye düşünüyorsunuz ama bence biraz daha koordinasyonu zayıflatır gibi geliyor. Yani yaşadığım örneği özellikle söylüyorum ki sonra takip açısından bunların gelmesi ayrı, birleştirilmesi ayrı, ayrı kurumlarda olması ayrı, bir sürü şeyle karşılaşabiliyoruz. Bence her şeyden istisna tutmak, arkasından diğer maddeler... Hepsi yani fonun kuruluşu ve kaynakları hariç gerisi, hepsi istisna maddeleri ve yukarıdan aşağı bakın, fonun kuruluş amacı ile kaynakları hariç hepsi istisna maddeleri. Onları yazacağınıza "Bu fon hiçbir şeye tabi değildir, kendi başına yönetilir, Bakanlar Kurulu nasıl isterse öyle yönetir." desek 2 maddeyle bitireceğiz yani çok fazla...