KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Baştan beri tartışılan bir konu, önceki gün de söyledik, yine arkadaşlarla görüşürken, az önce sayın grup başkan vekiliyle görüşürken kendisine de ilettik, biraz daha eskilerin tabiriyle -Sayın Temizel'in de şimdi söylediği gibi- efradını cami, ağyarını mâni derler, biraz ayrıntılı tartışılıp gelmesi gereken bir çalışma. Burada Komisyonda arkadaşlarımızın önerileriyle, birtakım çalışmalarla belli bir noktaya getirildi ama an itibarıyla hâlâ demek ki bu kadar kısa sürede böyle bir değişiklik olduğuna göre birtakım kesimlerle eğer bu çalışılırsa daha farklı bir noktaya gelebilecek durumda.

Tabii, fonun kurulması, ihtiyacı, amacı ayrı bir şey. İşlerken bunun içindeki işleyiş şekilleri, denetim biçimi, varlıkları, bunların aktarılma yöntemleri, hepsi farklı şeyler. Onun için, bu kadar küçük bir şekilde, hemen gelip bir torbanın arasında çıkarılması çok doğru değildi. Evet, ayrıştırdık, "Yapalım." diyoruz ama ben çok fazla tafsilatına girmeden -tekraren söylüyorum, Sayın Bakan yoktu çünkü konuştuğumuzda- bunun istenilen hedefe ulaşabilmesi için, böylesine sıkışık bir dönemde kurulmaması gerekiyor bize göre Sayın Bakanım. Yani, önce ayrıntısını konuşmadan önce işin felsefesinde anlaşmak lazım. Aceleyle şimdi kurduk, eğer bu söylenen amaca matuf bir fon kurulacaksa, amaç sadece bazı kuruluşları özelleştirme kapsamına alıp onların bazı şeyini satmak değilse o zaman varlık fonu deyince aklımıza ne geldiğini bir tartışmamız lazım yani bunda amaç nedir? Eğer amaç gerçekten bir varlık fonu kurup işletmekse bunun için de sonrasında bazı şeylerle ilgili çok erken konuşulabilir ama bununla ilgili bir pay ihracı bir şeyler yapılacaksa böyle aceleye getirilmemesi gerekir. Ama "Bizim de bir varlık fonumuz var. Buraya da şu varlıkları koyduk, şu kadar da varlığımız var." diyecekseniz ona bir itirazım yok. Onun için diyorum, önce kuruluş amacı ve felsefesi nedir, bunda bir anlaşmamız lazım, bu gerekçede yazılanlar, açıkçası, bizi tam tatmin etmiyor. Ha, o amaca uygun olacaksa da böyle aceleyle kurulmaması lazım, bir daha arkadaşlarla çalışılsın, ilgili bazı kuruluşlardan ve bizlerden de daha ayrıntılı görüş alınarak biraz daha farklı noktaya getirilebilir diyoruz. Ha, bunda anlaşmıyorsak o zaman burası çok açık, geniş yetkiler veriyor, tekrara girmemek için söylemiyorum. Denetimiyle ilgili, kuruluşuyla ilgili ve mülklerin aktarılmasıyla ilgili bu kadar sınırsız yetki olduğu zaman düşünüyoruz, suistimali aklımıza geliyor.

Çıkan torbanın içerisinde Özelleştirmeye devirler var, oradan birtakım buraya aktarılacaklar var, bağlantılı maddeler var. Ona baktığımız zaman, maalesef, arkadaşlar diyor ki: "Ya, işte, iyi niyetliyiz." Ya, iyi niyetlisiniz ama şimdi bizim önümüzde TÜRK TELEKOM örneği duruyor, TÜPRAŞ örneği duruyor, limanlar duruyor, Galataport duruyor, bilmem ne duruyor, bir sürü şey var. Şimdi, ona bakınca -arkadaşlarımız alınmasınlar, senelerdir gelip gidiyorlar, biz de söylüyoruz- yani portföyü de buluyor, tamam özelleştirme, özelleştirilecek şeyler bellidir. Zamanı gelmeyince satmıyorlar. Niye? Şu anda fiyatını bulmadı diye iptal ediyorlar. Ben de diyorum ki: Şimdi bu fonu kurmanın zamanı değil. Zamansız yaparsak erken doğmuş olacak ve amaca hizmet etmeyecek. Bunun, normalleşmiş bir ortamda hem Türkiye'deki şartlar anlamında hem de dünya piyasaları anlamında biraz daha bir şey olması lazım. Ama "Bizim de bir fonumuz var, kurduk." diyecekseniz ona bir itirazımız yok ama gerçekten bir varlık fonu olarak işlev görecekse sonrasında da o varlıkların değerlendirilmesi, uluslararası arenada birtakım yatırımcılarla ilgili işleri olacaksa o zaman biraz daha acele etmeden kurmamız lazım, oldubittiye getirilmesi doğru değildir diye düşünüyorum.

Her şeyde de böyle gelip "Sayıştay denetiminden muaf." Tamam. "Sadece kurumsal yönetim ilkelerine uyar." Peki, kim denetleyecek bu fonu? SPK denetimine... Fonun zaten tüzel kişiliği yok, şirket var. "Sadece vergi açısından veya tescili açısından tüzel kişilik var." demişsiniz ki şirket olduğu için aslında ona da gerek yok. Onun dışında bu fon nasıl denetlenecek? Yani, SPK denetimi başka bir şey, fona verdiğiniz varlıklar, bunların değerleri, Özelleştirme olarak sizin plan tadilatı yapma yetkiniz var. Aynı şeyi, işte, verdik Çevre Bakanlığına, belediye onu yapmadan o yapıyor. Geliyor, okul yeri olan yeri iş merkezine çeviriyor. Bir süre sonra oraya bir de emsal artışı veriyor. O zaman aklımıza başka şeyler geliyor yani bunların hepsinin varlıkları var.

Elimizde duruyor, örnek söyleyeyim size Sayın Bakanım: TÜRK TELEKOM'u özelleştirdik. Sözleşmesinde bunların müştemilatının, varlıklarının satılıp satılamayacağı bile açık değil. Adam çatır çatır satıyor. Kim denetleyecek şimdi bunu? Bitti. Sadece, güya, isim hakkını verecektik veya işte, hattın kullanımı gibi bir şey verecektik. Satıyor adam, satılmaz. Arkadaşlara soruyoruz, "Efendim, öyle bir şey yok sözleşmede." diyorlar. Yazmamışsınız, yok işte, doğru. O olmayınca da adam kendine durumdan vazife çıkarıyor. Önümüzde var. TÜPRAŞ örneği var, geriye döndük, 14,76'nın ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi, o varken de böyle, bu kadar geniş yetkiyi, kusura bakmayın, tamam, olağanüstü durum var, bakıyoruz, o konularda desteğiz ama bu mali bir konu, ekonomik bir konu, böyle aceleyle geçirilmesi doğru değil. Bir taraftan, soruyoruz, diyoruz ki: "Arkadaşlar, olağanüstü hâl, tamam, askerlerin yerini taşıyacağız." Buraya bomba atıldı, arkasından geliyor, diyor ki: "Bunların maliyeti var. Buraları biz iş merkezi yapacağız filan tarlada." Hayda! Şimdi, her seferinde, o zaman aklımıza arsa, arazi rantı geliyor, bir şeylerin satışı geliyor. O zaman olmaz, o varlık fonu falan olmaz. Bu, varlık fonu kanunu olmaz. Bazı varlıkların satışı için hikâyeden bir fon kurmuş oluruz eğer böyle yaparsak. Ha, gerçekten varlık fonu kuracaksak bu şekliyle çıkaramayız. O zaman Özelleştirmenin kulağını tersten gösterip, buradan gelip "Özelleştirebilmesi için olmayan bazılarını da -ki zaten özelleştiremiyorsanız o satılmıyor, belli bir şeyler fiyatını bulmuyor demektir- geri kalanlardan bazılarını da varlık fonunun içine koyalım, orada dursun, biz de bir fon kurmuş olalım." olur.

Ben bir defa daha söylüyorum, dün de arkadaşlara söyledim, bugün de söyledim: Bunu yeniden gözden geçirip sonraki sürece bırakmak... Ki şunu da söyleyeyim: Az önce Sayın Dışişleri Bakanı da söylediği için söylüyorum, bizlere de geldi, CHP Grubuna da geldi, İsrail'le ilgili anlaşmanın da eğer uygun olursa getirilmesi düşünülüyor, Hükûmet sevk ederse. Şimdi, zaten burada 80-81 maddelik bir torbamız var, bunun tamamında da uzlaşmış değiliz. Bu tantanaların arasında, ben, varlık fonunun heba edilmesini de doğru bulmuyorum. Gece yarısı saat dörtte, beşte birtakım şeylerle sıkıştırılıp bu şekliyle Genel Kurulda görüşülmesi de çok sağlıklı olmaz. O nedenle, ben bir daha diyorum ki arkadaşlara: Tamam, bunun amacına, kuruluş amacına, fonksiyonlarına itirazımız olmaz, bir şeyler yapılır ama işleyişi anlamında, yönetimi anlamında, denetimi anlamında bazı şeylerin buraya dercedilmesi gerekir. Onun için de acele edilmemesi gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.