| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1319) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .08.2016 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Divan, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım, sayın bürokratlar, değerli basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önümüzde olan kanun teklifiyle getirilen Türkiye Varlık Fonu'yla bütçe dışında yeni ve büyük bir fon oluşturulmakta. Bu fon kamu kaynakları aktarılarak oluşturulmakta ama bu kamu kaynaklarının ve gelirlerinin kullanımı bütçenin, dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetimi dışına çıkarılmaktadır. Bu fona ne kadarlık bir kamu kaynağının aktarılacağı bilinmemektedir. Bunun bir sınırı ise bulunmamaktadır. Ayrıca bu fona iç ve dış piyasalardan, Hazinenin de onayı olmadan, borçlanma yetkisi verilmektedir.
Gerekçeden anladığımız kadarıyla, bu fonun borçlanma ve diğer yollarla elde edeceği kaynaklarla, otoyollar, Kanal İstanbul, üçüncü köprü ve havalimanı, nükleer santral gibi büyük kamu yatırımlarının finansmanın sağlanması amaçlanıyor. Ayrıca yurt dışındaki petrol ve doğal gaz yatırımlarına yasal ve bürokratik kısıtlamalar olmadan yatırım yapma olanağı veriliyor. Devlete ait ve devletin kaynaklarının toplandığı, borçlanmalarına devlete ait varlıkların teminat gösterildiği bu fonun TBMM denetimi dışında tutulması kabul edilemez. Bunu bir kere daha ifade ediyoruz. Bu kadar büyük bir kamu varlığının toplanması ve harcanması, kamu adına borçlanmasına ilişkin iş ve işlemler sadece bağımsız denetim şirketlerinin denetimiyle asla geçiştirilemez.
Burada vurgulamak istediğimiz bir husus da -gerekçe bölümüne daha önce de atıfta bulunmuştum- bu fonun her türlü bahsedilen işte büyüme oranına ilave artış, sermaye piyasalarının büyüme ve derinleşmesinin hızlandırılması vesaire gibi katkılarının yanı sıra dış politikada da önemli bir enstrüman olarak kullanılacağı hususudur, daha doğrusu böyle bir gerekçe gösterilmesidir. Dış politikada böylesine şeffaflıktan uzak, anayasal denetimden uzak bir fonun Türkiye'nin itibarına çok büyük bir katkı sağlayacağından doğrusu kuşkumuz vardır.
Bir kez daha burada ifade etmek isteriz ki mevcut hâliyle bu düzenleme, bu fon düzenlemesi ekonomimiz için çok ciddi riskleri beraberinde getirmektedir. Özellikle bir kez daha söylemeliyiz ki kamunun kaynakları ile kamuya tanınan hak ve imtiyazlarla bir fon kurulmakta ancak "Bu fonu kamu denetlemesin." denmektedir, Sayıştay denetiminin dışına çıkarılmaktadır. Her konuda "halk iradesi", "millet iradesi" diyen iktidar partisinin, iş denetim konusunda geldiğinde Meclisin, millî iradenin tecelli ettiği yeri bir şekilde baypas etmelerini anlamakta doğrusu güçlük çekmekteyiz.
Tabii, bu düzenlemeye bakıldığında, Hükûmet, fonun finansmanı için öncelikle işsizlik sigortası, bireysel emeklilik gibi fonlarda birikecek paralara ve halkımızın, kamunun gelecekteki gelirlerine bir şekilde göz dikmektedir. Kamu kurumlarının ihtiyaç fazlası gelir ve varlıklarının fona devrini de içeren düzenleme bu hâliyle hazinenin iç borçlanma ihtiyacını artıracağı gibi, uzun dönemde bu kurumları ciddi şekilde zorlayacak, hatta batma riskiyle karşı karşıya bırakacaktır. O yüzden, bu konuda gerekçede bahsedilen "kamu kesimi borcu artırılmadan finansman sağlanacağı" şeklindeki yorumu da çok fazlasıyla iyi niyetli bulmaktayız.
Düzenlemeyle kamu erkini kullanacak olan fona yurt içinden ve yurt dışından borçlanma yetkisi verilmektedir ama bu borcun kamu borcu sayılmayacağı söylenmektedir. "Kamu borcu değildir." dense de borç verenler bu kamu fonunun çıkaracağı kâğıtları kamu kâğıdı olarak kabul edecektir, aksi takdirde borç vermek için hazine garantisi talep edeceklerdir. Yani, dış piyasalarda ülkenin hazinesi ve bu fon rekabet edecektir, bunun maliyeti yüksek olacaktır. Zaten devletin verdiği açık ya da örtülü garantilerle giderek bozulan kamu borç yönetimi içinden çıkılmaz hâle gelecektir.
Bütçe disiplini konusunda, mali disiplin konusunda büyük kaygılarımız bulunmaktadır. Hükûmetin kamu-özel iş birliğiyle kamu yatırımlarını bütçenin dışına taşıma anlayışı bu düzenlemede de devam etmektedir, zaten gerekçesinde ifade edilmektedir. Bu çerçevede, fonun kurulmasındaki asıl niyetin hem borçlanma limitlerinin hem de harcama disiplininin dışına çıkmak olduğu gözlenmektedir.
Kamu kaynaklarını ve tasarruflarını artırmak yerine, bütçe içindeki tasarrufları bütçe dışına kaçırarak harcamaya ve bütçe disiplininden kaçmaya dönük bu projelerden, fikirlerden Türkiye hep muzdarip olmuştur. Kredi değerlendirme kuruluşlarının gözü ülkemizin üstündeyken Hükûmet ekonomimizi altından kalkamayacağı maceralara sokmamalıdır.
Bir kez daha buradan -ben de arkadaşlarım gibi- çağrıda bulunuyorum. Bunu bu hâliyle geçirmememiz gerektiğini, her türlü, olabildiğince, özellikle de kamu denetimine izin vererek geçmesi gerektiğini, bu hâliyle asla Türkiye'nin çıkarına olmadığını vurgulamak istiyoruz. Yakın geçmişteki krizlerde yaşadıklarımız mali disiplini yitirmenin sonunun felaket olduğunu bizlere göstermiştir. Bu hata yapıldıktan sonra ekonomide yaşanacak sıkıntıları başka mazeretlerde aramak da doğru olmayacaktır. Yapılan yanlış vatandaşın zaten boşaltılan cebini yangın yerine çevirecektir.
Bir kez daha buradan sizlere çağrıda bulunuyoruz. Bu teklifin bu hâliyle geçmesi ülkemizin çıkarına değildir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok teşekkür ediyorum.